Sudan’da Nisan 2023’te başlayan iç savaş, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) Darfur’daki ilerleyişiyle yeni bir aşamaya geçti. RSF, 26 Ekim Pazar günü Kuzey Darfur’un başkenti El-Fasher’deki ana ordu üssünü ele geçirdiğini duyurarak “zafer” ilan etti.
Bunun ardından Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) lideri Abdülfettah el-Burhan, 27 Ekim Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “güçlerinin Darfur bölgesindeki son kalelerinden çekildiğini” bildirdi.
El-Fasher’in düşmesiyle RSF, Darfur’un neredeyse tamamında kontrolü sağlamış oldu.
UYDU GÖRÜNTÜLERİ KATLİAMI ORTAYA KOYDU
Yale Üniversitesi’ne bağlı İnsani Araştırma Laboratuvarı (HRL), Sudan’a ait uydu görüntüleri, açık kaynak verileri ve uzaktan algılama tekniklerini kullanarak hazırladığı raporda, “insan cesetlerinin boyutlarıyla tutarlı nesne kümeleri” ve “yerde kırmızı renk değişiklikleri” tespit ettiğini bildirdi.
Raporda, “El-Fasher'de, Fur, Zaghawa ve Berti gibi yerli Arap olmayan toplulukların, zorla yerinden edilme ve yargısız infaz yoluyla sistematik ve kasıtlı bir etnik temizlik sürecine maruz kaldığı” ifade edildi.
HRL, bu eylemlerin “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla tutarlı olduğunu ve soykırım düzeyine ulaşabileceğini” belirtti.
BM: “KORKUNÇ BİR TIRMANIŞ”
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, El-Fasher’de yaşananları “korkunç bir tırmanış” olarak tanımladı ve “büyüyen dış müdahaleye son verilmesi” çağrısında bulundu.
Guterres’in bu açıklaması, RSF’ye silah sağladığı iddia edilen Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yönelik dolaylı bir eleştiri olarak yorumlandı. BAE, söz konusu iddiaları reddediyor.
BM Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR) yetkilisi Jacqueline Wilma Parlevliet ise “şehirden kaçabilenlerin etnik ve siyasi amaçlı yaygın cinayet hikayeleri anlattığını, bunlar arasında kaçamadıkları için infaz edilen engelli kişilerin de bulunduğunu” söyledi.
BM Göç Kuruluşu (IOM) da “sadece iki gün içinde 26 bin civarında kişinin şehirden kaçtığını” açıkladı.
İNSANİ KRİZ DERİNLEŞİYOR
RSF’nin 17 ay süren kuşatmanın ardından El-Fasher’i ele geçirmesiyle birlikte kentte mahsur kalan yaklaşık 260 bin sivilin durumu büyük endişe yaratıyor. Sudan hükümeti, şehirde “en az 2 bin kişinin öldüğünü” duyurdu.
BM ve uluslararası yardım kuruluşları, “yargısız infazlar, kaçış yolları boyunca sivillere yönelik saldırılar, ev ev baskınlar ve cinsel şiddet dahil olmak üzere korkunç ihlallere dair güvenilir raporlar” aldıklarını belirtti.
Katar merkezli basına konuşan görgü tanıkları, “aylardır yiyecek girmeyen şehirde birçok insanın hayvan yemi yiyerek hayatta kalmaya çalıştığını” aktardı.
ULUSLARARASI TEPKİLER: “RSF’NİN SAVAŞ SUÇLARI KAYITLI”
Sudan’daki gelişmeler uluslararası düzeyde kınama dalgası yarattı. Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Türkiye ve Ürdün, RSF’nin “ağır insan hakları ihlallerini” kınadıklarını açıkladı.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) de RSF’yi sert biçimde eleştirdi. Örgüt, RSF’nin “Arap olmayan topluluklara yönelik etnik hedefli saldırılar ve sistematik cinsel şiddet” siciline dikkat çekerek, BAE’ye silah satışına onay veren İngiltere’yi de eleştirdi.
Açıklamada, “İngiltere yapımı bileşenlerin Sudan'da sivillerin yaygın şekilde öldürülmesinden sorumlu güçler tarafından kullanılan silahlarda bulunduğu” ve bunun “İngiltere'nin kitlesel zulümlere potansiyel suç ortaklığı hakkında ciddi soruları gündeme getirdiği” vurgulandı.
KÖKLERİ DARFUR SOYKIRIMINA UZANAN BİR GÜÇ
RSF, 2000’li yıllarda Darfur’da soykırım gerçekleştiren ve “Cancevid” (Janjaweed) olarak bilinen hükümet yanlısı milis güçlerinden doğmuştu.
Bugün El-Fasher’de yaşananlar, 20 yıl önce Darfur’da yüz binlerce insanın öldüğü etnik temizlik sürecinin tekrarı olarak görülüyor.
Nisan 2023’ten bu yana devam eden iç savaşta on binlerce kişi yaşamını yitirdi, 12 milyondan fazla insan ise yerinden edildi. HRL’nin son raporu, bu savaşın artık sadece siyasi değil, etnik bir boyut kazandığını da ortaya koydu.
