Beş bin ton altın yastık altında: Milli servet sistem dışı

Beş bin ton altın yastık altında: Milli servet sistem dışı

Yüksek enflasyonun, TL'de süren değer kaybının, kırılgan ekonominin yarattığı güvensizlik 5 bin ton altının yastık altında kalmasına yol açtı. Gayrisafi milli hasılanın üçte birini oluşturan 500 milyar dolarlık atıl birikimin sisteme dahil olması halinde krizdeki ekonomiye can suyu olabileceği değerlendirmesi yapıldı.

BAZI KURUMLARA GÖRE 7 BİN TON

İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, yastık altındaki altının 5 bin tona yakın olduğu açıkladı. Atayık, "Kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu düşünürsek, yastık altındaki altının 500 milyar dolar veya üzerinde olduğunu söyleyebiliriz" dedi. Atayık, bu rakamın Dünya Altın Konseyi’nin tahmini olduğunu, ancak başka kurumlara göre yastık altında 6 bin 500 ila 7 bin ton altının bulunduğunu söyledi.

1.5 TRİLYON DOLARIN ÜÇTE BİRİ BOŞTA

Yatırımlarda finansman olarak kullanılamayan yastık altındaki altın miktarı, Türkiye’nin bir yılda ürettiği mal ve hizmetlerin toplam tutarı olan gayrisafi milli hasılanın üçte biri oranında. Uzmanlar, ekonomiye duyulan güvensizlik nedeniyle ülkeye faydası olmadan boşta duran milli servetin sisteme dahil olması durumunda 527 milyar dolarlık dış borcun bile yeni borçlanmaya ihtiyaç duyulmadan ödenebileceğini kaydetti.

0707krt01a-tum

EKONOMİYE GÜVENMEYEN YASTIK ALTINDA SERVET TUTUYOR

Türk lirasının değer kaybı yüksek enflasyon ve siyasi istikrarsızlık milyarlarca dolarlık serveti yastık altına taşıdı. Ekonomiye ve yönetime güvenmeyen vatandaş 500 milyar dolarlık altını ekonomik sistemin dışında tuttu. Oysa güven sağlanabilseydi her yıl ana paradan daha fazla faiz ödemek zorunda olduğumuz 527 milyar dolarlık toplam dış borca ihtiyaç olmaz dış borç için ödenen faiz ile iş dünyasına uygun koşullarda uzun vadeli kredi verilebilirdi. Yine Türkiye’nin bir yılda ürettiği mal ve hizmetlerin toplam tutarı yani gayrisafi milli hasılası, 1.5 trilyon dolar. Bu miktarın üçte biri olan 500 milyar dolar yeni fabrikalarla istihdama ciddi katkılar sağlayabilirdi.

Yıllardır çözülemeyen yüksek enflasyon Türkiye’nin geleceğini yastık altına gömdü. Ekonomik sistemin yatırımlarda finansman olarak kullanamadığı, sisteme hiç faydası olmayan yastık altındaki altın miktarı 5 bin tona ulaştı. Yastık altındaki altının parasal karşılığı ise 500 milyar doların üzerinde.. Türkiye’nin bir yılda ürettiği mal ve hizmetlerin toplam tutarı yani gayrisafi milli hasılası, 1.5 trilyon dolar. Bu miktarın üçte biri olan 500 milyar doların üzerindeki miktar, vatandaşın ekonomiye duyduğu güvensizlik nedeniyle altın olarak yastık altında ülkeye faydası olmadan boşta duruyor. Yine dış borç ile karşılaştırdığımızda Türkiye’nin toplam dış borcu 527 milyar dolar. Bu bedel için ülke her yıl milyarlarca dolar faiz ödemesi gerçekleştiriyor. Oysa vatandaş ekonomiye güvense bu para sistem içine girse neredeyse dış borcun tamamına denk gelen borçlanmaya ihtiyaç duyulmayacak faize ödenen para sistemde uygun koşullu kredi ödemesiyle yatırıma aktarılabilecekti.

İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık,, Türkiye’de yastık altındaki altın miktarının 5 bin tona yakın olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Atayık, “Altının kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu düşünürsek, yastık altındaki altının aşağı yukarı 500 milyar dolar ve üzerinde bir değere karşılık geldiğini söyleyebiliriz.” dedi. İKO Başkanı Atayık, bu rakamın Dünya Altın Konseyi’nin tahmini olduğunu, ancak başka kurumlara göre 6 bin 500-7 bin ton yastık altı altının bulunduğunu söyledi. Atayık, “Ancak bu miktardan insanlar için manevi değeri olan ve bankalara eritmek üzere verilemeyen stokları düşmek gerekiyor.” diye konuştu.

5 bin ton olarak telaffuz edilen rakamların daha doğru olabileceğini ve kendi tahminlerinin de bu yönde olduğunu aktaran Atayık, şunları kaydetti: “Bu öngörünün teyidi için Türkiye’deki hanehalkı sayısı olan 20 milyon 200 bin ve Türkiye’nin nüfusu ile ilgili telaffuz edilen 85 milyon rakamı kullanılarak yastık altındaki miktarın akılcı olup olmadığı konusunda bir fikir yürütülebilir. Yastık altı birikimlerin parasal karşılığı bugün altının kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu düşünürsek, aşağı yukarı 500 milyar dolar ve üzerinde bir değere karşılık geldiğini söyleyebiliriz.”

“İTHALATIN YÜZDE 50’Sİ SEKTÖRDE KULLANILIYOR”

Atayık, ithal edilen altının tamamının, kuyumculuk ve mücevherat sektörünün talebi olmadığını ifade ederek, “İthal edilen toplam miktarın sadece yüzde 40-50 arasındaki bir miktarı sektörde kullanılıyor. Sektöre gelen bu miktar da kilogram başına 2 bin 500-5 bin dolar arasında bir katma değer yaratmak suretiyle Türkiye’nin en değerli ihracat birim değeri olan ürünlere dönüşüyor.” dedi.

Altın Madencileri Derneği verilerinden elde ettikleri veri sonucunda 2023 itibarıyla, fizibilite çalışmaları ve başvuruları yapılmış 18 ayrı altın madeni sahasında üretim yapıldığını aktaran Atayık, “2023 üretimi 35,5 ton, 2024’te ise 32,2 ton olarak gerçekleşti. Yurt içi üretim ve hurda geri dönüşleri ne kadar fazla olursa ihtiyacın karşılanma oranı artıyor, döviz çıkışı olmadan, ithalata gerek olmadan ham madde ihtiyaçları bu oranda karşılanmış oluyor.” şeklinde konuştu. Sadece kuyumculuk ve mücevherat üretiminde yıllık ortalama 170-200 ton arası ithalat gereksinimi duyulduğunu belirten Atayık, yurt içi üretim ve hurda dönüşümünün ne kadar fazla olursa ithalatın o kadar oranda azalacağını da bildirdi.

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılma sürecine de değinen İKO Başkanı Atayık, vatandaşın yeterince güven duyamadığı için birikimlerini yastık altında tutmaya devam ettiğini öne sürerek, şunları kaydetti: “Bu konuda kuyumcuları da sürece dahil eden çalışmaların geçmişi 10 yıl öncesine dayanıyor. Bakanlıklarda yapılan toplantılarda bankaların bu konuda yeteri kadar uzman personel bulunduramaması nedeniyle, ayrıca vatandaşların güvendikleri, daha önce alışveriş yaptıkları, kendilerine yakın hissettikleri kuyumcular vasıtasıyla bu tercihlerini kullandıkları gerçeği öne çıktı. Bu tarihten sonra KADSİS ve ADN gibi rafineri firmalarımız tarafından geliştirilen ve zaman içinde sisteme dahil kuyumcu sayısının artırıldığı projeler hayata geçti. İKO olarak özellikle mevcut sistemleri geliştiren kurumlarımız ve kişiler bazında olumsuz bir durum yaratmamak adına süreçte sadece kuyumcuların daha fazla etkin olması önerimizi Hazine ve Maliye Bakanlığına ilettik. Ancak Bakanlıktan gelen talep üzerine Yastık altı Altın Yatırımları Sistemi (YAY-SİS) adı altında bir proje ile bir sistem önerisinde bulunduk. Bu sistemde, Türkiye genelinde 27 kuyumcular odası ve 86 kuyumcu dernek üyesi kuyumcu meslektaşlarımızın içinde olduğu her birine finansal güçleri oranında kredilendirme yapacak, kamu bankaları eliyle bir işleyiş öngörülüyor.”

YAY-SİS ile altınların reel değerinin tespiti konusunda da ekspertiz hizmeti verilebileceği öngörülüyor Sisteme ilişkin bilgiler veren Atayık, uzmanlar tarafından belirlenen oranlarla has altın karşılıkları bulunarak bir liste oluşturulabileceği, kuyumcunun kredi ilişkisi olan banka şubesi ile iletişim başlatarak, kuyumcunun hesabından vatandaşın hesabına has altın karşılığı geçeceğini ve bankanın peşin veya vade sonunda vermeyi taahhüt ettiği getiriyi belirtilerek işlemin tamamlanabileceği açıklamasında bulundu. Değerlemeye tabii tutulacak olan altınların kurulacak sistemle, otomatik olarak kaç gram brüt ağırlığı olduğu, kaç gram has altın karşılığına denk geldiğinin hesaplanacağını söyleyen Atayık, hesaplanır ve liste halinde çıktı sağlanabileceğini kaydetti. Atayık, kuyumcuların bu sistemle altınların reel değerinin tespiti konusunda da ekspertiz hizmeti vermiş olacağını belirterek, “Yastık altı birikimlerinin piyasaya çıkarılması için tüm kuyumcuların sisteme entegre edilmesiyle kuyumcuların güçlü mali yapısı, vatandaşla olan güçlü iletişimi ve diğer mesleklere göre sahadaki benzersiz dinamiğinin de harekete geçirilmesi sağlanmış olacaktır.” dedi.

İKO’DAN ALTINBANK KURULMASI ÖNERİSİ

Atayık, yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması için YAY-SİS önerisinin yanı sıra bu çalışmalara hız kazandırmak amacıyla “Altınbank” kurulması önerisinde bulunduklarını da açıklayarak, şu önerilerde bulundu:

“Bankaların çeşitlenmesi ve değişik uygulamalara yol açılmasını önlemek adına kuyumcuların bir kooperatif mantığında üye olabilecekleri, sermayesini altın bazında tutabilecek, kamu tarafından desteklenecek ve kamu tüzel kişiliğe haiz İKO öncülüğünde tüm Türkiye’deki kuyumcu oda ve derneklerin ve bunların üyelerinin içinde olduğu, kural ve uygulamaların standart hale geldiği, tamamen kuyumculuk ve mücevherat sektörünün gelişimi ve tüm ihtiyaçlarının karşılanması dahil geniş bir perspektifte, özellikle bir ihtisas bankası olarak hizmet verecek bir banka kurulmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.Adı, Altınbank olan banka sayesinde bugün yaşanan ithalat, cari açık, yastık altı, teknoloji, yatırım, standardizasyon gibi konular tek elden çözümlenmiş olacak. Söz konusu bankanın özellikle yıllardır yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması çalışmalarına ivme katacağına inanıyoruz. Altınbank konusunda, Cumhurbaşkanlığımız, ilgili bakanlıklarımız ve kurumların vereceği destekle sürecin hızla tamamlanmasına son derece önemli katkı sağlayacaktır. Kurulacak Altınbank’ın piyasada hurda dönüşlerinin hızlanmasının yanı sıra kuyumcu meslektaşlarımızın da altın kredi ihtiyacını karşılayacağına inanıyoruz.”

Atayık, başvuru sürecine ilişkin ise sermaye tipi ve miktarı konusunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun da (BDDK) Altınbank’ın faaliyet başvurusu noktasında çalışmalarının sürdüğünü belirterek, hukuki, teknik ve sektörel gereksinimlere ilişkin hazırlıkların yapılmaya devam edildiğini bildirdi.

YORUMLAR (11)
11 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN