Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, sosyal medya hesabından yaptığı çarpıcı bir paylaşımla Türkiye'nin iç borç sarmalına ve giderek ağırlaşan faiz yüküne dikkat çekti. "Torunlarımıza kalacağını sandığımız hesabı (borcu) şimdiden biz ödemeye başladık" diyen Aktaş, özellikle Nisan ayında Cumhuriyet tarihinin en yüksek iç borç faiz ödemesinin yapıldığını belirterek korkutan rakamları ve acı reçeteyi gözler önüne serdi.
AKTAŞ'TAN ACI TESPİTLER: BORÇLANMADA ÇARESİZLİK VE ARTAN YÜK!

Alaattin Aktaş, Türkiye'nin borçlanma politikasındaki kritik sorunları üç maddede özetledi:
- Artan Borçlanma İhtiyacı: Hazine'nin borçlanma ihtiyacının azalmak bir yana, giderek arttığını vurguladı.
- Sabit Faizle Borçlanamama: Geçmişte yapılan "olur olmaz zamandaki faiz indirimleri" nedeniyle artık sabit faizli borç almanın imkansız hale geldiğini belirtti.
- Değişken Faizliye Mecburiyet: Borçlanmada ağırlığın "çaresiz kalınıp" değişken faizli borçlanmaya kaydığını ifade etti.
NİSAN AYINDA FAİZ ÖDEMESİ REKORU: VERGİLERİN ÜÇTE BİRİ FAİZE GİTTİ!
Aktaş'ın paylaştığı en sarsıcı bilgi ise Nisan ayına aitti: "Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en yüksek iç borç faiz ödemesini geçen nisan ayında yaptı: Tam 237 milyar lira." Bu rakamın vahametini ise şu sözlerle açıkladı: "Yani Türkiye, nisan ayında topladığı her 100 lira verginin 30 lirasını iç borç faizi için harcadı."

PAYLAŞILAN GRAFİKLER TEHLİKEYİ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR!
Ekonomi yazarının paylaştığı grafikler de durumun ciddiyetini rakamlarla destekliyor:
- Ocak-Nisan Dönemi İç Borç Ödemeleri Korkutuyor: İlk grafiğe göre, 2025 yılının sadece ilk dört ayında (Ocak-Nisan) yapılan toplam iç borç ödemesi 757,5 milyar TL'ye ulaştı. Bunun 583,5 milyar TL'si faiz ödemesi olarak gerçekleşti. Geçmiş yıllarla kıyaslandığında faiz yükündeki fahiş artış dikkat çekiyor (2023 Ocak-Nisan faiz: 75,9 milyar TL; 2024 Ocak-Nisan faiz: 248,6 milyar TL). Dolar bazında bakıldığında ise 2025'in ilk dört ayında 15,8 milyar dolar faiz ödemesi yapıldığı görülüyor.
- Borç Stokunda Ağırlık Riskli Değişken Faize Kayıyor: İkinci grafik ise iç borç stokunun yapısındaki tehlikeli değişimi ortaya koyuyor. Nisan 2025 itibarıyla toplam iç borç stoku 6 trilyon 96 milyar TL'ye ulaşırken, bu stok içinde değişken faizli borcun payı %34,3'e yükselmiş durumda. 2020 yılında bu oran sadece %20,5 seviyesindeydi. Bu durum, gelecekteki faiz artışlarına karşı Hazine'yi daha kırılgan hale getiriyor ve borç maliyetlerinde öngörülemezliğe yol açıyor. Sabit faizli TL borçların payı %47,2 iken, TÜFE'ye endeksli borçların payı ise %10,8'e gerilemiş durumda.
"HESABI ARTIK BİZ ÖDÜYORUZ"
Alaattin Aktaş'ın vurguladığı gibi, Hazine'nin artan borçlanma ihtiyacı, faiz politikaları sonucu sabit faizle borçlanma imkanının daralması ve çaresizce değişken faizli enstrümanlara yönelinmesi, iç borç yükünü ve özellikle faiz faturasını katlayarak artırıyor. Bir zamanlar gelecek nesillere kalacağı düşünülen bu ağır yük, artık doğrudan bugünün vergi mükelleflerinin omuzlarına binmiş durumda. Nisan ayındaki rekor faiz ödemesi ve vergilerin önemli bir kısmının borç faizine gitmesi, bu acı gerçeğin en net göstergesi olarak karşımızda duruyor.
