Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2025 yılında bitkisel üretim tüm ana gruplarda geriledi. Zirai don, kuraklık, tarlaların arsa ve binaya dönüştürülmesi ve yanlış tarım politikaları nedeniyle bitkisel üretimde sert düşüş yaşandı. En temel gıdalar arasında yer alan tahılların üretimi 68 milyon tona gerilerken buğday üretimi 14, arpa yüzde 26 azaldı. En sert düşüş yüzde 30,9 ile meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde görüldü. Elma yüzde 48, şeftali 46, kiraz 70, Antep fıstığı 61, zeytin yüzde 35 geriledi.
ÖNLEM ALINMAZSA KITLIK KAPIDA
Ekonomist İris Cibre, “Bu yıl tarımda aldığımız darbe büyük” diyerek planlı tarım uygulamalarına bir an önce geçilmesi uyarısı yaptı. İnşaat sektörüne verilen teşviklere dikkat çeken uzmanlar, aynı özenin tarıma gösterilmemesinin faturasının ağır olduğuna vurgu yaptı. “Teşvikler girdi maliyetlerini karşılamayınca çiftçi tarlasını yüksek fiyatlarla müteahhitlere sattı. İnşaatçılara astronomik teşvikler verildi. Oysa bu teşvikler tarımsal üretime ve teknolojiye verilseydi bugünkü tablo ortaya çıkmazdı” dedi.

BU REKOLTEYLE ENFLASYON DÜŞMEZ
TARIMDA KITLIK KAPIYA DAYANDI
Türkiye’de köyler mahalle, üreticiler işçi, tarlalar da arsa ve binalara dönüşünce kıtlık kapıya dayandı. Küresel iklim krizinin yıllardır geleceği bilindiği halde gerekli önlemlerin alınmaması ve tarımsal teşviklerin yeterince verilmemesi sonucunda bugünkü korkutan tablo ortaya çıktı. Don ve kuraklığın vurduğu tahıl üretimi yüzde 12,3 azalırken meyvelerde ise yüzde 30,9 ile sert kayıp görüldü.
Yüksek enflasyonun en önemli nedeni olan gıdada gelecek daha da karamsarlaştı. Tahıldan meyveye, baklagillerden pamuğa kadar her kalemde yüzde 10’un üzerinde yaşanan rekolte düşüşü enflasyonun hedeflenenin tam tersi olarak daha da yukarıya çıkacağına işaret etti. Nüfus ve yabancı turist sayısı artarken milyonlarca mülteci ülkede bulunurken gıdada başlayan kriz tüm hesapları da boşa çıkardı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2025 yılında bitkisel üretim tüm ana gruplarda geriledi. En sert düşüş yüzde 30,9 ile meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yaşandı. Meyve ve içecek bitkileri üretimi 19,6 milyon tona geriledi. Elma yüzde 48,3, çilek yüzde 1,9, şeftali yüzde 46,1, nektarin yüzde 44,1, kiraz yüzde 70,6, üzüm yüzde 27,5 ve nar yüzde 10,2 oranında azaldı. Turunçgillerde mandalina üretimi yüzde 5,8 artarken; portakal yüzde 17,5 ve limon yüzde 34,4 düştü. Sert kabuklu meyvelerde fındık yüzde 38,5, ceviz yüzde 38,2, Antep fıstığı yüzde 61,5 oranında azaldı. Muz üretimi yüzde 1,2 ve zeytin üretimi yüzde 34,7 geriledi.
ACİL ÖNLEM ŞART
Uzmanlar şimdiye kadar gerekli önlemlerin alınmadığına dikkat çekerek, planlı tarım uygulamalarına bir an önce geçmek gerektiğini söyledi. Ekonomist İris Cibre, “Bu yıl tarımda aldığımız darbe büyük. Boşuna değil GSYH’de yüzde 12’lik düşüş. İklim koşulları iyileşmeyecek, ülkemiz susuzluğa koşuyor. Buna göre planlama yapmalı” dedi. Nitekim halkın en temel gıdaları arasında yer alan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi de yüzde 9,0 azalarak yaklaşık 68,1 milyon tona geriledi. Tek başına tahıl üretimindeki gerileme yüzde 12,3’le 34,2 milyon ton oldu. Buğday üretimi yüzde 13,7 azalarak 17,9 milyon ton, arpa yüzde 25,9 düşüşle 6 milyon ton, çavdar yüzde 20,9 azalarak 203 bin ton, yulaf yüzde 26,3 düşüşle 288 bin ton olarak gerçekleşti. Mısır üretimi ise yüzde 4,9 artarak 8,5 milyon ton oldu. Kuru baklagillerde nohut 413 bin ton, kuru fasulye 247 bin ton, kırmızı mercimek 250 bin ton seviyesinde üretildi. Patates üretimi yüzde 7,2 azalarak 6,4 milyon ton, soya üretimi yüzde 17,4 düşüşle 149 bin ton, ayçiçeği üretimi yüzde 11,8 azalarak 1,9 milyon ton olarak kaydedildi. Şeker pancarı üretimi ise yüzde 2 düşüşle 22 milyon ton oldu. Sebze üretimi 2025 yılında yüzde 0,9 azalışla 33,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Üretim artışları karpuzda yüzde 6,7, kuru soğanda yüzde 9,8 ve sivri biberde yüzde 1,8 olurken; domates yüzde 7,6, salçalık kapya biber yüzde 4,7 ve hıyar yüzde 2 oranında geriledi.
BETON KARIN DOYURMUYOR
Türkiye’nin inşaat sektörüne verdiği teşviklere dikkat çeken uzmanlar, aynı özenin tarıma gösterilmemesinin faturasının ağır olduğunu söylediler, Uzmanlar, “Türkiye yıllardır şehirleşme adı altında değerli tarım arazilerini kaybetti. Teşvikler girdi maliyetlerini karşılamayınca çiftçiler ellerindeki tarlaları yüksek fiyatlarla müteahhitlere satmaya başladı. Müteahhitler de tarlaların arsaya çevrilmesi için harekete geçti. İnşaatçılara astronomik teşvikler verildi. Oysa bu teşvikler tarımsal üretime verilseydi ve tarımsal teknolojiye yatırım yapılsaydı bugünkü tablo ortaya çıkmazdı” dedi. İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli de tarımdaki küçülmenin gıda arzı ve enflasyon için alarm verdiğini söyledi. Kestelli, tarımdaki küçülmenin yalnızca ekonomik bir gösterge olarak değil; gıda arzı, kırsal istihdam, enflasyon ve dış ticaret dengesi açısından da ciddiyetle değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. “2025 yılında uygulanan sıkı para politikaları ekonomi genelinde belirleyici oldu. Düşük kur–yüksek maliyet dengesi özellikle ihracat ve üretim üzerinde baskı yarattı. Büyüme büyük ölçüde iç talepten kaynaklandı, net ihracat ise büyümeye negatif katkı sundu. Sanayi ve hizmetler sektörlerinde büyüme kaydedilirken tarım sektörü yüzde 12,7 daraldı ve büyümeyi aşağı çeken tek ana sektör oldu” dedi.


