Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkı para politikası döneminde menkul kıymet alım stratejisi, QNB ekonomistlerinin detaylı analiziyle mercek altına alındı. Analiz, TCMB’nin piyasalara genişleme sinyali vermeden gelecek yıl yapabileceği maksimum tahvil alım miktarını 261 milyar TL olarak hesapladı. Ekonomistler, bu eşiğin aşılmasının, portföy oranını tarihsel ortalamaların üzerine taşıyacağı ve genişlemeci bir politika adımı olarak algılanabileceği uyarısında bulundu.
KARAHAN'IN AÇIKLAMALARI YENİ EŞİĞİ BELİRLEDİ
QNB ekonomistleri Erkin Işık, Deniz Çiçek ve Şakir Oktay Gür’ün hazırladığı analiz, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu sunumunda dile getirdiği "itfa olacak kıymetlerin yenilenmesi" ve "piyasa şartlarını bozmayacak şekilde bilançodaki tahvil oranının kademeli biçimde bir miktar daha yukarı çekilmesi" yönündeki değerlendirmeleri üzerine yoğunlaştı.
Ekonomistler, tahvil alımlarının ne zaman genişlemeci sayılacağını belirlemek için, APİ portföyünün niceliksel gevşeme aracı olarak kullanılmadığı 2015-2019 dönemi verilerini baz aldı. Bu dönemde APİ portföyünün haftalık bilançoya oranı yüzde 2,2 civarındaydı. Analizde, APİ portföyünün bilançonun yaklaşık yüzde 3’üne çıkmasının likidite amaçlı olacağı ve parasal genişleme yaratmayacağı vurgulandı.
2026 İÇİN MAKSİMUM ALIM MİKTARI 261 MİLYAR TL
QNB ekonomistlerinin hesaplamalarına göre:
Haftalık bilançoya oranla yüzde 3’lük bir limit belirlenmesi ve bilançonun öngörülen enflasyon doğrultusunda büyümesi halinde, tahvil portföyü 2026 sonunda nominal olarak 456 milyar TL’ye ulaşabilir.
Bu, mevcut nominal tutar olan 262.3 milyar TL’ye göre 194 milyar TL’lik bir artış gerektiriyor.
Buna ek olarak, 2026 yılındaki toplam tahvil itfa tutarı (vadesi dolacak kıymetler) 67.7 milyar TL seviyesinde.
Bu iki tutar toplandığında, TCMB’nin tahvil portföyünü likidite odaklı yüzde 3 seviyesinde tutması için 2026 yılında alması gereken maksimum miktar 261 milyar TL olarak ortaya çıkıyor.
HAZİNE BORÇLANMASININ YÜZDE 5’İNE DENK GELİYOR
Ekonomistler, 261 milyar TL’lik bu tutarın, Hazine’nin 2026 finansman programında öngördüğü 5 trilyon 344 milyar TL’lik toplam borçlanmanın yaklaşık yüzde 5’ine denk geldiğine dikkat çekti.
Analizin net uyarısı şu oldu: “Bunun ötesine geçecek alım tutarı, tahvil portföyünün bilançoya oranını tarihsel ortalamaların üzerine taşır ve genişlemeci olarak algılanabilir.”
