Türkiye ekonomisi 2025 yılının ikinci çeyreğinde TÜİK verilerine göre yüzde 4,8 oranında büyüdü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyüme ise yüzde 4,6 olarak açıklandı. Ancak bu oranlar, aynı dönemde açıklanan sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, inşaat üretimi ve dış ticaret gibi öncü göstergelerle tutarlı görünmüyor.
Ekonomistlerden GSYH değerlendirmesi: Yüzde 50 faizle yüzde 1,6 büyümek inanılmaz
Ekonomist Mahfi Eğilmez, 3 Eylül 2025 tarihli “Hangisi Doğru?” başlıklı yazısında, açıklanan GSYH verilerinin sahadaki gerçeklerle çeliştiğini ifade ederek, bu durumu “birkaç tuhaflık” başlığı altında değerlendirdi.
SANAYİ ÜRETİMİ DÜŞERKEN SANAYİ NASIL BÜYÜDÜ?
TÜİK verilerine göre sanayi sektörü ikinci çeyrekte yüzde 6,1 büyürken, sanayi üretim endeksindeki artış aynı dönemde yalnızca yüzde 0,2 oldu. Mahfi Eğilmez bu farkı şöyle yorumladı:
“Sanayi sektörüne ilişkin veriler ve sanayicilerin yakınmaları sanayi sektörünün yüzde 5,6 gibi tatmin ediciliğin bile üzerinde bir büyümeyi kesinlikle işaret etmiyordu.”
Eğilmez’e göre bu durum, GSYH’de yer alan sanayi büyümesiyle uyuşmuyor. Ayrıca sanayi üretim endeksinin yanında kapasite kullanım oranlarında da aşağı yönlü eğilim gözleniyor. Eğilmez, “Sanayide kapasite kullanım oranlarının düşüş eğiliminde olduğunu gösteriyor ve bu durum SÜE endeksindeki gelişmeyi doğruluyor” ifadelerini kullandı.
İNŞAATTA ÇELİŞKİLİ TABLO
GSYH verilerinde inşaat sektörü yüzde 10,9’luk büyümeyle ikinci çeyrek büyümesine en yüksek katkıyı yapan sektör oldu. Ancak TÜİK’in açıkladığı inşaat üretim endeksinde bu büyümeyi destekleyecek bir gelişme yer almıyor. İkinci çeyrek boyunca inşaat üretimindeki ortalama artış sadece yüzde 2,1 seviyesinde kaldı.
Mahfi Eğilmez’e göre bu durum da açıklanan GSYH ile çelişiyor:
“İkinci çeyrekteki inşaat üretiminin GSYH’ye yüzde 10,9 oranında bir katkı yapacak ya da mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış yüzde 4,6 oranındaki büyümeyi açıklayacak bir duruma kesinlikle işaret etmiyor.”
TÜİK büyüme rakamlarını açıkladı: Ekonomi 2. çeyrekte yüzde 4.8 büyüdü
DIŞ TİCARET VERİLERİ POZİTİF KATKIDAN UZAK
Harcamalar yöntemiyle hesaplanan büyümede yatırımlar yüzde 8,8, hane halkı tüketimi ise yüzde 5,1 artışla dikkat çekti. Buna karşın dış ticaretteki tablo büyümeyi desteklemekten uzak. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 1,7 artarken, ithalat yüzde 8,8 yükseldi.
Eğilmez, dış ticaretteki bu dengesizliğe dair şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her ay ihracat artışıyla iftihar edilirken bir de bakıyoruz ki ihracat bu dönemde yüzde 1,7 artarken ithalat yüzde 8,8 artmış.”
İthalatın üretim için kullanılan girdileri kapsaması nedeniyle büyümeye pozitif katkı yapabileceğini de ekleyen Eğilmez, bunun Türkiye gibi üretim sürecinde ithalata bağımlı ülkelerde geçerli olabileceğini belirtti.
“YA VERİLER YA DA YAKINMALAR YANLIŞ”
Mahfi Eğilmez yazısını şu net ifadeyle sonlandırdı:
“Bu veriler bize ya bu büyüme oranlarının ya da sanayicilerin ve inşaat sektörü temsilcilerinin şikâyetlerinin doğru olmadığını söylüyor.”
