BARAN BEKİ
Otomotiv endüstrisi, elektrifikasyon ve otonom sürüş gibi mega trendlerin etkisiyle köklü bir dönüşümden geçerken, şirketlerin finansal stratejileri de yeniden şekilleniyor. Nissan, bu dönüşümde öncü bir rol oynamak ve iddialı "The Arc" iş planını hayata geçirmek için sermayesini en verimli şekilde kullanmayı hedefliyor. 30 Haziran 2025'te ortaya çıkan bu son hamle, şirketin bu yolda ne kadar kararlı olduğunu gözler önüne seriyor.
ACI REÇETE ÇOKTAN YAZILMIŞTI
Aslında bu son finansal hamle, şirketin yakın zamanda girdiği sancılı yeniden yapılanma sürecinin bir devamı niteliğinde. Okuyucularımızın hatırlayacağı üzere, Nissan'ın yeni CEO'su Ivan Espinosa, 24 Haziran'da gerçekleştirilen ve 3 saatten uzun süren fırtınalı hissedarlar toplantısında adeta ter dökmüştü. Espinosa, o toplantıda "Re:Nissan" adını verdiği acı reçeteyi açıklamıştı: 20.000 çalışanın işine son verilmesi, 7 fabrikanın kapatılması ve 500 milyar yen maliyet tasarrufu hedefleniyordu.
Aynı toplantıda Renault'nun 25 yıllık yönetim kurulu etkisi de resmen sona ermişti. İşte bu köklü küçülme ve yeniden yapılanma hamlelerinin bir parçası olarak, tedarikçi ödemelerinin uzatılması da şirketin sermayesini koruma ve geleceğe yönlendirme stratejisinin kritik bir adımı olarak öne çıkıyor.
Nissan'da fırtınalı toplantı! Yeni CEO 3 saatlik toplantıda terledi

NAKİT AKIŞI İÇİN RADİKAL KARAR: ÖDEMELER 60 GÜNE ÇIKIYOR
Nissan, Haziran 2025 sonlarında Japonya'daki binlerce parça tedarikçisine bir e-posta göndererek, mevcut ödeme döngüsünü değiştirmek istediğini bildirdi. Reuters tarafından görülen e-postalara göre şirket, halihazırda yaklaşık 20 gün olan ödeme süresini 60 güne uzatmayı teklif ediyor. Bu değişikliğin Ekim 2025'ten itibaren geçerli olması planlanıyor.
Nissan sözcüsü Shiori Hashimoto, yaptığı açıklamada bu değişikliği doğruladı ve amacın "ödeme koşullarını küresel standartlarla uyumlu hale getirmek ve rekabet gücünü artırmak" olduğunu belirtti. Şirket, bu adımla milyarlarca dolarlık bir nakit akışı avantajı yaratarak, bu kaynağı doğrudan geleceğin teknolojilerine yönlendirmeyi amaçlıyor. Bu hamle, özellikle Nissan'ın ittifak ortağı Renault gibi diğer küresel üreticilerin zaten uyguladığı daha uzun ödeme vadelerine bir uyum sağlama çabası olarak da görülüyor.
STRATEJİNİN MERKEZİNDE "THE ARC" PLANI VAR
Bu finansal manevranın arkasındaki ana itici güç, Nissan'ın kısa süre önce duyurduğu iddialı "The Arc" adlı iş planı. Bu plan kapsamında Nissan, önümüzdeki üç yıl içinde 30 yeni model piyasaya sürmeyi hedefliyor ve bu modellerin 16'sı elektrikli veya hibrit olacak. Plan, aynı zamanda satışları 1 milyon adet artırmayı ve işletme kâr marjını %6'nın üzerine çıkarmayı içeriyor.
Böylesine agresif bir büyüme ve elektrifikasyon stratejisi, devasa bir yatırım gerektiriyor. Nissan, ödeme vadelerini uzatarak işletme sermayesini güçlendirmeyi ve bu kritik yatırım döneminde elini rahatlatmayı hedefliyor. Kısacası, tedarikçilerden gelen bu "borç", doğrudan yeni nesil Ariya'ların, elektrikli Micra'ların ve diğer yenilikçi modellerin geliştirme ve üretim hatlarına akacak.

TEDARİKÇİ CEPHESİNDE ENDİŞELİ BEKLEYİŞ
Nissan'ın bu stratejik adımı, kağıt üzerinde mantıklı görünse de madalyonun bir de diğer yüzü var. Japonya'daki tedarik zinciri, özellikle daha küçük ve orta ölçekli şirketler için bu değişiklik büyük bir zorluk teşkil edebilir. Ödemelerin 40 gün daha geç yapılması, bu şirketlerin kendi nakit akışlarında ciddi sıkıntılara yol açabilir ve operasyonlarını sürdürmek için ek finansman bulmalarını gerektirebilir.
Japon iş kültüründe geleneksel olarak daha hızlı ödeme döngülerine alışkın olan tedarikçiler, bu yeni duruma adapte olmakta zorlanabilir. Bu durum, uzun yıllara dayanan Nissan-tedarikçi ilişkilerinde bir gerilime neden olma potansiyeli taşıyor. Nissan'ın elektrikli geleceğe yaptığı bu yatırımın faturasının bir kısmının tedarikçilere yansıtılması, endüstride önümüzdeki aylarda yakından takip edilecek bir gelişme olacak.

