Son günlerde yollarda artan radarlar, peş peşe gelen trafik cezaları ve "her 30 km'ye bir radar" tartışmalarıyla hepimiz isyan noktasındayız. Peki, bu ceza yağmurunun arkasındaki asıl neden gerçekten trafik güvenliği mi? Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş, paylaştığı resmi verilerle tartışmanın seyrini değiştirecek o "gizli gerçeği" ortaya koydu. Aktaş'a göre meselenin özü, ceza yazmaktan çok daha derin: Devletin tahsil edemediği milyarlarca liralık bir "kara delik".
İŞTE O TABLO: MİLYARLARCA LİRALIK TAHSİLAT KRİZİ
Herkesin hissettiği ceza artışı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine bakınca adeta bir çığa dönüşüyor. Alaattin Aktaş'ın dikkat çektiği tablo, durumu net bir şekilde özetliyor:
Ceza Yazma Rekoru: 2021'de 14 milyar TL olan yazılan toplam ceza (tahakkuk), 2024'te 72,1 milyar TL'ye fırlamış. 2025'in sadece ilk 4 ayında ise bu rakam şimdiden 53,6 milyar TL'ye ulaşmış durumda!
Asıl Bomba "Alınamayan Tutar": Cezalar artarken, devletin tahsil edemediği tutar da katlanarak büyüyor. 2024 sonundaki 28,5 milyar TL'lik alınamayan ceza, 2025'in ilk 4 ayında 32,4 milyar TL'lik devasa bir "kara deliğe" dönüşmüş.
Çöken Tahsilat Oranı: En çarpıcı veri ise tahsilat oranında. 2024'te yazılan cezanın %60'ı toplanabilirken, 2025'in ilk 4 ayında bu oran %39,6'ya çakılmış! Yani, devlet yazdığı her 100 TL'lik cezanın sadece 40 TL'sini kasasına koyabilmiş.

AKTAŞ'IN TEŞHİSİ: YENİ RADARLAR TAHSİLAT AÇIĞINI MI KAPATIYOR?
İşte bu noktada Alaattin Aktaş, o can alıcı soruyu sorarak tüm denklemi değiştiriyor:
"Maharet, çok trafik cezası yazmak değil... Maharet, trafik güvenliğini sağlayacak şekilde ceza yazmak ve sonra da o cezayı tahsil etmek. Yazılan cezanın ancak yarısını toplayabilenler acaba kendini hiç sorguluyor mu? Yoksa cezanın ancak yarısı toplanabildiği için mi yeni yeni uygulamalara başvuruluyor?"
Aktaş'ın bu yorumu, aslında bir iddiadan çok bir teşhis niteliğinde. Vatandaşın "tuzak" olarak gördüğü yeni nesil "Radarsan"lar, sürekli değişen hız limitleri ve artan denetimler, aslında trafik güvenliğinden çok, tahsil edilemeyen milyarlarca liralık açığı kapatmak için atılan bir adım olabilir mi? Devlet, alamadığı 32,4 milyar TL'yi, yeni cezalar yazarak telafi etmeye çalışıyor olabilir mi?
VATANDAŞIN İSYANI VE BAKANLIĞIN SAVUNMASI BOŞA MI?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın "Vatandaşlarımıza tuzak kurmuyoruz, amacımız güvenliği artırmak" açıklamaları, bu tablo karşısında anlamını yitiriyor. Vatandaş, yollarda ceza kesmek için bir av başlatıldığını hissederken, Aktaş'ın paylaştığı veriler bu hissin arkasında somut bir "tahsilat krizi" olabileceğini gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak, yollardaki gerilimin arkasında sadece bir güvenlik politikası değil, aynı zamanda ciddi bir kamu maliyesi sorunu yatıyor olabilir. Alaattin Aktaş'ın işaret ettiği gibi, asıl "maharet"; adil, caydırıcı ve en önemlisi uygulanabilir bir sistem kurmaktır. Tahsilat oranı %40'lara düşmüş bir sistemin, yeni cezalarla kendini finanse etmeye çalışması ise kamu vicdanında "adalet" değil, "tuzak" algısını güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor.
