Shiba Inu (SHIB) için sosyal medyada %103.222’lik yakım artışı iddiaları gündem yarattı. Ancak resmi veriler bu iddiaları doğrulamazken, yakım oranında son günlerde %63 düşüş yaşandı. Proje yönetiminden açıklama gelmemesi güveni zedeledi. Balina hareketleri %92 azaldı, fiyat ise 0,000012–0,000013 dolar aralığında destek bulmaya çalışıyor. Veri tutarsızlıkları ve spekülasyonlar, SHIB’in uzun vadeli istikrarı açısından risk oluşturuyor.
Shiba Inu (SHIB), doğrulanmamış veri akışları ve çelişkili göstergeler nedeniyle bir kez daha çalkantılı bir dönemden geçiyor. Sosyal medyada dolaşan iddialara göre, SHIB’in yakım oranında %103.222’lik astronomik bir artış yaşandığı öne sürülse de bu veriyi doğrulayan resmi bir açıklama yapılmadı. Gerçekte ise son günlerdeki veriler, yakım oranında %63’lük bir düşüşe işaret ediyor.
Bu çelişkili bilgiler, yatırımcılarda şüphe uyandırırken, piyasanın SHIB’e karşı temkinli tutumu sürüyor. İşlem hacmindeki artış, spekülatif alım-satım faaliyetlerinin yükseldiğine işaret ederken, proje yöneticilerinden Shytoshi Kusama ve Lucie’nin suskunluğu, yönetimsel şeffaflık sorunlarını yeniden gündeme taşıdı.
SHIB’in uzun süredir benimsediği deflasyonist yaklaşım, teoride token arzını azaltarak fiyatı desteklemeyi hedefliyor. Ancak veri tutarsızlıkları ve iletişim eksikliği, piyasa güvenini olumsuz etkiliyor. Nitekim son haftalarda balina cüzdanlarından SHIB’e yönelik girişlerde %92’lik bir düşüş yaşandı. Bu durum, kurumsal ya da büyük yatırımcıların projeye olan güveninde ciddi bir azalmaya işaret ediyor.
Fiyat desteği hâlen 0,000012–0,000013 dolar bandında korunmaya çalışılsa da genel trendin aşağı yönlü olduğu görülüyor. Bu süreçte ShibaSwap gibi platformlar ile BONE ve LEASH gibi ilişkili tokenlar da olası dalgalanmalardan etkilenebilir. Öte yandan Ethereum (ETH) gibi daha geniş çaplı kripto varlıklar ile SHIB arasındaki korelasyon düşük seyrediyor, bu da genel piyasa açısından SHIB’in oynaklığının sınırlı bir etki yarattığını gösteriyor.
Geçmiş veriler, SHIB gibi varlıklarda spekülatif dalgaların kısa vadeli rallilere neden olabileceğini, ancak bu hareketlerin kalıcı fiyat artışları yaratmadığını ortaya koyuyor. Bu nedenle fiyat istikrarının sağlanması, yalnızca arz mekanizmalarıyla değil, yatırımcı güvenini güçlendirecek iletişim stratejileriyle de mümkün olacak.