[Karar]
ERKUT TEZERDİ
Sanatın her alanında yer alan Görkem Yeltan, film yönetti. Şarkı sözü yazdı.16’ncı ve 18’inci Altın Koza Film Festival’inde ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü, 28’inci İstanbul Film Festivali’nde de ‘Uzak İhtimal’le ‘en iyi senaryo’ ödülünü aldı. Sayısız dizide ve filmde oynayan Görkem Yeltan edebiyatın da içinde. Kırmızı Kedi Yayınevin’den çıkan 18’inci kitabı ‘Karabiber Nilü ve Çiçi’ ile çocuk okuyucularına yeniden ‘merhaba’ diyen Yeltan’la çok yönlü sanat yaşamını konuştuk.
İlk kez çocuk kitabı yazma fikri nasıl gelişti?
Tiyatro eğitimim sırasında yetersiz bulduğum çocuk oyunlarında oynuyor, daha iyiye gitmeleri için yapılması gerekenleri düşünüp kendime dert ediniyordum. Başka ülkelerde izlediğim çocuk oyunları beni etkiliyor, iyi çocuk filmlerini takip ediyordum. Araştırma dönemimde de sonrasında da yazdığım karakterlerin o dünyaya ait olmaya başladıklarını hissettim ve o yolculuğun peşini bırakmadım.
ÇOCUK EDEBİYATI
Neden yalnızca çocuklar için kitap yazıyorsunuz?
Çocuk kitapları, çocukların da yetişkinlerin de okuyabildiği kitaplar. Her ne kadar bizim ülkemizde çocuk edebiyatına bakış tam anlamıyla bu yönde olmasa da çocuk edebiyatının durduğu yer burası. Çocuklara ilişkin sanatsal üretimleri seviyor, o dünyaların içinde mutlu oluyorum.
Eserlerinizde ön plana çıkan temalar nelerdir?
Tema üzerinden ilerlemiyorum. Ben, çocuklarla yaptığımız atölyelerde yazarlığı uydurukçuluk olarak tanımlıyorum: ‘Bir şey uydurmak, kafadan atmak, sallamak’. Herkes uydurukçu olmayı seviyor nihayetinde. Ya da zaten sevdiğini hatırlıyor. Ben hikayelerin ve karakterlerimin peşinden gidiyorum. Her hikayemin de kendine göre bir sözü var.
KAÇIŞ HİKAYESİ
‘Karabiber Nilü ve Çiçi’ neyi anlatıyor?
Hikayenin çıkış noktası yönetmenliğini yaptığım uzun metraj esnasında sanat yönetmenimiz olan Nilüfer Çamur’a dayanıyor. O yüzden bir karakterime ‘Kertenkele Nilü’ adını verdim. Kuyruğunu bırakmak istemeyen bir kertenkele fikriydi ilk olarak kapımı çalan. Bu fikri oynadığım iki film sırasında kafamda evirip çevirmeye, geliştirmeye çalıştım. Bir kaplumbağanın ve bir baykuşun dostları olmasını ve onların başından geçen bir evden kaçma hikayesini düşledim sonrasında.
Yetişkinler için roman veya hikaye yazmayı düşünüyor musunuz?
Şimdilik şarkı sözleri ve senaryolar var. Ayrıca çocuk kitaplarımı ve çocuk edebiyatı üzerine yazdığım makaleleri de yetişkinlerin okuduğunu biliyorum. Bana büyük mutluluk veriyor. Bir gün diğer alanlarda da yayımlanan kitaplarım olacağından eminim.
HEPSİ ZOR HEPSİ KOLAY
Oyunculuk, yazarlık, yönetmenlik; sizce hangisi daha zor?
Hepsi zor, hepsi bittiğinde mutlulukla sarmaladığı için de kolay. Başlangıçta her iş zor geliyor. Başlamanın verdiği heyecan devam etmeye yardımcı oluyor. Okuyorum, araştırıyorum, izliyorum, dinliyorum. Heyecanımı yitirmiyor, o iş esnasında görevimi ve yapmam gerekenleri düşünüyorum. Oyuncuysam, yapmam gerektiği gibi yönetmenime, onun dünyasına teslim oluyorum. Yazıyorsam hem karakterlerime ve hikayeye teslim oluyorum hem de onlarla aramdaki sınırı belirliyorum. Benim anlatabileceğim dille nefes alıp vermeye başlayacaklarını iyi biliyorum.
YENİDEN YÖNETMEN KOLTUĞUNDA
Sizi yakın zamanda ekranlarda veya bir sinema filminde görecek miyiz?
Şu an kurgu sürecinde olan ‘Durak’ isimli filmde rol aldım. Salah Birsel’in ‘Dört Köşeli Üçgen’ isimli romanından senaryoya uyarladığım, Mehmet Güreli’nin yönetmenliğini yapacağı filmin de çekimine başlıyoruz. Hikayesi benim olan iki senaryo üzerinde çalışıyoruz. Biri Tuna Kiremitçi’yle senaryosunu çalıştığım Ümmü Burhan’ın yönetmenliğini yapacağı film. Diğer hikayeyi de Tarık Tufan’la çalışıyoruz. O da benim yönetmenliğini yaptığım ikinci filmim olacak.
