Görüşler

Kardeşlik masasına davet

Kardeşlik  masasına davet

Yavuz Saltık, kesinleşen AİHM kararı sonrası eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın beklenen tahliyesini yazdı. Saltık ‘Selahattin Başkan’ diye seslendiği Demirtaş’ı özgür olduğunda, ülkenin kardeşlik hukukuna küçük bir katkı sağlamak adına, Diyarbakırlı bir Kürdü, Trabzonlu bir Türk olarak kuracakları kardeşlik sofrasında misafir etmek istediğini söylüyor.

Aylar önce ‘terörsüz Türkiye’ sürecinde kurulması tartışılan komisyonun önemine binaen tutuklu olduğum Silivri Cezaevi’nden kaleme aldığım yazı ile destek vermiştim. O yazımda rahmetli Diyarbakırlı Aram Tigran’ın, “Elimde olsa dünyadaki tüm silahları yakıp, eriterek, saz, cümbüş yapardım” sözüne atıfta bulunmuştum. Yine o yazımda 10 yıla yakındır tutsak olduğu halde; demokrasi, özgürlük, barış mesajı vermekten bir gün bile vazgeçmeyen Selahattin Demirtaş ile 30 yıllık dostum, Başkanım, Cumhuriyet sevdalısı Ekrem İmamoğlu’na da özgürlük dilemiştim.

Kuşkusuz terörün bitmesi, anaların bir daha ağlamaması bu topraklar için çok değerli. Bunun farkında olarak takip eden günlerde önemli bir devlet büyüğüne, ülkemin kardeşlik hukukuna katkı sağlayacak, bin yıllık ayrılmaz birliğimizi pekiştirecek bir proje önerisini dostlarım aracılığıyla iletmiştim.

Aylar sonra bu öneriyi anma nedenim Karar Gazetesi’nde Ahmet Taşgetiren’in değindiği Selahattin Demirtaş’ın T24 internet sitesindeki yazısı. Demirtaş’ın sürecin muhasebesini yaptığı yazıda, sürecin daha sağlıklı yürüyebilmesi için yapılabilecek olanları da yazmış madde madde. Hepsine harfiyen katılıyorum, çünkü her biri değerli. Önerdiklerinin yapılmamış olması, yapılmasına engel değil. Bu ülkenin kardeşlik hukukunu daha da kuvvetlendirecek öneriler için Selahattin Başkana teşekkür ediyorum.
Benim de aylar önce devlet büyüğüne önerdiğim proje de, benzer amaca yani kardeşliğimizin pekişmesi yönelikti.

Önerdiğim proje; “81 ilden 1’er kilo ayva ve 1’e kg toz şekeri Ankara’da uygun bir meydanda toplayıp, bu sürecin tüm aktörleri (siyasetçi, akademisyen, yazar, asker, polis, şehit aileleri vs) ile beraber; “Bin yıldan beri var olan kardeşliğimiz pekişsin, ağzımızın tadı bozulmasın” şiarı ile reçel yapılması ve yapılan reçellerin, gönüllüler tarafından özel tasarlanan etiketli kavanozlar içinde Tarım Kredi Kooperatiflerinde satılması idi. Geliri ile yetim ve öksüz çocuklar burs verilsin” şeklideydi.

Sonuçta bin yıllık kardeşliğimiz pekiştirecek pek çok yaratıcı öneri üretmek mümkün.

Buradan Selahattin Başkan’a bir hatırlatma yapmak ve aradan geçen zaman içinde değişen koşullar nedeniyle daha önceki önerimi bir kez daha paylaşmak istiyorum.

Bundan yıllar önce o içeride, ben ise dışardayken Selahattin Başkan’a; “Sayın Başkan inşallah en kısa sürede çıkıp aramıza dönersin. Çıktığın gün için sana şunu teklif ediyorum; Edirne’den İstanbul’a dönerken annemin Beylikdüzü’ndeki evinde bir mola var. Bir Türk annesinin kurduğu masada annemin kendi elleriyle yaptığı Trabzon kuymağını ikram etmek isterim sana”. Zaman içinde de bunu kendisine hatırlatmışımdır.

Zaman çok acımasız davranıyor insanoğluna. Selahattin Başkan içeride hem anne, hem babasını kaybetti; ben de çok sevdiğim annemi.

Bugünlerde Selahattin Başkan’ın tahliyesini bekliyoruz. En kısa sürede özgür olmasını diliyorum.
Bu kez kaderin cilvesi olsa gerek Selahattin Başkan özgürlüğüne kavuşacağı günlerde, ben içerdeyim.
Ama tutuklu olsam da, Selahattin Başkan’a verdiğim sözü tutmak, onu o kardeşlik masasında misafir etmek istiyorum. Belki annem hayatta değil ama eşim ve kız kardeşlerim en az annem kadar iyi kuymak yaparlar.

Selahattin Başkan özgür olduğunda, ülkenin kardeşlik hukukuna küçük bir katkı sağlamak adına, Diyarbakırlı (aslen Elazığlı) bir Kürdü, Trabzonlu bir Türk olarak kuracağımız o kardeşlik sofrasında kendisini misafir edebilmek için bana 2-3 saat izin verilmesini istirham ediyorum.

Bu süreci mimarlarından Sayın Devlet Bahçeli‘nin katkısı ile kıyaslanamaz olsa da; demokrat, vicdanlı bir birey olarak benim de çorbada tuzum olsun, ben de ülkeme karşılıksız bir hizmet etmenin onurunu yaşayayım istiyorum. Devlet, bana vereceği 2-3 saatlik izinle bir şey kaybetmez ama ezelden geçip ebede gidecek kardeşliğimiz çok şey kazanır. Gerekirse bu 2-3 saatlik izin için 2-3 ay fazladan yatarım. Hem Selahattin Başkan, hem Kürtler, hem Türkler, hem de barış için buna değer.

Selahattin Başkan’ın bir önerisi de Amedspor ile Trabzonspor’un bir kardeşlik maçı yapması. Bunu en çok ben izlemek isterim. Belli mi olur tahliye olmama denk gelirse Selahattin Başkanın önerdiği Amedspor-Trabzonspor maçına kıymetli Trabzonsporlu dostum Vahap Coşkun’u da alır geliriz. Bana Amedspor, Selahattin Başkan ve Vahap Hoca’ya da Trabzonspor forması çok yakışacaktır.

Umutlu, demokratik, özgür yarınları olan sarsılmaz inancımla Selahattin Başkan ve Vahap Coşkun‘a cezaevinde kendi imkanlarımla öğrenmeye çalıştığım ana dillerinde son veriyorum yazıma; “Her tişt wê baş bibe, Serok”.*

YORUMLAR (7)
7 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir