Görüşler

Kazancın bire bin olduğu bereket ayı

Kazancın  bire bin olduğu bereket ayı

Kazancın bire bin olduğu fuarın en verimlisi Ramazan ayıdır. Ahiret mallarına talip olan, cennetin villalarını satın almayı arzulayan, aklı başında olan her insanın, bin can ile arzu ettiği şey: Her şeyden önce bizi yoktan var eden, onlar için bin bir türlü nimet sofralarını kuran kâinat sultanının rızasını kazanmak ve cemalini müşahede etmektir.

Ve insanoğlu, bu gaye uğrunda otuz günlük oruç tutmak ve daha kaliteli bir kulluk vazifesini yapmak adına gözünü ve aklını, kulaklarını ve kalbini, basiretini ve iradesini dört açmak durumundadır...

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ

Bünya tarlasında ahiretin mahsulatını yetiştirmek için kendisine belli bir ömür sermayesi verilen insanoğlu için, bu sermayeye gözü gibi bakması, zarara uğramaması, kâr üstüne kâr etmesi, dünyevî fani bir ticaret pazarında uhrevî bâkî servetler elde etmesi kadar değerli bir meşgale olamaz.

Yüce yaratıcı imtihana tabi tuttuğu kullarının bu fani mallarını bâki bir servete çevirmesi için -sonsuz rahmetiyle- kolay yoldan servetine servet katan özel ticaret fuarlarını kurmuştur. Üç aylar, özellikle Ramazan ayı, mübarek kandil geceleri, özellikle Kadir Gecesi, bu özel fuarlardan bir kaçıdır.

Bir taraftan sermaye, diğer taraftan emek faktörünün söz konusu olduğu bir akdin –İslam hukukundaki- adı mudarebedir. Bu çeşit ortaklık bir tarafın sermayesini ortaya koyarak diğer tarafın da bu sermayeyi çalıştırıp emeğini ortaya koyarak gerçekleştirdikleri bir akittir. Sermaye sahibinin rabbu’l-mal, sermayeyi çalıştıranın da mudarib ya da amil olarak isimlendirildiği mudarebe akdinde asıl amaç, kâr elde etmek ve bu kârı aralarında paylaşmaktır.

Bu konuya ilahî imtihan olarak bakıldığında, Bir taraftan ‘rabbu’l-mal’ (sermaye sahibi) olan ‘Rabbu’l-âlemin’ Allah vardır. Diğer taraftan bu sermayeyi çalıştırmakla yükümlü olan emek sahibi ve ‘mudarib/âmil’ diye adlandırılan ve sermayeyi çalıştıran kimse vardır. Ömrü de Allah tarafından kendisine lütfedilen sermayesidir. Beşeri mudarebe akitlerinde asıl hedef hem sermaye sahibinin hem emek sahibinin kâr elde etmesidir. Fakat din imtihanında sermaye sahibi olan Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı için –haşa- herhangi bir kâr elde etme maksadı elbette olamaz. Burada rahmeti sonsuz Rabbimizin ikram etmesiyle, emek sahibi olan insan aynı zamanda sermaye sahibi gibi kabul edilmiştir. Dolayısıyla, hem sermayeden hem emeklerden elde edilen kazancın tamamı insana ait olacaktır. Kârlı bir ticaretin yöntemi ise, malları ucuzluk zamanında, ucuzluk mevsiminde ve ucuzluk pazarında alış-veriş etmek ve böylece servetine servet katmaktır. Bu açıdan bakıldığı zaman, en iyi malların, en kıymetli mücevherlerin çok ucuza alınabildiği manevi ticaret pazarı, kazancın bire bin olduğu fuarın en güzeli, en kıymetlisi, en verimlisi Ramazan ayıdır. Ahiret mallarına talip olan, cennetin villalarını satın almayı arzulayan, özellikle aklı başında olan her insanın, bin can ile arzu ettiği şey: Her şeyden önce bizi yoktan var eden, onlar için bin bir türlü nimet sofralarını kuran kâinat sultanının rızasını kazanmak ve cemalini müşahede etmektir. Ve insanoğlu, bu gaye uğrunda otuz günlük oruç tutmak ve daha kaliteli bir kulluk vazifesini yapmak adına gözünü ve aklını, kulaklarını ve kalbini, basiretini ve iradesini dört açmak durumundadır.

İşte Ramazan ayı gibi, kazancı bire bin, bire otuz bin olan bir ticaret fuarında gücü yettiği halde ticaret etmeyen, kazanç peşinde koşmayan kimsenin ferasetinden, hamasetinden ve maharetinden şüphe etmek gerekmez mi? Çok muhtaç olduğu ve olacağı bir kazancı göz ardı etmek, müstağni davranmak, altın tepside kendisine sunulan böyle paha biçilmez bir ticaret pazarına uğramamak, onu elinin tersiyle itmek akılla, ferasetle izah edilebilecek bir tavır değildir. Allah’ın affı, mağfireti, rahmetinin sağanak, sağanak yağdığı Ramazan ayında ilk yapmamız gereken geçmişin kirlerinden temizlenmektir. Bu da kusurlarımızı itiraf etmek, Allah’ın rahmet dolu dergâhına sığınmak, bizi bağışlamasını dilemek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, çirkin işlerimizden ötürü pişmanlık gözyaşını dökmekle olur. Ramazan ayının hepimize ilahî affı, rahmeti ve şifayı dağıtması temennisiyle!

YORUMLAR (22)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
22 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir