Görüşler

Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlıyor

Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlıyor

KKTC’de pazar günü yapılan cumhurbaşkanı seçimi siyasi analistler ile anketçileri madara etti.

Ankara’nın tam desteğini alan Ersin Tatar’ın rahat bir şekilde ilk turdan seçileceğini söyleyip durdular. Gerçi bazı siyasilerin ve bürokratların apar topar KKTC’ye akın etmesi “ters bir durum mu var” şüphesi uyandırsa da “iki devlet” hamasetinin yarattığı yüksek volüm şüphecileri susturdu.

İşin enteresan tarafı karşı cephe de alabildiğince yanıldı. İlk turda yüzde 50’yi az bir farkla geçecek sonuca razıydılar.

Tufan Erhürman herkesi şaşırttı ve yüzde 62.76’lık oy oranıyla cumhurbaşkanı seçildi.

Aslında herkesi şaşırtan seçmenin ta kendisiydi. Seçmen özellikle son 5 yıldır KKTC’de kurulan siyasi ve ekonomik vesayet yapısına o kadar çok öfke biriktirdi ki oy sandıklarını patlattı. Patlatarak net ve güçlü bir mesaj verdi. “Ben Ankara’nın adamıyım, Ankara beni ister” diyen Ersin Tatar’ı emekliye ayırdı, “irade halkındır, Ankara ile istişare edeceğim” diyen Tufan Erhürman’ı cumhurbaşkanı yaptı.

Tufan Erhürman Ankara’nın bildiği bir figürdür. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans ve doktorasını tamamladıktan sonra, öğretim görevlisi olarak dersler verdi, Ombudsman kurumunun oluşturulması için kurulan teknik komitede çalıştı. Kıbrıs’a döndükten sonra Annan Planı referandumu sürecinde yer aldı, görüşmeci heyete dahil oldu. Siyasete, ikinci cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın partisi CTP’den atıldı. 9 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini Talat’tan devraldı. 4’lü koalisyon hükümeti döneminde bir buçuk yılı aşkın başbakanlık yaptı. Erdoğan ve ekibiyle çalıştı. Erdoğan’ın ekibinden bazılarının 4’lü hükümeti yıkmasıyla ana muhalefet lideri oldu. Kıbrıslıların “Tufan hoca” diye seslendiği, makam aracı ve koruma polisi kullanmayacak kadar mütevazı ve onlarca kitap yazacak kadar entelektüel birisi. Seçim sonuçları da gösteriyor ki seçmen böylesi birine geleceğini teslim etti. O da “teslimiyet değil temsiliyet” diyerek işe koyulmaya hazırlanıyor.

*

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bir televizyon programında söyledikleri yakın geçmişte yaşananları yeniden hatırlatması ve önümüzdeki döneme ilişkin ipuçları vermesi açısından değerli ve önemlidir: “Kıbrıs Adası’nda Türklerin ve Rumların eşit egemen ortak olarak yaşaması mümkün, gelin bunu mümkün kılalım. İnşallah mesajımız karşılık bulur. Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Kıbrıs sorunlarını çözecek siyasi meşrutiyeti olan tek insan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siyasi gerçekçi analizle söylüyorum. Bunu Yunanlılar da biliyor, Kıbrıslılar da biliyor, herkes biliyor.”

Doğrudur. Bir değil, birkaç kez kanıtlanmış gerçeklik Erdoğan’ın Kıbrıs konusunda ciddi deneyimler biriktirdiğidir. Tarihteki yerini çoktan alan ve Türkiye’yi Kıbrıs’ta “fetihçi” olmaktan çıkaran 2004 Annan planı referandumu sürecinin mimarı Erdoğan’dı. Devamında 2017’de Crans Montana’da çözüme çok yaklaşılmasının mimarı da Erdoğan idi. Ve her iki girişim de Rum liderliğince akamete uğratıldı. Hakan Fidan, Rumlara ve Yunanlılara bunları hatırlatıyor ve “Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Kıbrıs sorunlarını çözecek siyasi meşrutiyeti olan tek insan Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyerek yeni bir çözüm sürecinin başvuru adresini gösteriyor.

Unutulmamalıdır ki her iki girişim de federal bir devlet çatısı kurmak içindi.

Peki, KKTC cumhurbaşkanı seçimini “iki devlet” referandumuna çeviren ve Türkiye’den de cömertçe destek alan Ersin Tatar sorunsalı?

Ankara’nın seçilmiş veya atanmış bürokrasisi ve bazı sermaye kesimleri Ersin Tatar ile birlikte KKTC’de aldıkları siyasi ve ekonomik pozisyon, Kıbrıs sorununu Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin çıkarları doğrultusunda çözmekten uzak bilakis mevcut statükonun devamından yanadır. Parti kurultayında yüzde 65 oy ile seçilen Başbakan’a “kardeşim seninle çalışmak istemiyoruz” diyebilme gücü, hükümeti ve bakanları sıraya dizip emirler yağdırma kudreti, “ol deyince” her şeyi oldurabileceğini sanma gafleti. Buna karşı çıkıp itiraz edenleri de “Türkiye düşmanı hainler” ilan etme kurnazlığı.

Sermayedarların da kumarhaneden enerjiye, havaalanı işletmeciliğinden devasa inşaat projelerine yüz milyonlarca doları kasalarına boca etme gayreti.

Tufan Erhürman’ın yüzde 62.76 gibi yüksek bir oyla seçilmesi siyasi herkesi şaşırttı. Emin olun Ankara bürokrasisi dahil Tatar da böylesi bir sonuç beklemiyordu. Kıbrıs’ın Kuzeyinde kurulan vesayet yapısının partisi, inancı veya aidiyeti ne isterse olsun vatandaşı öfkelendirdiğini göremediler. Lefkoşa’da Tufan Erhürman’ın yüzde 68.88 gibi muazzam bir destek alması veya her seçim döneminde ayar çekmeye çalıştıkları Türkiye kökenli seçmenlerin çoğunlukta olduğu Mağusa’da yüzde 59.47, İskele’de 50.80 oy almasını öngöremediler. Seçime bulaştırdıkları milliyetçi-mukaddesatçı sosun vatandaşı cezbedeceğini sandılar. Fakat, sonuç umdukları gibi olmadı. Vatandaş Tufan Erhürman’a güçlü bir destek verdi ve cumhurbaşkanı seçti. İlk kutlayan da Erdoğan oldu.

Kıbrıs’ta halk iradesinin şekillendireceği yeni bir dönem başlıyor. Halk iradesinin tecellisini siyasi hayatlarının merkezinde görenler bu yeni döneme göre pozisyon almak durumundadırlar. Geçmişin kırık-döküklerini toparlayıp yeni ve temiz bir sayfa açarak işe koyulabilirler.

YORUMLAR (5)
5 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir