Görüşler

Üçüncü dünya savaşı, kıyamet Yakamoz S-245

Üçüncü dünya  savaşı, kıyamet Yakamoz S-245

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı E. Fuat Keyman, Ukrayna’nın işgali sonrası kamuoyuna yansıyan üçüncü dünya savaşı tartışmalarına mercek tutuyor.

2000’li yıllara girmemizden beri sıklıkla siyasi, kamusal ve akademik gündeme gelen iki soru var:

Üçüncü Dünya Savaşı’na mı gidiyoruz? Dünyanın sonu mu geliyor?

Her iki soru da 1980’lerden beri yaşadığımız bilişim, iletişim ve teknoloji alanlarındaki devrimsel gelişmeler, ekonomide pazar-piyasa merkezli neoliberalizmin hegemonik olması ve özellikle 1990’da Sovyetler Birliği’nin yıkılması sonucunda soğuk savaşın bitimi sonucunda hızlanan küreselleşme sürecinin ve ‘küreselleşen dünya’ olgusunun 2000’li yıllarda krize girmesi ve krizin süreklilik göstermesinden kaynaklanıyor.

2001, 11 Eylül terörü, 2008 ekonomik krizi, 2010 Arap Baharı/Ayaklanmaları; 2011-12 Irak ve Suriye’de DEAŞ’ın güç ve alan kazanmaya başlaması ve bu ülkelerde çökmüş devlet sorununun ortaya çıkması, 2014 Rusya’nın Suriye’de askeri güç varlık ve güç kazanmaya başlaması, 2020 Kovid pandemisi, 2022 Rusya’nın Ukrayna savaşı...

Tüm bu kritik eşiklerle birlikte gelişen, gezegeni ve yaşamı tehdit eden küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunu/krizi...

Son on yıldır küresel-bölgesel-ulusal düzeylerde ve gelişmiş demokrasileri de içererek yaşanan ‘temsili demokrasinin krizi’ ve ‘rekabetçi otoriter, popülist, milliyetçi ve lider-temelli siyaset ve yönetim’in güçlenmesi ve yaygınlaşması.

Tüm bu gelişmeleri içine alan üç önemli saptamanın/tartışmanın da altını çizelim: (a) Küreselleşme sürecinin sonuna geliyoruz, artık giderek güçlenen siyasi otoriterleşme ve ulus-devlet temelli milliyetçilik dalgasına girdik; (b) II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Amerikan hegemonyası temelli liberal dünya düzeni bitiyor (c) Küresel ısınma tüm dünyayı tehdit ediyor.

Bu üç tartışmadan çıkan sonuç ise hangisine odaklanarak baktığınıza bağlı olarak “Üçüncü Dünya Savaşı”na mı giriyoruz? ya da yaşamsal olarak “Dünyanın sonu mu geliyor ve kıyamet mi başlıyor” sorularının ciddi olarak sorulması oluyor.

Tam da bu noktada içinde olduğumuz 2022 yılının hemen başında olan iki çok önemli somut gelişmeyi not etmeliyiz: 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle tüm ülkeyi yıkıma götüren ve dünya siyasetini değiştiren savaşın başlaması, 28 Şubat’ta Birleşmiş Milletler (BM) ‘Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) çok sayıda bilim insanının çalışmalarıyla hazırladığı kapsamlı ve detaylı ‘İklim Değişikliği Raporu’nu yayımlaması.

Rusya’nın Ukrayna savaşı en iyi ihtimalle NATO-Rusya arasında ‘İkinci soğuk savaş 2.0’, en kötü ihtimalleyse ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ yaratabilir. Bu noktada endişeler giderek artıyor. Putin’in nükleer silah kullanmasından NATO üyesi Baltık ülkelerini de işgaline, başta Amerika ve İngiltere olmak üzere NATO’nun savaşa fiili katılmasına kadar uzanan bir risk alanında, Rusya-NATO çatışmasının Üçüncü Dünya Savaşını tetiklemesi artık kimseye çok uzak bir ihtimal olarak gelmiyor.

Benzer bir biçimde BM-IPCC İklim Raporu küresel ısınmada çok geç kalındığını, hemen çok radikal önlemler alınmazsa 2030 yılının bile geç olacağını söylüyor, yaşam için ‘kırmızı alarm’ veriyor.

Küresel ısınmanın ana neden olarak insan kaynaklı bir sorun olduğunu, bu temelde de siyasi ve kişisel iradeyle çözülebileceğini vurgulayan rapora göre, 1.5 derece hatta 2 derece eşiğine çok hızlı gelineceği ve karbon emisyonlarında ve sera gazı salınımında ciddi düşüşler sağlanmazsa kıyamet endişelerinin gerçekleşebileceğinin altı çiziliyor.

Savaş gibi kıyamet de hemen önümüzde, tüm yaşama meydan okuyan çok ciddi bir risk olarak duruyor.

Bu bağlamda da bugün sadece küreselleşme döneminin sona ermesinden değil aynı zamanda, dünya savaşı ve küresel düzeyde kıyamet senaryolarından hem de bu senaryoları komplo olarak değil aksine gerçekleşme olasılığı bulunan meydan okumalar olarak okuyarak konuşuyoruz.

YAKAMOZ S-245

Netflix’de yeni başlayan ve diğer Türkiye patentli dizilerden ‘Bir Başkadır’, ‘Fatma’, ‘Kulüp’ gibi başarılı ve çok izlenenler arasında yerini almaya namzet Yakamoz S-245 de yukarıda betimlemeye çalıştığım çerçeve ve kıyamet olasılığı içine izlenilmesi gereken bir dizi.

Kıvanç Tatlıtuğ ve Özge Özpirinçi’nin başrolde olduğu Yakamoz S-245, etkisi çok güçlenen güneş ışınlarının insanları öldürdüğü bir kıyamete Erebus adlı çukura araştırma yapmak için denizaltılarıyla dalış yaparken yakalanan bir grup bilim insanının hikayesini anlatıyor.

Aslında dizi bir yönüyle aynı kıyamet kurgusunu uçak ve yolcular arasındaki ilişkiler temelinde anlatan diğer bir Netflix dizisi ‘Into the Night’ın (Gecenin İçinden) devamı niteliğinde.

Bu iki dizide de NATO’ya ve iki-kutuplu dünyaya göndermeler var.

Yakamoz S-245, iyi bir senaryosu olan, oyunculuğu başarılı ve sürükleyici bir dizi. Bu tür konuların işlenmediği Türkiye patentli diziler içinde de bu anlamda orijinalliği de var.

İzlenmesini tavsiye ederim. Fakat bu diziyi dikkatlerinize getirmemin nedeni akademik tartışmadan önce, savaş ve kıyamet kurgularının kamusal ve siyasi gündeme girmiş olmaları ve tartışılmaya başlanmaları.

Küreselleşen dünya bugün bir kavşak noktasında: 11 Eylül’den, küresel ekonomik krizden, çökmüş devlet sorunundan ve DEAŞ’dan, küresel ısınma ve iklim değişikliğinden gerekli dersleri almayan hatta aksine kendi yararı için kullanan bugünün güç-çıkar temelli ve neoliberal dünya düzeni ya bu tutumunda devam ederek ve dünyayı savaşa ve kıyamete sürükleyecek ya da ders alarak başka bir zihniyet ve eylem içinde ‘demokratik, adil, kapsayıcı, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu, tüm yaşamın haklarını savunan ve barış temelli bir düzen’ için çalışacak.

Salgın, savaş ve iklimden ders alınmadığı sürece de yaşamın yok olmasına dönük kıyamet senaryoları da geçerliliğini her gün arttıracak.

Bu yazının başında odaklandığım akademik ve siyasal tartışmalar gibi Yakomoz S-245 de bu riski bize anlatıyor.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir