Ankara’ya sadece 1,5 saat uzaklıkta bulunan Çankırı Yer Altı Tuz Şehri, yaz mevsiminde serinliği ve mistik atmosferiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Yıl boyunca sabit kalan düşük sıcaklığı sayesinde adeta doğanın sunduğu bir klima işlevi gören mağara, ziyaretçilerine hem tarihi hem de sağlık dolu bir deneyim sunuyor.
TARİHLE SERİNLİK BİR ARADA
Çankırı merkeze yaklaşık 20 kilometre mesafede yer alan ve 18 bin metrekarelik devasa bir kapalı alana sahip olan mağara, hem doğal yapısıyla hem de içeriğindeki tarihi dokularla dikkat çekiyor. Yaklaşık 200 yıllık olduğu tahmin edilen bozulmamış eşek fosili, tahnit edilmiş çeşitli hayvanlar ve çok sayıda heykel, bu özel alanın cazibesini artırıyor.

YAZIN ORTASINDA 15 DERECELİK DENEYİM
Dışarıda sıcaklık 40 dereceyi aşarken, Tuz Şehri'nin içi sabit 13-15 derece aralığında kalıyor. Bu da burayı özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir mekân haline getiriyor. Doğal tuz ortamının sağladığı ferah hava ise ziyaretçilerin sadece bedenine değil, ruhuna da iyi geliyor.
Tuz Şehri’ni ikinci kez ziyaret eden Eskişehirli Selma Erdoğan, mağaranın zamanla çok daha zenginleştirildiğini belirterek, içerideki müze düzenlemesi, heykeller ve ışıklandırmanın göz alıcı olduğunu ifade etti. Erdoğan, ilk ziyaretinde daha sade olan yapının, bu defa kültürel bir cazibe merkezi haline geldiğini söyledi.

SAĞLIKLI VE DOĞAL BİR NEFES
Ziyaretçilerin ilgisinin sadece serin hava ile sınırlı kalmadığına dikkat çekenler, tuzlu ortamın solunum yollarına olumlu etkileri olduğunu da belirtiyor. Özellikle astım, alerji ve bronşit gibi rahatsızlıkları olan kişiler için doğal bir terapi alanı görevi görüyor.
Mağara içindeki atmosfer, ışıklandırma sistemi, sanatsal dokunuşlar ve sessiz ortamıyla birlikte hem meditasyon yapmak isteyenleri hem de kültürel keşif arayanları cezbediyor. Her yıl binlerce kişinin uğradığı bu yer altı kenti, adeta hem doğayla iç içe hem de geçmişle baş başa kalmak isteyenler için eşsiz bir durak haline geldi.
