Son yıllarda hem estetik hem de kullanım kolaylığı gerekçesiyle tercih edilen cam balkonlar, komşular arasında sık sık dava konusu oluyor. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararı, bu tür uygulamaların hangi koşullarda yapılabileceğini netleştirdi.
Balkonlar, dairenin bir parçası gibi kullanılsa da binanın dış cephesine dahil oldukları için hukuken “ortak alan” kapsamında değerlendiriliyor. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, dış cephede kalıcı değişiklik anlamına gelen her müdahale için kat maliklerinin en az beşte dördünün yazılı onayı gerekiyor. Bu şart yerine getirilmeden yapılan işlemler geçersiz sayılabiliyor.
DAVA NASIL BAŞLADI?
Yargıtay’a taşınan olayda bir apartman sakini, komşusunun balkonunu projeye aykırı şekilde camla kapattığını ileri sürerek eski haline getirilmesini istedi. İlk derece mahkemesi ise, benzer uygulamaların binada başka dairelerde de bulunduğu ve işlemin ruhsata tabi olmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
YARGITAY: İZİN OLMADAN YAPILAMAZ
Dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda, cam balkonun binanın dış cephesinde kalıcı ve sabit bir değişiklik oluşturduğu vurgulandı. Kullanılan malzemenin cam ya da PVC olmasının ve işlemin ruhsat gerektirip gerektirmemesinin sonucu değiştirmediği ifade edildi.
Yargıtay, bu tür uygulamaların ancak kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızasıyla yapılabileceğinin altını çizdi.
CAM BALKON YAPTIRMAYI DÜŞÜNENLERE UYARI
Karar, apartmanında cam balkon yaptırmayı planlayanlar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Gerekli çoğunluğun onayı alınmadan yapılan balkon kapatmaları “kaçak yapı” kapsamında değerlendirilebilecek ve sökülerek eski haline getirilmesi istenebilecek.
Uzmanlar, ileride dava ve masrafla karşılaşmamak için uygulama öncesinde mutlaka kat maliklerinden yazılı izin alınması gerektiğini hatırlatıyor.
