İstanbul’da Asya Kültür ve Medeniyet Derneği tarafından düzenlenen “Adalet ve Ahlak” panelinde, hukukçu-yazar Taha Akyol, milletvekili ve hukukçu Mustafa Yeneroğlu ile akademisyen Prof. Dr. Ahmet Battal değerlendirmelerde bulundu. Panelde, adalet ve ahlak alanında yaşanan sorunların siyasi olduğu kadar sosyolojik ve düşünsel boyutlarının da bulunduğu ifade edildi.
AÇILIŞ KONUŞMASI
Dernek Yönetim Kurulu Başkanı, panelin bu yıl adalet ve ahlak konularına odaklandığını belirtti. Konuşmasında Kur’an’da yer alan denge vurgusuna ve Bediüzzaman Said Nursî’nin adaleti temel ilke olarak ele alan yaklaşımına değindi.
''ADALET VE AHLAKI KORUMANIN YEGÂNE YOLU HUKUKTAN GEÇER''
Gazeteci ve hukukçu Taha Akyol, adalet ve ahlakın korunmasında hukukun belirleyici rol üstlendiğini söyledi.
Adaletsizliğin kaynağının güçler arasındaki fark olduğunu belirten Akyol, Lord Acton'un "Mutlak güç mutlaka bozar" sözünü hatırlattı. Gücü sınırlayacak yegâne çarenin, Batı'da Montesquieu gibi düşünürlerle kurumsallaşan kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğunu ifade etti.
Akyol, İmam-ı Azam’ın Abbasi halifesi tarafından teklif edilen görevi kabul etmediği için öldürülmesini ve Said Nursî’nin istibdat eleştirilerini örnek göstererek, tarihsel süreçte hürriyet fikrinin yeterince gelişmediğini savundu.
''DİNDARLIK YALNIZCA KİMLİĞE HAPSEDİLDİ''
Siyasetçi ve hukukçu Mustafa Yeneroğlu, Kur’an’ın adalet konusunda aktif bir tutum çağrısı yaptığına işaret etti. Buna rağmen Kur'an'ın adalet buyruklarının aktif sorumluluğa çağrı yaptığını ("Adalete şahitlik edin") ancak Müslüman çoğunluklu ülkelerin "İslamilik Endeksi" gibi sıralamalarda çok gerilerde kaldığını ve dindarlığın yalnızca kimliğe hapsedildiğini belirtti.
Yeneroğlu, adalet sorunlarının yalnızca yönetimlerle sınırlı olmadığını, toplumsal yapıda otoriter devlet anlayışına duyulan güvenin ve eleştirel yaklaşım eksikliğinin etkili olduğunu söyledi. Ayrıca, dini geleneğin otorite karşısında temkinli duruşunun sorgulanması gerektiğini ifade etti.
''ADALETİN ÖZÜ AHLAKTIR''
Akademisyen Prof. Dr. Ahmet Battal, adaletin temelinde ahlakın bulunduğunu ve ahlaki yaklaşımın empati gerektirdiğini belirtti. Yargı süreçlerinde masumun korunmasının öncelikli olması gerektiğini vurguladı.
Battal, devlet-toplum ilişkilerinde görülen yapısal sorunlara dikkat çekerek, sivil toplumun eleştirel bir tutum geliştirmesinin önemine değindi. Ayrıca ülkeler arasındaki yaşam tercihleri açısından Türkiye’nin gelişmeye ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Panel öncesinde hukuk, aile, toplum, gençlik ve medya başlıklarında yürütülen masa çalışmalarının özet raporları sunuldu. Bu çalışmaların, panel tartışmalarını geniş bir çerçeveye taşıdığı belirtildi.
