Babacan Avrupa’nın içinde bulunduğu durumla ilgili konuştu: Savunma sanayiinde yüz milyarlarca euroluk fırsat var

Babacan, Avrupa’nın artan savunma harcamalarının Türkiye için büyük bir ihracat fırsatı sunduğunu belirterek, “Para hazır ama Avrupa’nın üretim yapacak savunma sanayisi yok. Türkiye, siyasi ilişkiler sağlam olursa bu pazarda katlaya katlaya büyür” dedi. Gelişmeleri takdirle izlediğini söyleyen Babacan, terörsüz Türkiye hedefini de önemsediklerini vurguladı. Mevcut siyasi tabloya ilişkin ise, “Türkiye’de sistem sürdürülemez, ara dönem yaşıyoruz. Seçim baskısı giderek artacaktır" diye konuştu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteci Fatih Altaylı’nın programına konuk olarak yaptığı açıklamalarda savunma sanayiinden Kanal İstanbul’a, ekonomiden demokrasiye kadar birçok başlıkta çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Bu dönem bir ara dönemdir, sürdürülebilirliği yoktur” diyen Babacan, erken seçim baskısının artacağını vurgularken, Kanal İstanbul projesine yönelik güvenlik ve çevre kaygılarını da dile getirdi.

“SAVUNMA SANAYİİNDE DEV FIRSAT VAR"

Babacan, Avrupa’nın savunma sanayii altyapısının zayıf olmasına karşılık büyük bir pazarın oluştuğunu belirterek, Türkiye’nin bu alanda hızla büyüme potansiyeline sahip olduğunu söyledi:

“Savunma sanayiindeki gelişmeleri takdirle izliyorum. Avrupa’da korkunç bir potansiyel oluştu. Avrupa’nın parası var ama savunma sanayii yok. Yüz milyarlarca Euro’luk büyük bir pazar var. Türkiye savunma sanayiinde katlaya katlaya büyür.”

“DEMOKRASİ VE HUKUK HALKIN HAKKIDIR”

Ülkenin içinde bulunduğu siyasi yapının sürdürülebilir olmadığını savunan Babacan, halkın demokrasi ve hukuk talebinin önünde durulamayacağını belirtti:

“Halk demokrasi istiyor, ‘Koltuktan kalkmayacağım’ demek Türkiye gibi bir ülkede mümkün değil .Halk demokrasi istiyor, demokrasisini alacak. Halk hukuk istiyor, hukuk devletini alacak. Bu olacak Türkiye'de. Er ya da geç olacak. Çünkü geniş kitlelere rağmen hareket etmek, geniş kitlelere rağmen ‘Ben illa bu koltuğa oturdum, kalkmayacağım kardeşim. Emrihak vaki olan kadar buradayım.’ Bu Türkiye gibi bir ülkede mümkün değil.”

“BU DÖNEM SÜRDÜRÜLEMEZ, SEÇİM BASKISI ARTACAK”

İçinde bulunulan dönemi bir “ara dönem” olarak tanımlayan Babacan, erken seçim baskısının zamanla artacağını söyledi:

“Ben ara dönem olarak görüyorum. Bu böyle devam etmez. Bunun bir sürdürülebilirliği yok. Seçim baskısı gittikçe artar. Ama bir noktada inşallah sandık milletin önüne gelir. O zaman da vatandaşlar demokrasi ve hukuk talep edecek. Türkiye şeffaf ve temiz yönetilsin istiyor.”

“ENAG’A GÜVENİM KALMADI”

Babacan, son dönemde ENAG’ın enflasyon verilerine olan güvenini de sorguladığını belirtti, “ENAG’a son bir yıldır açıkçası çok güvenmemeye başladım. İlk başlarda bakıyordum, ama son dönemlerde ENAG’tan da çok emin değilim.” dedi.

“KANAL İSTANBUL BELİRSİZLİKLERLE DOLU BİR PROJE”

Kanal İstanbul projesine dair en büyük sorunun şeffaflık eksikliği olduğunu vurgulayan Babacan, “Ne olduğu bilinmeyen bir proje yürütülüyor” dedi: “Kanal İstanbul dediğimiz şey sadece bir deniz trafiği projesi mi, ötesi var mı? Dört başı mamur bir doküman gördünüz mü? Bu konuda ciddi bir belirsizlik var.”

Babacan, projenin çevre etkileriyle birlikte savaş ve afet durumlarında İstanbul’un Avrupa yakasının bir ada haline geleceğini, bunun da ciddi güvenlik sorunları doğuracağını söyledi:

Bu deprem veya savaş gibi Allah korusun, afet anlarında... İstanbul'un bir ada haline geleceği. Yani İstanbul'un Avrupa yakası bir ada haline geliyor. Burada da büyük ekranda var şimdi. Şimdi kanalı açtığınızda oluyor bir ada. Bu ada zaten şu taraftan üç tane köprü ile bağlı. Öbür tarafta da kaç köprü olacak bilmiyorum. Şimdi ada olduğu anda, deprem olduğunda o adaya ulaşmak ve ada nasıl tahliye olacak? Allah korusun savaş anında o adaya yardım ulaşması veya adanın tahliyesi nasıl olacak? Ben mesela merak ediyorum bir vatandaş olarak. Genelkurmay’ın, Silahlı Kuvvetlerin... Acaba bununla ilgili bir analizi var mı? Varsa biz bu analizi yaptık, sorun yok, güvenlik açısından hiçbir sorun yok diyorlarsa tamam. Ama ben bilmiyorum. Ama varsa da açıklamaları lazım.

Yarın bir gün ‘Ya çok baskı geldi ne yapalım, Cumhurbaşkanı kafasına koymuş bu işi yapacak nasıl olsa, biz de sesimizi çıkaramadık’ falan derlerse o zaman sadece bir vicdani vebal altında kalmazlar, bu başka sorumluluğu da getirir yanında yani. Hani hukuki sorumluluğu da getirir. Dolayısıyla eğer varsa sıkıntı stratejik açıdan, güvenlik açıdan bunun mutlaka ortaya konulması lazım. Ve bunun raporlanması lazım. Bu ada meselesi bizi açıkçası kaygılandırıyor, korkutuyor. Deprem ve savaş açısından Allah korusun Allah ikisinden de korusun, ama böyle bir riskin mutlaka hesap edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tabii şey çok yani konuşulacak konu çok Kanal İstanbul'la alakalı. Ama bir inat olduğunu da unutmamamız lazım.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN