Babacan: PKK'nın fesih açıklaması kontrolsüz! Bu bir devlet projesi

Babacan: PKK'nın fesih açıklaması kontrolsüz! Bu bir devlet projesi

DEVA Partisi lideri Babacan, PKK’nın kendini feshettiğini duyurduğu açıklamayı "Hababam işi" olarak nitelendirirken sürecin arkasında ciddi bir devlet çalışması olduğunu belirterek “Bu bir devlet projesidir” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve terör örgütü PKK’nın fesih açıklamasıyla devam eden gelişmeleri değerlendirdi. Bu süreci, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yürüttüğü kapsamlı bir plan olarak nitelendiren Babacan, bazı yönleriyle sürece dair eleştirilerini de dile getirdi.

“BU SÜREÇ, DEVLETİN HAZIRLADIĞI CİDDİ BİR PROJENİN PARÇASI”

Babacan, Bahçeli’nin Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmayı gördükleri anda, arkasında bir devlet planlamasının olduğunu anladıklarını söyledi. “Bu kullanılan ifadeler boşuna değil” diyen Babacan, söz konusu projenin geçen yaz aylarında Bahçeli’ye sunulduğunu, dolayısıyla sürecin uzun zamandır hazırlandığını dile getirdi.

“Bu bir devlet projesidir. Bahçeli’nin açıklaması öylesine yapılmış bir konuşma değil. Kendisine bu çalışma yaz aylarında sunulmuş. Devletin ilgili birimleri bu mesele üzerinde ciddi bir hazırlık yapmış.”

Babacan, Bahçeli’nin bu çalışmanın öncülüğünü gönüllü olarak mı üstlendiği yoksa kendisinden böyle bir rolün mü beklendiğinin kamuoyunca bilinmediğini ifade etti. “Oralar kapalı konular” diyen Babacan, sürecin hassasiyeti açısından bu ayrıntının spekülasyona açık olduğunu da ekledi.

“PKK AÇIKLAMASI DİKKATSİZ HAZIRLANMIŞ, DEVLET KURUMLARI DAHA DİKKATLİ OLMALI”

Halk TV'ye konuk olan Babacan, PKK’nın kendini feshettiğine dair duyurduğu açıklamayı ise ağır bir dille eleştirdi. Açıklamanın halkın hassasiyetleriyle örtüşmeyen ifadeler içerdiğini belirten Babacan, bu durumu "Hababam işi" olarak nitelendirdi:

“Orada bazı tehlikeli ifadeler var. Milletin sinir uçlarına dokunacak noktalar var. Bu iş ciddiyet ister. Böyle alelacele yapılmaz. Bu açıklama apar topar, kontrolsüzce yapılmış. Resmen hababam usulü olmuş.”

Sürecin MİT başta olmak üzere devletin ilgili kurumları tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Babacan, aylarca süren çalışmanın ardından böyle kontrolsüz bir açıklamanın kamuoyuna yansımasını eleştirerek, “Devletin kurumlarının daha dikkatli olması gerekir. Bu bizim devletimize bir uyarımızdır” dedi.

Babacan, özellikle geçmişte Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat açıklamasının devlet tarafından "adeta nakış gibi" işlendiğini, bu nedenle PKK’nın açıklamasında yer alan bazı söylemlerin denetimsiz kalmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

“PKK’NIN FESHİ TARİHİ BİR MESELEDİR”

Buna karşın, PKK’nın kendini tasfiye ettiğini açıklamasının önemine de dikkat çeken Babacan, bu gelişmenin Türkiye açısından tarihi bir kırılma noktası olduğunu söyledi:

“PKK’nın kendini feshi tarihi bir meseledir. Bunun kıymetini biliyoruz. Ancak bu kadar önemli bir süreçte iletişim dili ve hassasiyet çok daha dikkatli yönetilmeliydi.”

“DÜNYA’NIN İLGİSİ ERDOĞAN’A DEĞİL, TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNE”

Programda uluslararası gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, İstanbul’da yapılması önerilen Putin, Zelensky ve Trump buluşmasına ilişkin olarak ilginin şahıslara değil, Türkiye’nin konumuna ve potansiyeline olduğunu belirtti:

“İlgi Erdoğan’a değil, Türkiye’ye. Ülkenin başında başkası olsa ona da bu ilgi gösterilirdi. Türkiye demokratik, hukuk devleti ilkesine bağlı ve ekonomide akılcı adımlar atan bir ülke olsa, dünyada ilk üçe girer.”

Babacan, Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik, tarihsel ve ekonomik avantajları vurgulayarak, bu potansiyelin doğru yönetilmesi halinde çok daha büyük bir küresel etki yaratabileceğini ifade etti.

Babacan'ın cümlelerinin satırbaşları şöyle:

"Gerçekten hayati önemli bir süreç var ve bu sürecin başarıya ulaşma ihtimali yüzde 5 bile olsa biz bu yüzde 5 ihtimali bile gider destekleriz diye baştan peşinen bu sürecin çok önemli olduğunu teslim ettik ve desteğimizi de açıkladık.

PKK artık anakronik bir örgüttür. Yani son kullanma tarihi bitmiştir. Bugünün Türkiyesi'nde, bugünün Ortadoğu coğrafyasında böyle bir örgütün varlık sebebi artık ortadan kalkmıştır ve bu örgüt mutlaka artık lav edilmelidir.

"BAHÇELİ'NİN ÖNÜNDE İKİ DOSYA VAR"

Sayın Bahçeli'nin önünde iki tane dosya duruyor. Bir, terör örgütünü feshetme, bitirme, Teröristsiz Türkiye ama ikincisi de hak ve özgürlük dosyası.

Biz DEVA Partisi’ni kurduk kurulalı diyorduk ki: 'Terör örgütüyle mücadele ayrı bir hatta yürümeli. Hak ve özgürlük meselesi ayrı bir hatta yürümeli. Bu iki hat birbirine karışmamalı.

“Şu anda Erdoğan'ın stratejisi diyor ki: 'Ya Sayın Bahçeli nasıl olsa bir önden yürüyor. Bir yol açıyor. Bir bakayım. Eğer bu iş tutarsa, tutarsa ben desteklerim. Yok eğer sıkıntı olursa geri çekilirim, yön değiştiririm.'”

Birinci derecede onun için en önemlisi iktidarın devamı. Yani koltuğun muhafazası. Yani Sayın Erdoğan'ın zihnindeki birinci öncelik bu.

Toplumun sinir uçlarıyla oynayan bu açıklamanın işaret ettiği tehlikenin farkında olmalı ve gereğini yapmalıdır. Orada ben bazı tehlikeler sezdim. Dikkat edilmesi gerekir, iktidara diyorum ki: 'Bakın bunlara dikkat edin. Bu iş büyümeden bir şekilde yönetin.

Bu kadar ince işlenmiş bir sürecin sonunda böyle kontrolsüz bir açıklamanın çıkması kabul edilemez.

Kesinlikle devlet çalışması. Bahçeli'nin konuşmasını gördüğümüz anda dedik ki: ‘Bunun arkasında bir devlet çalışması var.’ O terimler, kullanılan ifadeler boşuna kullanılmış değil.

İstanbul Büyükşehir, İmamoğlu, CHP ile ilgili bütün bu konular Türkiye'nin önünde oluşabilecek tarihi bir fırsatın da önüne büyük bir set çekmiş oldu.

Doğal olan da budur zaten. Yani bir siyasi partinin genel başkanı doğal bir adaydır. Bir siyasi partinin ülkeyi yönetme iddiası varsa, gerçekten hani böyle sadece bir meclis egzersizi yapmıyorsa, ülkeyi yönetme iddiası varsa o partinin genel başkanı doğal bir aday olmalıdır zaten. Bundan başkası düşünülemez ki.

"İKTİDARIN ELİNDE İKİ ÖNEMLİ KOZ VAR"

Şu anda iktidarın elinde iki tane önemli koz var. Yani milletvekillerini cezbetme konusunda. Bir korku, yani insanları korkutabiliyorlar. Bir de insanlara ciddi teşvik verebiliyorlar. Hangisi isterse, hangisi işe yararsa.

Şimdi bu yöntemlerle bir yere varmaları mümkün değil. Çünkü şimdi anayasa değişikliği değil mi? Şimdi 360 olsa bunun ancak referandumla değişebilir. şu anda Erdoğan'ın bir referanduma gitme cesareti olabilir mi böyle bir ortamda? Ben zannetmem yani. Böyle bir ortamda referandum demek kendi iktidarını, kendi cumhurbaşkanlığını olduğu gibi riske atmak ve adeta kendine güven oyu sormaktır. Böyle bir ortamda, böyle bir ortamda diyelim ki referanduma gitti ve kendi gitti, olmaz hani. Ama şunu yapabilir. Yani siyasi parti olarak ortaklarının sayısını çoğaltabilir.

DEM'le ilgili açıkçası şöyle bir risk her zaman var, şöyle bir risk. Sayın Erdoğan diyebilir ki: "Ya arkadaş sizin talepleriniz var, değil mi?" Yani anadili talebiniz var. Efendime söyleyeyim, vatandaşlık anlayışıyla ilgili talepleriniz var ya da genel yönetimle ilgili talepleriniz var. "Ya bunlar zaten benim her zaman desteklediğim işler. Gelin anayasayı beraber çalışalım. Ha birkaç küçük önemli detay var orada. Cumhurbaşkanlığı görev süresi sınırı falan var. Bunlar hani ifadeler. Ya onları da arkadaşlarla konuşuruz. Ufak tefek detaylar, onları da kaldırırız falan ama gelin anayasayı beraber çalışalım." gibi bir teklifle gelebilir.

Yani bu da DEM Partisi için çok önemli bir sınav olur. Herkes için önemli bir sınav olur. Fakat şu var ki bunu da unutmayalım. Anayasa değişiklik süreci mecliste her madde için gizli oylamayla olur ve her madde için çift oylamayla olur.

Bu hem DEVA Partisi için hem de herkes için, bütün Meclis için önemli bir sınav olabilir ama bu konuya bir bakmak gerekecek yani."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN