Sosyal medya kullanıcılarını bekleyen yeni tehdit, sadece sahte hesaplar değil; bu hesapların arkasında çalışan yapay zeka destekli sistemler. Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, sosyal medya platformlarında giderek artan bot hesapların bireyleri, toplumu ve hatta devletleri tehdit eden boyutlara ulaştığını belirtti. Bu hesapların kişisel verileri analiz ederek, kullanıcıların sesini, görüntüsünü ve konuşma tarzını birebir taklit edebildiğini vurgulayan Sağıroğlu, dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

YAPAY ZEKA DESTEKLİ BOTLAR TAKİPTE
Dijitalleşmenin etkisiyle sosyal medyada bot hesapların sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu'na göre bu bot hesaplar artık yalnızca sahte kullanıcı değil, adeta dijital ajan gibi çalışıyor. Bu hesaplar, takip ettikleri kişilerin profillerini analiz ediyor, kullandıkları kelimeleri öğreniyor, hatta ses ve görüntülerini taklit edebilecek kapasiteye sahip yapay zeka teknolojileriyle destekleniyor.
GİZLİLİK AYARLARINIZA DİKKAT EDİN
Sağıroğlu, sosyal medya kullanıcılarını gizlilik ayarları konusunda uyararak şu önerilerde bulundu: “Profillerinizi herkese açık hale getirmeyin. Tanımadığınız veya güvenmediğiniz kişilerin takip isteklerini kabul etmeyin. Etiketleme, yorum yapma veya özel mesajlaşma gibi etkileşimleri sınırlandırın.” Bu önlemlerle, bot hesapların kişisel içeriklerinize ulaşmasının önüne geçilebileceğini ifade etti.
SADECE BİREYLERİ DEĞİL, TOPLUMLARI HEDEF ALIYORLAR
Bot hesapların etkisi sadece bireysel düzeyde kalmıyor. Sağıroğlu, bu yapıların toplumsal algıyı yönlendirme ve kamuoyunu manipüle etme gücüne dikkat çekerek, “Yapay zeka çağında bu tür hesaplar, kriz ve savaş dönemlerinde daha etkin hale geliyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen dezenformasyon kampanyalarında büyük roller üstleniyorlar” dedi.

DEVLETLER BİLE BUNLARI KULLANIYOR
Bot hesapların planlı ve hedef odaklı çalıştığını belirten Sağıroğlu, bu yapılarla devletlerin bile manipülasyon aracı olarak çalıştığını örneklerle aktardı: “İsrail'in İran’a saldırılarında bot hesaplar aktif şekilde kullanıldı. Aynı şekilde Venezuela gibi ülkelerde de devlet eliyle kullanılıyor. ABD’de 2016 başkanlık seçimlerinde, İngiltere’nin Brexit sürecinde de benzer faaliyetler gözlemlendi.”
DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİNE DESTEK VURGUSU
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) bu alanda önemli bir görev üstlendiğini vurgulayan Sağıroğlu, bilgi kirliliğine karşı mücadelede medya okuryazarlığının artırılması gerektiğini belirtti. Kullanıcıların şüpheli içerik ve hesapları ilgili mercilere bildirmesi çağrısında bulundu.
BOT HESAPLAR TİCARİ ARAÇ HALİNE GELDİ
Sadece siyasal değil, ticari alanda da bot hesapların aktif biçimde kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Sağıroğlu, “Bir müzik parçasına milyonların yöneldiğini gördüğümüzde, biz de o parçayı dinleme eğiliminde oluyoruz. Bu bir algı yönetimi. İnsanlar ‘1 milyon kişi yanlış olamaz’ diye düşünüyor. Ancak bu tamamen yönlendirme odaklı ve kötü niyetli bir kullanım” dedi.
“HER ŞEYE GÜVENİRSEK KİMLİĞİMİZİ KAYBEDERİZ”
Sağıroğlu, sosyal medya içeriklerinin doğruluğuna sorgusuz sualsiz güvenmenin toplum için büyük bir risk olduğunu ifade etti. “Biz her şeye güvenirsek, benliğimizi, kişiliğimizi kaybedebiliriz. Dijital güvenlik, fiziksel güvenlik kadar önemlidir” diyerek sözlerini noktaladı.
DEZENFORMASYON ORANLARI ÇARPICI
Verilere göre, Türkiye'de sosyal medyada yalan haber yayma ya da dezenformasyon oranı yüzde 80'e kadar çıkıyor. COVID-19 pandemisi sırasında sosyal medya platformu X'te (eski adıyla Twitter) paylaşılan içeriklerin yüzde 50’si bot hesaplar tarafından üretildi. İklim değişikliğiyle ilgili içeriklerde ise bu oran yüzde 25’e kadar ulaştı. Sağıroğlu’na göre bu oranlar, dijital mecralarda dezenformasyonun her geçen gün daha da yayıldığını gösteriyor.
