Böyle giderse hepimize geçmiş olsun! Depremi konuşuyoruz ama daha büyük felaket kapıda: Önlem alınmazsa ezip geçecek...

Böyle giderse hepimize geçmiş olsun! Depremi konuşuyoruz ama daha büyük felaket kapıda: Önlem alınmazsa ezip geçecek...

Ülke genelinde neredeyse tüm vatandaşların en önemli gündemi deprem konusu. Lakin deprem kadar önemli ve hayati bir yere sahip olan başka bir konu daha var. Büyük bir felaket kapıda. Konuya ilişkin hazırlanan raporlar gerçekleri gözler önüne seriyor. Önlem alınmazsa resmen ezip geçecek…

Son zamanlarda en çok duyulan cümlelerden biri “bu sene kış gelmedi, bu sene kar yağmadı, yeteri kadar yağış olmadı” gibi cümleler oldu. Ülkemizdeki sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde seyrederken kar yağışı yalnızca yüksek kesimlerde görüldü. Uzmanlar ise söz konusu bu durumun dünya çapında artan sıcaklık ve ekosistemlerin bozulmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Bunun yanı sıra küresel ısınmadan kaynaklanan nedenlerden dolayı son 28 yıl içinde gönüllerdeki suların yüzde 53’ü azalırken Türkiye’deki su kaynaklarında da ciddi azalmalar söz konusu.

yeni-proje-24.jpg

ENDİŞE VERİCİ BİR BOYUTA ULAŞTI

Haber Global’de yer alan bilgilere göre, bir yandan iklim krizi bir yandan küresel ısınma gibi tüm dünyayı ilgilendiren problemlerden dolayı son yüzyılın en sıcak kış aylarından biri yaşanıyor. Öyle ki geçtiğimiz yaz ülke genelinde 1800’lü yıllardan beri en yüksek sıcaklıklar görülmüştü. Sıcaklıkların mevsimine göre fazla olması hala devam ederken bir yandan kar yağışları bir yandan ise yağmur miktarının azalması gibi problemler meydana geliyor. Bu sorunlar ise beraberinde ne yazık ki kuraklığı getiriyor. Uzman isimler, dünya çapında artan sıcaklık sorununun doğal felaketlerin artışına yol açabileceğini söylerken, ekosistemdeki bozulmaların artık endişe verici boyuta ulaştığını ifade ediyor. Öte yandan dünyaca bilinen bilim dergisi olan Science’de yayınlanan bir makalede 28 yılda göllerdeki su miktarının yüzde 53 oranında azaldığına dikkat çekiliyor.

yeni-proje-25.jpg

TÜRKİYE’DEKİ GÖLLER DURUMU GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR

“Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı 2017-2023” raporundan edinilen bilgilere göre Türkiye’yi ciddi tehlikeler bekliyor. Bu kapsamda ilk olarak Van, Tuz, Manyas, Mogan, Sapanca göllerindeki tahribata dikkat çekiliyor. Söz konusu raporda Burdur Gölü’nün 40 yıl içerisinde 230 km²’den, 90 km²’ye düştüğü belirtiliyor. Ayrıca 300’e yakın irili ufaklı göllerin yüzde 60’ının kuruduğu da bahsedilen bilgiler arasında yer alıyor.

Akşehir Gölü’nün ise tamamen kuruduğu, kış mevsiminde ise yalnızca bir su birikintisi haline geldiği ifade ediliyor. Öte yandan raporda, Beyşehir gölü 26 metreden 6 metreye, Eğirdir gölü 14 metreden 5 metreye düştüğü, Avlan, Seyfe, Sazlığı Kulu, Sarıgöl, Yarışlı, Kurugöl, Kırkpınar, Acıgöl, Uyuz, Suğla, Meke, Güvenç, Sasam, Kocagöl, Karagöl, Hotamış Sazlığı ve Küçük göl de ise su seviyelerinin çok azaldığı paylaşılıyor.

yeni-proje-26.jpg

AŞIRI SICAKLAR BİRÇOK OLUMSUZLUĞA YOL AÇABİLİR

Üsküdar Üniversitesi Çevre Etiği Forumu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, bu tabloya ilişkin açıklamalarda bulunarak, "İklim yıkımının temel nedenlerinden biri, sera gazlarının atmosferde birikmesi ve gezegenimizin ısınmasına yol açmasıdır. Deniz seviyelerinin yükselmesi, kıyı bölgelerini sular altında bırakabilir. Aşırı sıcaklık, tarım alanlarını verimsiz hale getirebilir ve gıda krizlerine yol açabilir. Ekosistemlerin bozulması, biyoçeşitliliği azaltır ve türlerin soyunun tükenmesine neden olur” dedi.

HASTALIKLARDA ARTIŞ GÖZLEMLENECEK

Tüm bunların yanı sıra dünya genelinde yaşanan aşırı sıcaklıkların başta hastalıklarda artışa neden olacağını ifade eden Özdemir, hava kirliliği, su imalinde değişiklikler gibi konulara da dikkati çekti. Bu kapsamda iklim değişikliğinin kuraklık ve içme suyu kaynaklarının azalmasına yol açabileceğini, insanların temiz suya erişmekte zorlanacağını, içilen sudan kaynaklanan hastalık riskinin artacağını söyledi.

yeni-proje-27.jpg

ÖNEMLİ SU KAYNAKLARI KURUYOR

Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç ise dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin kuruyan bir göl havzasında yaşadığı dile getirirken, "Kuruyan bu göllerin birçoğu önemli su kaynakları olarak tanımlanıyor veya uluslararası öneme sahip Ramsar alanları arasında listeleniyor. Biz de su kaynakları ve sulak alan ekosistemlerinin yaşatılması için iklim değişikliğinin etkilerini de göz önünde tutarak yeni yasal düzenlemeler ve uygulamalar yapmak zorundayız" dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN