23 yıl önce Kurban Bayramı'nda yaşanan korkunç cinayet, iş insanının kaybolmasıyla başladı. Olay, banyodaki kan izleri ve 'kurban eti' denilerek komşulara dağıtılan poşetlerle dehşet verici bir boyut kazandı. İşte detaylar...
İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinde 2002 yılındaki Kurban Bayramı'nda işlenen ve Türk hukuk tarihine 'en kan dondurucu' olaylardan biri olarak geçen cinayet, yıllar sonra dahi hafızalardaki yerini koruyor.
Afganistan uyruklu iş insanı İsmet B.'nin bayramın birinci günü ortadan kaybolmasıyla başlayan süreç, akılalmaz detayları gün yüzüne çıkardı.
İŞ İNSANININ GİZEMLİ KAYBOLUŞU VE POLİS SORUŞTURMASI
Geniş bir ticaret ağına sahip olan ve Türkiye, Suudi Arabistan, Afganistan gibi ülkelerde faaliyet gösteren 43 yaşındaki İsmet B.'den haber alınamaması üzerine dayısı tarafından polise kayıp başvurusu yapıldı.
Başlangıçta rutin bir işlem olarak ele alınan bu başvuru, kısa sürede İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masası'na devredildi. Dosya, dönemin deneyimli cinayet uzmanı Mustafa Bayram ve ekibi tarafından titizlikle yürütüldü.
Cinayet uzmanı Mustafa Bayram, olayın ayrıntılarını yıllar sonra verdiği bir röportajda kamuoyuyla paylaştı.
TELEFON SİNYALLERİ VE ŞÜPHELİ KADIN TESPİT EDİLDİ
Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre, soruşturmada fidye talebi ya da banka hesaplarında olağan dışı bir hareketlilik tespit edilemedi. Ancak yapılan incelemelerde kritik bir detay ortaya çıktı: Kayıp iş insanının cep telefonu, kaybolduktan sonra farklı bir SIM kart ile kullanılmaya başlanmıştı.
Bu hattı kullanan kişinin bir kadın olması ve cihazı tam 15 gün boyunca aktif olarak kullanması dikkatleri çekti. Telefon sinyalleri, şüphelinin Zeytinburnu ilçesinde olduğunu gösteriyordu.
KİRALIK EVDEKİ BADANA VE KAN İDDİASI
Kadının kimliğinin belirlenmesiyle soruşturma derinleştirildi ve kadının bağlantılı olduğu bazı Afgan ve İran uyruklu kişiler tespit edildi.
Bu isimlerden biri, kayıp iş insanı İsmet B.'nin en son görüldüğü adresteki kiracılardan biriydi. Söz konusu evde 3 Afgan uyruklu şahsın kaldığı belirlendi.
Ekiplerin bu adrese düzenlediği baskında, evin özellikle banyosunda dikkat çekici detaylar göze çarptı. Banyodaki duvarların kısa süre önce badana yapıldığı ve zeminde temizlik izlerine rağmen bazı lekelerin bulunduğu fark edildi.
Şüphelilere bu lekelerin ne olduğu sorulduğunda, "Kurban kestik, dana eti. Kan sıçradı, sonra da komşulara dağıttık" yanıtını verdiler.
KRİMİNAL RAPORLAR VE DNA DELİLİ ORTAYA ÇIKTI
Olay yeri inceleme ekipleri çağrıldı ve banyo duvarları, fırça ve zeminden örnekler alındı. Ev sahibinin ifadesi de alındı; ev sahibi, kiracılarının kendisine, "Kurban kestik, bu da payınız" diyerek poşetle et getirdiklerini belirtti. Komşuların beyanları da bu durumu destekliyordu.
İlk etapta somut bir kanıt elde edilemediği için üç şüpheli ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Ancak kriminal raporlar geldiğinde tablo tamamen değişti.
Duvarlarda ve fırçada bulunan kanın insan kanı olduğu saptandı. Bu kanın kayıp iş insanına ait olup olmadığı sorusuna yanıt, İsmet B.'nin dayısının evinde bulunan bir saç tokasındaki kepek örneğinden yapılan DNA analiziyle bulundu.
Saç kepeği ve duvardaki kanın aynı kişiye, yani kayıp iş insanı İsmet B.'ye ait olduğu kesinleşti. Bu gelişme, DNA analizinin kriminal vakalardaki önemini bir kez daha gösterdi.
CİNAYET İTİRAFI VE PARÇALANAN CESET
Yeniden gözaltına alınan Halil B., Mehmet C. ve Cora Ç. isimli zanlılardan ikisi, kesinleşen deliller karşısında cinayeti itiraf etti. İtiraflara göre, İsmet B. para ilişkileri nedeniyle zanlıların evine çağrılmış, burada çıkan bir tartışma sonucu öldürülmüştü.
Ardından cesedi banyoda parçalanmış ve poşetler içinde mahalledeki komşulara 'kurban eti' adı altında dağıtılmıştı. Komşuları, verilen etin insan eti olduğunu fark etmedi.
"ETİN TADI GÜZELDİ" İFADESİ VE YARGILAMA SÜRECİ
Davanın ilk duruşmasında tanık olarak dinlenen ev sahiplerinin, "Etin kemikleri büyüktü ama tadı güzeldi" şeklindeki ifadeleri, kamuoyunda şok etkisi yarattı.
Komşuların halen olayın şokunu yaşadığı belirtildi. Savcılık, olayla ilgili hazırladığı iddianamede sanıklara 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten adam öldürme' suçlamasını yöneltti.
Mahkeme, iki sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, bir kişi hakkında ise beraat kararı verdi. Bu dava, Türk Ceza Hukuku tarihinde en korkunç cinayetler arasında yerini aldı.