Dün akşam saatlerinde İstanbul'un kuzeyinde, Karadeniz açıklarında meydana gelen 3.9 büyüklüğündeki deprem, kentte kısa süreli paniğe neden oldu. Karadeniz'in 11 kilometre derinliğinde gelişen bu sarsıntı, bölgenin deprem potansiyelini bir kez daha gündeme getirdi. Jeoloji ve deprem bilimci Prof. Dr. Osman Bektaş, bu olayın ardından yaptığı açıklamada, İstanbul’un iki ana fay hattı arasında 'çifte kıskaçta' olduğuna dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Karadeniz'in de aktif bir deprem kaynağı olduğunu belirten uzman isim uyarılarını da sıraladı.
İSTANBUL'DA 3.9 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM KORKUTTU
İstanbul'un kuzey kıyılarında, Karadeniz'de 11 kilometre derinlikte kaydedilen 3.9 büyüklüğündeki sarsıntı, bölgenin sismik hareketliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Prof. Dr. Bektaş, bu depremin Karadeniz'in de aktif bir deprem kaynağı olduğunun altını çizdi. İstanbul’da görülen hareketlilik gözleri fay hatlarına çevirirken uzman isim İstanbul’un iki büyük deprem kuşağı arasında yer aldığına da dikkat çekiyor.

İSTANBUL KISKAÇ ALTINDA
Prof. Dr. Bektaş'ın vurguladığı en önemli nokta, İstanbul'un sismik açıdan iki farklı kuşak arasında yer aldığı oldu. Güneyde, bilindiği gibi ana tehdit Kuzey Anadolu Fay Zonu olduğunu ifade eden Bektaş buradaki kayma hızı yıllık ortalama 25 mm civarında olduğunu aktardı.
Kuzeyde ise Karadeniz Fay Zonu bulunmaktadır. Bektaş, bu zonun hızı nispeten düşük olduğuna dikkat çekerken yıllık 1-2 mm civarında bir kayma hızı gözlemlendiğini aktardı. İstanbul'un sadece güneyden değil, kuzeyden de sismik bir riskle karşı karşıya kalmaktadır.

AVCILAR FAYINA DİKKAT!
Ana Marmara Fay Hattı'nın kuzeybatı ve kuzeydoğu yönünde uzanan tali kolları (1, 2, 3 numaralı kollar) Avcılar ve İstanbul üzerinden Karadeniz'e ulaşıyor. Bu tali kollar arasında özellikle Avcılar bölgesinden geçen faya dikkat çeken uzman isim, yıllık 5 mm hızla kayan, sağ yönlü ve doğrultu atımlı bir fay olduğunu aktardı. Fayın derinliği ise 1 kilometreden daha sığ bir noktada gelişmektedir. Bu sığ ve görece hızlı kayma, yüzeye yakın yıkıcı deprem üretme potansiyeli nedeniyle Avcılar ve çevresi için önemli bir risk faktörü oluşturmaktadır.
