Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği bünyesindeki Ahi Enstitüsü tarafından düzenlenen "Anadolu’nun Ahisiyiz, Türkiye’nin Ailesiyiz" projesi toplantısında, usta-çırak ilişkisindeki erime ele alındı. Toplantının moderatörlüğünü üstlenen gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk, 28 Şubat döneminde getirilen 12 yıllık zorunlu eğitimin mesleki eğitimin "kökten budanması" anlamına geldiğini ve "esnaf ve sanatkârların, dolayısıyla Türk sanayisinin köküne adeta kibrit suyu dökülmesi" sonucunu doğurduğunu belirtti. Çalmuk, ailelerin çıraklığı bir ceza olarak görmeye başladığını da sözlerine ekledi.
Türkiye Madeni Eşya Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı Hayrettin Yıldırım, metal işlerinin savunma sanayinin temeli olduğunu vurgulayarak, sektördeki eleman krizinin boyutlarını rakamlarla ortaya koydu. Yıldırım, kalifiye işgücü eksikliğini şu sözlerle açıkladı:
"OSTİM bölgesinde 23.500 işyeri bulunuyor ve her işletmeye en az iki-üç eleman gerekiyor. Bir kaynakçı 60.000 TL maaş almasına rağmen bulunamıyor. Hatta bu ücretin üzerine çıkılmak istense bile eleman yok. Eğer bu gidişat devam ederse, yakında sanayide 'vida sıkacak eleman' bile bulamayacağız. Bu durum, ileri sanayi ve savunma sanayi için gerekli olan en temel teknik beceriye sahip işgücünün eksikliğini göstermektedir."
DİJİTALLEŞME VE SAVUNMA SANAYİİ İÇİN KALİFİYE İŞGÜCÜ ŞARTI
Toplantıya katılan federasyon başkanları, sorunun çözümünün mevzuat ve eğitimde reformdan geçtiğini belirtti.
Türkiye Elektrik Elektronik ve Benzerleri Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı Yusuf Aslantürk, Türkiye'nin gelişmişlik hedefleri için elektrik, elektronik ve makine sektöründeki mesleki teknik eğitimin önemine değindi:
"Günümüzde savunma sanayiinin bile tamamıyla dijitalleştiğini, endüstrinin yapay zekâya geçtiğini görüyoruz. Bu bağlamda Türkiye'nin otomasyonculara ve dijitalleşme ile yapay zekâ uzmanlarına ihtiyacı var. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin altyapısını yaparken, mesleki teknik eğitim mensuplarının mevzuatlarının eksiksiz hale getirilmesi gereklidir."
Müteşebbis Gelişim Vakfı (MESVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Konaklı ise savunma sanayiinin gerektirdiği hassas işçilik düzeyine dikkat çekerek, kalifiye eleman yetiştirme politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. Konaklı, kritik işçilik örneğini verirken şu ifadelere yer verdi:
"Şu toplu iğne kaynak olacak ve şu aradaki delik kapanmayacak" gibi ileri kaynak (mikro kaynak) işlerinin gündeme geldiğini belirtti.
ÜNİVERSİTELİ İŞSİZLİĞİ VE ÇIRAKSIZ ESNAF TEZATI
Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Taklacı, mobilya ve ilgili sektörler için AR-GE ve tasarım merkezleri kurulması ve deneyimli, 65 yaş üstü ustaların Ahilik teşkilatını yaşatmak adına mesleki eğitim merkezleri ile meslek liselerinde ders vermesi gerektiğini öne sürdü.
Dünya Esnaf ve Sanatkârlar Derneği Onursal Başkanı Erol Korkut, Türkiye'nin istihdam alanındaki büyük bir tezat yaşadığına dikkat çekerek durumu özetledi:
"Üniversitede okuyan çocuklar iş bulamıyorlar ama esnaf ve sanatkâr da yanında çalıştıracak çırak bulamıyorlar."
Toplantıya katılan diğer isimler arasında Hayrettin Yıldırım (Türkiye Madeni Eşya Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı), Yusuf Aslantürk (Türkiye Elektrik Elektronik ve Benzerleri Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârları Federasyonu Genel Başkanı) ve Hüseyin Taklacı (Türkiye Ağaç İşleri Federasyonu Genel Başkanı) yer aldı. Federasyon başkanları, mesleki eğitimdeki bu yapısal sorunların çözümü için hükümetten ivedilikle mevzuat değişikliği ve kapsamlı bir reform beklediklerini yineledi.
