Türkiye'de hızla yükselen boşanma oranları ve aile kurumundaki yıpranma, hükümetini radikal bir adım atmaya sevk etti.
Aile birliğini güçlendirme ve özellikle evliliğin ilk yıllarında yaşanan ayrılıkları en aza indirme amacıyla, evlenecek çiftlere zorunlu evlilik öncesi eğitim ve psikolojik değerlendirme getirilmesi planlanıyor.
Kamuoyunda yoğun bir şekilde konuşulan bu düzenleme, çiftlerin nikah masasına oturmadan önce tıpkı fiziki sağlık kontrollerinde olduğu gibi ruhsal ve psikososyal açıdan da denetlenmesini, bir nevi 'evlilik ehliyeti' almasını öngörüyor.
EVLİLİK İÇİN FİZİKSELİN YANI SIRA RUHSAL UYGUNLUK DENETİMİ
Gazeteci Fulya Soybaş'ın haberine göre, detayları henüz netleşmemiş olsa da, sistemin özünde çiftlerin yalnızca fiziksel sağlık (ki bu zaten mevcut bir uygulama) değil, aynı zamanda ruhsal sağlık kontrollerinden de geçerek evliliğe uygunluklarını belgelemeleri yatıyor.
Böylece çiftlerin, evlilik sonrasında sorun yaratması muhtemel olan ve ilişkileri bozulmasın diye evlilik öncesinde gizledikleri psikolojik rahatsızlıklar, şiddete meyil, sosyoekonomik ve kültürel uyumsuzluklar gibi meselelerin daha başlangıçta tespit edilmesi amaçlanıyor.
Ayrıca, bu planlar çerçevesinde yeni evlilere yönelik evlilik sonrasında da psikolojik destek ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi hedefleniyor.
Boşanmanın yasak olduğu köyde kadınların kan donduran planı!
BOŞANMALARIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ
Evlilik öncesinde bireylerin 'evlenebilir uygunluk' açısından değerlendirilmesi, sağlıklı bir toplumun temel taşı olan aile kurumunun korunması açısından büyük önem taşıyor.
İstatistikler, şiddet eğiliminin ve boşanma sayılarının giderek arttığını gösterirken, uzmanlar evlenecek çiftlere verilecek psikolojik desteğin hem birbirlerini hem de kendilerini tanıma konusunda kritik bir rol oynayacağını belirtiyor.
Evlilik, tüm farklılıklara rağmen her alanda uyumla yaşayabilme becerisini gerektirir.
Bu uyumun sağlanması, çiftlerin karakter analizlerinin çıkarılması, evliliğin gereklilikleri ve ortak yaşam sorumlulukları konularında bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve gerekli görüldüğünde terapilerle desteklenmesiyle mümkün olabilir.
PROF. DR. ARİF VERİMLİ'DEN GEÇMİŞ DENEYİM VURGUSU
Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, planlanan bu 'evlilik ehliyeti' uygulamasına destek veren isimlerin başında geliyor.
Prof. Dr. Arif Verimli, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başhekimiyken, 2000 yılında benzer bir girişimi hayata geçiren ilk kişi olarak biliniyor.
O dönemde hastane bünyesinde, nişanlı çiftlere evlilik kurumunu anlatmak ve psikolojik değerlendirmede bulunmak amacıyla psikiyatrist, psikolog ve aile danışmanlarından oluşan bir 'Evlilik Danışma Merkezi' kurulmuştu.
Bu merkez, sorunlu veya boşanmak isteyen evli çiftlere de psiko-terapik destek sağlamıştı; ancak bir süre sonra faaliyetine son verilmişti.
Prof. Dr. Arif Verimli, 25 yıl sonra bu fikrin tekrar gündeme gelmesinin ve evlilik öncesi danışmanlığın aile yapısını, bireyleri korumak, boşanmaları ve şiddeti önlemek/azaltmak adına ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasının çok değerli olduğunu ifade ederek, uygulamanın en kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğine inandığını dile getiriyor.
Gençler evlenmiyor, yaşlılar boşanıyor, kimse mutlu değil!
TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL BASKILARIN ROLÜ
Günümüzde, özellikle pandemi sonrası dönemde, "Ben" merkezci ve bireysel bir bakış açısının hakim olması, gençlerin tek bir kişiyle hayatını birleştirme ve çocuk sorumluluğu alma konusunda daha çekimser kalmasına yol açıyor.
Türkiye'de de bu durumun yansımaları gözlemleniyor.
Ancak bir yandan da kültürel özelliklerin getirdiği 'evlilik baskısı' gençlerin üzerinde yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bu baskı; "Yaşım geçiyor", "Evleneyim de ailemden kurtulayım" gibi düşüncelere yol açarak, çiftlerin birbirini gerçek anlamda tanımadan, ani ve hatalı evlilikler yapmasına neden olabiliyor.
GİZLENEN PSİKOLOJİK HASTALIKLAR GÖZ ARDI EDİLİYOR
Evlilik öncesinde, bireylerin dışarıda gösterdikleri uyumlu görünümün aksine, ilaçla tedavi edilmesi gereken psikiyatrik rahatsızlıklara (kişilik bozukluğu, narsizm, bipolar, ağır obsesyon, şizofreni vb.) sahip olabileceği veya bu yönde belirtiler gösterebileceği bir gerçek.
Öte yandan, bir işe girerken dahi sabıka kaydı istenirken, evlenirken sadece söylenilen ve bilinebilen kadar bir bilgiyle yola çıkılması önemli bir denetim eksikliği yaratıyor.
Planlanan 'evlilik ehliyeti' uygulaması, evlilik bağını kuracak bireylerin karakter analizlerinin çıkarılması, evliliğin gerektirdiği uyum ve sorumluluk alanlarında bilgilendirilmesi ve psikolojik desteklerle donatılması yoluyla bu eksikliği gidermeyi hedefliyor.
Aşktan deliriyoruz! Kontrol bizde değil, hormonlar bizi yönetiyor
