Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bu gece oylanması beklenen ABD tasarısına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Ün, tasarının Gazze için barış değil, İsrail’in güvenlik önceliklerini merkeze alan ve Filistin’in devletleşme hakkını belirsiz geleceklere erteleyen bir içerik taşıdığını söyledi.
Konuşmasında 13 Ekim’de Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde yapılan zirve sonrası gelişmelere değinen Ün, İsrail’in ateşkes taahhütlerini uygulamadığını belirterek:
“Zirveden bu yana ateşkes 282 kez ihlal edildi. Gazze’ye bombardımanlar devam etti; 300 sivil hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Yardım girişleri son derece sınırlı kaldı.”
Ün, Türkiye’de ise Gazze meselesinin siyaset ve sivil toplumun gündeminden uzaklaştırılma tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını ifade etti.
Bu gece BM Güvenlik Konseyi’nde yapılacak oylamayı “hayati bir dönemeç” olarak nitelendiren Ün, ABD’nin sunduğu tasarıyı şu sözlerle değerlendirdi:
“ABD’nin bu tasarısı, Trump Barış Planı’nın BM şemsiyesi altında kurumsallaştırılması demektir. Tasarı, ‘Barış Kurulu’ adı verilen bir yönetim organı ve ‘İstikrar Gücü’ adında uluslararası bir askeri yapı öngörüyor.”
Ün, tasarının garantör ülkeler tarafından destekleneceğine yönelik açıklamaların kamuoyuna yansıdığını da aktardı.
“FİLİSTİN’İN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI YOK SAYILIYOR”
"Tasarı Filistin için ciddi riskler barındırıyor" diyen Ün, "Filistin’in devlet statüsüne açık bir atıf yapılmıyor. Kendi kaderini tayin hakkı hukuki bir hak olarak değil, uzun vadeli bir sürecin ‘ödülü’ olarak değerlendiriliyor. Gazze’nin silahsızlandırılması ilk aşamaya yerleştirilirken, İsrail’in çekilmesine dair bir takvim veya güvence sunulmuyor." dedi.
Ün, bu durumu şöyle özetledi:
“Filistinlilerin uluslararası hukukla meşru olan direniş hakkı elinden alınırken, İsrail’in güvenlik çıkarları merkeze alınıyor.”
Tasarının yeniden inşa sürecine dair maddelerine de eleştiri getiren Ün, İsrail’in bombardımanlarda yol açtığı yıkım için tazmin sorumluluğunun taslakta yer almadığını belirtti:
“Uluslararası finans kuruluşlarına çağrı yapılarak Filistin, daha devlet bile olamadan dış borç yükü altına sokulmak isteniyor.”
ABD tasarısının, İsrail’in işlediği savaş suçlarına, devam eden uluslararası hukuk ihlallerine, Uluslararası Adalet Divanı kararlarına dair hiçbir hüküm içermediğini söyleyen Ün, bunun İsrail’e fiili dokunulmazlık sağladığını belirtti.
“BU TASARI FİLİSTİN’E BİR SEVR DAYATMASIDIR”
Açıklamasının en dikkat çeken bölümlerinden birinde Ün, tasarıyı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemindeki Sevr Anlaşması’na benzetti:
“Bugün Filistin’e giydirilmek istenen kıyafet, bize 20. yüzyılda giydirilmek istenen Sevr gömleğinin aynısıdır.”
Ün, bazı İslam ülkelerinin tasarıyı desteklemesini de eleştirerek:
“57 İslam ülkesinin en güçlüleri bile Filistin halkına bu Sevr tabutunun çivilerini tutuyor.”
Ün, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Rusya ve Çin devlet başkanlarına özel bir mektup ileterek tasarının mevcut hâliyle reddedilmesi yönünde çağrıda bulunduğunu açıkladı.
UNSC tasarısında Türkiye’nin oy hakkı olmadığını hatırlatan Ün, yine de Ankara’nın net bir şekilde “hayır” tutumu açıklaması gerektiğini söyledi:
“Bu tasarı, Irak’ın 2003 işgalini meşrulaştırma girişimine benzer bir sürecin kapısını aralayabilir.”
“DOĞRU YOL TRUMP PLANI DEĞİL, BARIŞ İÇİN BİRLİK MEKANİZMASIDIR”
Ün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl BM Genel Kurulu’nda dile getirdiği “Barış İçin Birlik” mekanizmasını hatırlatarak, Filistin’de uluslararası bir çözümün bu mekanizma üzerinden işletilmesi gerektiğini söyledi.
Ün, Türkiye’nin Filistin’e destek süreçlerinde etkin rol oynayabileceğini ifade ederek:
“Mehmetçiğin onuruyla Gazze’de bulunmasının yolu Trump planı değil, Barış İçin Birlik mekanizmasıdır.”
Konuşmasını Gazze konusunun gündemden düşmesine dair uyarıyla bitiren Ün:
“Bugün yeniden Filistin’i konuşmak zorundayız. Çünkü bu tasarı Filistin için geleceği belirleyecek nitelikte.”
