EMEK Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Göç İdaresi Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) iş birliğiyle yürütülen projelerde çalışan personelin yaşadığı sorunları Meclis'e taşıdı. Bayhan, 2017 yılından bu yana devam eden "İl Göç İdareleri Destekleme Projesi" kapsamında istihdam edilen yüzlerce çalışanın ciddi bir emek sömürüsü ve güvencesizlik kıskacı altında olduğunu iddia etti.
Bayhan'ın açıklamalarına göre, Manpower gibi özel insan kaynakları şirketleri aracılığıyla geçici sözleşmelerle istihdam edilen çalışanlar, başlangıçta aldıkları yüksek maaşlara rağmen zamanla ciddi gelir kaybı yaşadı. Başlangıçta asgari ücretin dört katı olan maaşların, bugün en düşük devlet memuru maaşının bile altına düştüğü, özel sağlık sigortası gibi yan hakların ortadan kaldırıldığı ve iş güvencesinin belirsizliğe bırakıldığı belirtildi.
2017’den bu yana Göç İdaresi Başkanlığı ile BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ortaklığında yürütülen bir proje var: İl Göç İdarelerini Destekleme Projesi.
— İskender Bayhan (@iskenderbayhn) August 4, 2025
Ama bu projenin yükü, özel bir insan kaynakları şirketi olan Manpower aracılığıyla istihdam edilen emekçilerin… pic.twitter.com/0UNO0OvFKe
İÇİŞLERİ BAKANINA YÖNELİK SORULAR
EMEP Milletvekili Bayhan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle Meclis'e sunduğu önergede, projedeki şeffaflık eksikliklerine ve emekçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken bir dizi soru yöneltti:
- "2017 yılından bu yana “İl Göç İdarelerini Destekleme Projesi” kapsamında istihdam edilen toplam çalışan sayısı kaçtır?"
- "Bu çalışanların yüzde kaçı Manpower gibi özel şirketler aracılığıyla, taşeron ve geçici sözleşmelerle çalıştırılmaktadır?"
- "UNHCR tarafından söz konusu proje kapsamında 2017’den bu yana Türkiye’ye aktarılan toplam fon miktarı ve dağılımı nedir?"
- "Bu fonların yıllara göre hangi kalemlerde, hangi kurumlar ya da şirketler aracılığıyla kullanıldığına dair detaylı döküm mevcut mudur?"
- "Varsa, bu bilgiler neden kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmamaktadır?"
- "Proje kapsamında ayrılan fonların yalnızca %25’inin personele maaş olarak ayrıldığı, geri kalan kısmının ise belirsiz kalemlerde harcandığı doğru mudur? Eğer doğruysa bu belirsiz kalemler hangileridir ve fon dağılımı nasıldır?"
- "Çalışanların maaş düzeyi, sözleşme koşulları ve sosyal haklarının belirlenmesinde yetki hangi kurum ya da kurula aittir? Göç İdaresi mi, UNHCR mı, yoksa taşeron şirket mi karar vericidir? Bu belirsizlik, ucuz emek sömürüsü ve güvencesizliği sürekli kılmak üzere bilinçli bir “yetki muğlaklığı” politikası mıdır?"
- "Proje kapsamında çalışan personelin daha önce sahip olduğu özel sağlık sigortası hakkı neden kaldırılmıştır? UNHCR kaynaklarının varlığına rağmen, bu ve benzeri sosyal hakların neden sürekli geriye çekildiği açıklanacak mıdır?"
- "Bu modelle kamuda kalıcı istihdamın tasfiye edilerek proje bazlı, geçici ve taşeron temelli çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kamusal hizmetleri özelleştirme stratejisinin bir parçası mıdır? Bu güvencesizlik düzeni bir tercih midir?"
"FONLAR KİMİN CEBİNE GİDİYOR?"
Önerge, son bölümde fonların nereye harcandığına dair daha genel ve sert sorularla son buldu:
"Hal böyleyken, hem mültecilerin hem bu kurumlarda çalışan emekçilerin korunmadığı bu sistemde, yıllardır Türkiye’ye aktarılan uluslararası fonlar tam olarak nereye harcanmaktadır? Mülteciyi koruyamayan, emekçiyi güvencesizlik içinde bırakan bu düzen hangi özel şirketlerin, hangi danışmanlık firmalarının çıkarına hizmet etmektedir? Bakanlığınız bu fonların kimin cebine gittiğini açıklayacak mıdır?"
Bayhan'ın bu önergesi, Göç İdaresi Başkanlığı bünyesindeki çalışanların hakları ve uluslararası fonların kullanımı konularında şeffaflık talebini ortaya koyuyor.
