Hayata Dönüş Operasyonu nedir? Ne zaman ve neden yapıldı?

Hayata Dönüş Operasyonu nedir? Ne zaman ve neden yapıldı?

19 Aralık 2000 tarihinde açlık grevi yapılan 20 cezaevine 'Hayata Dönüş Operasyonu' düzenlendi. Anayasa Mahkemesi, 32 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı operasyonda orantısız güç kullanıldığına ve insan haklarının ihlal edildiğine hükmetti. İşte, Hayata Dönüş Operasyonu'nda yaşananlar...

Türkiye'nin yakın tarihinin karanlık günlerinden biri olan 'Hayata Dönüş Operasyonu' ile ilgili davalar 2021 yılı itibarıyla sürüyor. Uzun yllar süren tartışmalara neden olan operasyonu savunanlar da, şiddette aşırıya kaçıldığını düşünenler de bulunuyor. Olaya adı karışan isimlere birçok dava açıldı; bir kısmı ceza aldı, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk gibi bazı isimler öz eleştiri yaparak 'ölçünün kaçtığını' düşündüklerini söyledi.

2019-09-12-194150.jpg
İstanbul Bayrampaşa Cezaevi / 19 Aralık 2000

HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU NEDİR?

2000 yılı sonbaharında hapishanelerde koğuş sisteminin yerine getirilmek istenen F tipi cezaevi uygulamasına karşı çıkan mahkumlar, 19 talep öne sürerek süresiz açlık grevine başladı. 20 Ekim 2000 tarihinde başlayan açlık grevi, 45. günde ölüm orucuna dönüştü ve bunun üzerine 19 Aralık 2000 günü 20 cezaevinde aynı anda 'Hayata Dönüş' adıyla operasyonlar düzenlendi.

Operasyonlar gerçekleştiğinde iktidarda DSP-MHP-ANAP koalisyonu bulunuyordu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit operasyonu, 'teröristleri kendi terörlerinden kurtarma' olarak tanımladı. Hayata Dönüş Operasyonu, devletin en üst düzeyindeki kurumları arasında tam mutabakatla gerçekleştirildi. Operasyonlarda Milli Güvenlik Kurulu, hükümet ve Meclis'teki muhalefet partilerinin kararı, onayı ve oluru bulunuyordu.

2019-09-12-194213.jpg
Ankara Ulucanlar Cezaevi / 19 Aralık 2000

ARABULUCULUK ÇÖZÜM OLMADI

Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli, Mehmet Bekaroğlu, Can Dündar ve Oral Çalışlar’dan oluşan 'aydınlar heyeti', tam 43 cezaevinde eşzamanlı olarak sürdürülen bu protestolarda arabuluculuk görevi üstlendi. Dündar, sonradan vereceği bir röportajda 'mahkumların taleplerinin karşılanabilir nitelikte olduğunu' belirtirken, Livaneli konuyla ilgili "1996'da basın bizi önemli bir görev yapıyorlar diye, 2000'de ise teröristlere yardım ediyorlar diye tanıttı" ifadelerini kullanacaktı. Arabuluculuk girişimi başarısız oldu ve olaylar çığ gibi büyüdü.

HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU'NUN SONUÇLARI NELER?

20 cezaevinde yaklaşık 10 bin asker ve polisin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda, 2'si asker 30'u tutuklu 32 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Türkiye tarihine geçen operasyon, devletin açlık grevine müdahalede orantısız güç kullandığı ve insan haklarının hilal edildiği iddialarıyla eleştiri konusu oldu.

F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan ve Ali Suat Ertosun'a 2004 yılında AK Parti hükümeti kararıyla Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verildi.

HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU'NDA İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLDİ

Hayata Dönüş Operasyonu'nda yaralanan oğulları T.Y. adına 22 Nisan 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunan Hüseyin Yıldız ve İmiş Yıldız; operasyonda T.Y.'nin görme kaybına uğradığı, olaya dair ceza soruşturması ile tam yargı davasının makul sürede tamamlanmadığı, işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini beyan etti.

Hüseyin Yıldız ve İmiş Yıldız'ın başvurusunu 2019 yılında karara bağlayan Anayasa Mahkemesi (AYM), 'işkence ve kötü muamele iddialarını kabul edilemez' bulduğunu açıklarken, başvuranların yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Mahkeme, yaşam hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararı, yeniden yargılanma yapılması amacıyla İstanbul 2. İdare Mahkemesi'ne gönderdi. 2021 yılı itibarıyla yeniden yargılanma henüz gerçekleşmedi.

T.Y., 2005 yılında hayatını kaybetmiş, onun yerine yasal başvuruları annesi İmiş Yıldız ile babası Hüseyin Yıldız sürdürüyordu.

Hayata Dönüş Operasyonu'nda yaralanan Özgür Sağlam ise 2011 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. AİHM ateşli silah kullanımının 'mutlaka gerekli olarak değerlendirilemeyeceğine' hükmetti ve yaşam hakkının ihlal edildiğine, Özgür Sağlam'a 25 bin euro manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN