Aronya; soğuğa, susuzluğa ve hastalıklara karşı dayanıklı yapısıyla çiftçilerin yüzünü güldürürken, yüksek antioksidan içeriğiyle de sağlıklı yaşamı destekliyor. Küçük arazilerde dahi yüksek kazanç imkanı sunmasıyla genç girişimcilerin ve çiftçilerin yeni gözdesi olan aronya, kısa sürede Türkiye'nin dört bir yanına yayıldı.

YÜKSEK GELİR GETİRİSİ VE DÜŞÜK MALİYET
Aronya, dönüm başına sağladığı 50 ila 100 bin TL'lik gelirle çiftçilerin en çok dikkatini çeken ürünlerden biri oldu. Özellikle genç girişimciler, bu yüksek kazanç potansiyeli sayesinde ev veya araba almak yerine birikimlerini aronya bahçeleri kurmaya yöneltti. Sağlık ürünleri sektöründe özellikle Avrupa ve Uzak Doğu'da altın değerinde görülen aronya, dış pazarda da yoğun talep görüyor. Bu durum, aronyayı sadece Türkiye içinde değil, uluslararası piyasalarda da önemli bir konuma taşıyor.
Bitkinin düşük bakım ihtiyacı da maliyetleri düşürerek üreticiye ekstra avantaj sağlıyor. İlk iki yıl düzenli sulama gerektirse de sonrasında haftada yalnızca 1-2 kez damlama sulama yeterli oluyor. Bu da su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını mümkün kılıyor. Ayrıca, böceklere ve hastalıklara karşı doğal direnci sayesinde kimyasal ilaçlara duyulan ihtiyacın olmaması, aronya üretimini hem daha ekonomik hem de organik tarıma uygun hale getiriyor.

KADEME KADEME TÜRKİYE'YE YAYILIYOR
İlk olarak Trakya bölgesinde başlayan aronya üretimi, kısa sürede Türkiye'nin farklı coğrafyalarına yayıldı. Manisa'dan Erzincan'a, Tokat'tan Yalova'ya kadar birçok ilde aronya bahçeleri kurulmaya başlandı. Özellikle Bursa'nın İznik, İnegöl, Osmangazi ve Kestel gibi ilçeleri, aronya üretiminin yeni merkezleri olarak öne çıktı. Samsun ve Diyarbakır gibi şehirlerde de aronya bahçeleri hızla yaygınlaşıyor. Bu coğrafi yayılım, aronyanın Türkiye iklim ve toprak koşullarına uyum sağladığının en somut kanıtı olarak görülüyor.

SAĞLIĞA FAYDALARIYLA BİLİNİYOR
Koyu mor rengiyle bilinen aronya, tam bir antioksidan deposu olarak öne çıkıyor. Yüksek oranda içerdiği antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve hücrelerin yenilenmesini destekliyor. Bu özellikleri sayesinde aronya, doğal ürün pazarında giderek daha fazla talep görüyor. Meyve suyu, reçel, marmelat ve kurutulmuş meyve gibi farklı şekillerde tüketilebilen aronya, hem lezzetli hem de sağlıklı bir alternatif olarak sofralardaki yerini alıyor.
Uzmanlar, düşük bakım maliyeti ve yüksek getirisiyle aronyanın önümüzdeki yıllarda Türk tarımında en çok konuşulan ürünlerden biri olacağını belirtiyor. Bu "süper meyve", hem çiftçiler için sürdürülebilir bir gelir kaynağı hem de tüketiciler için sağlıklı bir yaşamın anahtarı olma potansiyeli taşıyor.
