Ekrem İmamoğlu, cezaevinden paylaştığı açıklamada hakkında yürütülen davaya tepki gösterdi. “Hayali bir örgüt, delilsiz bir dosya” diyerek süreci eleştiren İmamoğlu, “Ne telefon tapeleri, ne skandal e-mailler çıktı” ifadesini kullandı. Dosyanın hukuki değil, siyasi bir operasyonun ürünü olduğunu savundu. “Gücünüze gidiyor biliyorum ama ne yazık ki yine aldatıldınız” diyen İmamoğlu, mesajını “Aldansan da, aldatma!” sözleriyle bitirdi.
Hakkında yürütülen dava kapsamında cezaevine gönderilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yeni bir paylaşım yaptı. İmamoğlu, paylaşımında yürütülen süreci, delilsiz bir dosyayla itibarsızlaştırma çabası olarak nitelendirdi.
İmamoğlu, “2 ay geçti; ne para dolu ayakkabı kutuları, ne dolar fışkıran para kasaları, ne 300 bin euroluk ‘hediye’ saatler... çıktı!” ifadeleriyle, aleyhinde yürütülen dosyanın boş ve dayanaksız olduğunu savundu.
Açıklamada, “Oysa en büyük hayaliniz tüm bunları video yapıp, grup toplantısında millete izletmekti. olmadı! Ne heybeden turp çıktı ne de dananın kuyruğu koptu!” sözleriyle iktidara mesaj veren İmamoğlu, “Gücünüzün gittiğini biliyorum ama ne yazık ki yine aldattınız” dedi.
Kendisini hedef alan süreci “hayal ürünü iddialara peşin peşin inanmak” olarak tanımlayan İmamoğlu, dosyada tek bir delil bulunmadığını vurguladı: “Objektif her hukukçu görecektir ki bu dosya, içinde tek bir DELİL barındırmayan SANAL bir dosyadır.”
İmamoğlu mesajını, “Belli ki benden ediyorsunuz. Belki kendi ediklerinizi görmüyorsunuz. Son sözüm: Aldansan da, aldatma!” ifadeleriyle sonlandırdı.
İmamoğlu'nun yaptığı paylaşım şu şekilde:
2 ay geçti; Ne para dolu ayakkabı kutuları, Ne dolar fışkıran para kasaları, Ne 300 bin euroluk “hediye” saatler, Ne milyon dolarlık off-shore hesapları, Ne telefon tapeleri, Ne de önceki olaylarda etrafa saçılan skandal e-mailler, ÇIKTI!Oysa en büyük hayaliniz tüm bunları video yapıp, grup toplantısında millete izlettirmekti. OLMADI!
Ne heybeden turp çıktı ne de dananın kuyruğu koptu! Gücünüze gidiyor biliyorum ama ne yazık ki yine aldatıldınız.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetmekle sorumlu bir siyasetçiye, hayali bir örgütün, hayal ürünü iddiaların peşine takılarak siyaset yapmak yakıştı mı?
Bu itiraf bataklığından kurtulmak, çamura daha fazla batmamak için yapılacaklar bellidir.
Güvendiğiniz hukuk kökenli siyasetçilerden bir heyet kurun ve bu dosyayı onlara inceletin. Objektif her hukukçu görecektir ki bu dosya, içinde tek bir DELİL barındırmayan SANAL bir dosyadır.
Bu dosyanın değerlendirmesini, güvendiğiniz hukuk kökenli siyasetçiler yapsın. Belli ki benden şüphe ediyorsunuz. Belki kendi ekibinize güvenirsiniz!
Son sözüm: Aldansan da, aldatma!