İstanbul'da deprem kaygısı çalışma hayatını değiştiriyor: Üç çalışandan biri taşınmayı düşünüyor

İstanbul'da deprem kaygısı çalışma hayatını değiştiriyor: Üç çalışandan biri taşınmayı düşünüyor

Kariyer.net’in araştırmasına göre, İstanbul ve çevresindeki her üç çalışandan biri deprem nedeniyle bulunduğu yeri terk etmeyi planlıyor. Çalışanların yüzde 70’ten fazlası hibrit ya da uzaktan çalışmaya geçmek istiyor; ofiste çalışma oranı ise hâlâ yüzde 82. Katılımcıların yüzde 55’i şirketlerinin aldığı deprem önlemlerini yetersiz bulurken, yüzde 76’sı hiç afet eğitimi almadığını belirtti.

Marmara Bölgesi'nde son yıllarda sık sık hissedilen depremler ve İstanbul’a yönelik artan büyük deprem beklentisi, yalnızca konut tercihlerini değil, iş hayatını da kökten etkiliyor. Kariyer.net tarafından İstanbul ve çevresindeki çalışanlarla yapılan yeni bir araştırma, çalışanların önemli bir bölümünün deprem nedeniyle yaşadığı bölgeyi terk etmeyi düşündüğünü, uzaktan ve hibrit çalışma taleplerinin ise ciddi biçimde yükseldiğini ortaya koydu.

Ankete göre, her üç çalışandan biri taşınma kararı almayı değerlendiriyor. Bununla birlikte şirketlerin afet hazırlık düzeyleri ve çalışanlara sundukları güvenlik önlemleri yetersiz bulunuyor.

DEPREM KORKUSU GÜNDELİK HAYATI VE ÇALIŞMA TERCİHLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR

Araştırma, İstanbul ve çevre illerde yakın dönemde hissedilen sarsıntıların ardından çalışanların psikolojik durumunu ve iş hayatına yönelik beklentilerini anlamaya odaklandı. Sonuçlar, bölgedeki çalışanların büyük bir bölümünün endişeli bir ruh hali içinde olduğunu gösteriyor.

  • Katılımcıların yüzde 57’si tedirgin olduğunu ifade ederken,
  • Yalnızca yüzde 7’si kendini güvende hissettiğini belirtti.
  • Genel olarak, Marmara Bölgesi’ndeki çalışanların yüzde 80’i depremler konusunda kaygılı olduğunu dile getirdi.

Bu kaygı, yalnızca yaşanılan bölgeyle sınırlı kalmıyor; çalışma modelleri ve işyeri güvenliği de sorgulanmaya başlandı.

UZAKTAN VE HİBRİT ÇALIŞMA TALEPLERİNDE ARTIŞ VAR

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 82’si halen tamamen ofis ortamında çalışıyor. Ancak bu modelin sürdürülebilir olmadığına dair yaygın bir inanç var. Özellikle deprem riski ve artan yaşam maliyetleri, çalışanları farklı çalışma biçimlerine yöneltiyor.

  • Çalışanların yüzde 70’ten fazlası hibrit sisteme geçmek istiyor.
  • Evden çalışma imkânı, yalnızca güvenlik değil, yaşam kalitesi açısından da öne çıkıyor.

Bu talepler, şirketler için yeni bir zorunluluğu beraberinde getiriyor: Afet odaklı iş gücü stratejileri geliştirmek.

YÜZDE 35 TAŞINMAYI DÜŞÜNÜYOR, YÜZDE 40 BİNASININ DAYANIKLILIĞINDAN EMİN DEĞİL

Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri de taşınma planları. Marmara Bölgesi’ndeki çalışanların:

  • Yüzde 35’i yaşadığı bölgeyi değiştirmeyi düşünüyor.
  • Taşınmak istemeyenlerin yüzde 33’ü, oturduğu binaya ve bölge altyapısına güvendiğini söylüyor.

Öte yandan, çalışanların bulundukları binaların depreme dayanıklılığına yönelik algıları da net değil:

  • Yüzde 38 dayanıklı olduğunu düşünürken,
  • Yüzde 17 dayanıklı olmadığını,
  • Yüzde 40 ise emin olmadığını ifade etti.

Bu veriler, deprem riskinin yalnızca bireysel düzeyde değil, çalışma hayatında da ciddi bir belirsizlik ve huzursuzluk yarattığını gösteriyor.

ŞİRKETLERİN AFET HAZIRLIĞI YETERSİZ BULUNUYOR

Araştırma, çalışanların çalıştıkları şirketlerin deprem sonrası hazırlık düzeyine dair ciddi şüpheler taşıdığını da ortaya koydu. Katılımcıların:

  • Yüzde 55’inden fazlası, şirketlerinin aldığı önlemleri yetersiz buluyor.
  • Bu katılımcılar, şirket aksiyonlarının sürdürülebilir olmadığını vurguluyor.

Ayrıca afet eğitimi eksikliği de dikkat çekici:

  • Yüzde 76’sı, bugüne kadar çalıştığı kurumdan hiçbir afet eğitimi veya seminer almadığını belirtti.
  • Yüzde 60’ı ise bu eğitimleri talep ediyor.

Bireysel düzeyde de hazırlık eksikliği var: Katılımcıların yüzde 65’i herhangi bir afet planına sahip değil.

KARİYER.NET CEO’SU: AFET PLANLARI SADECE FİZİKSEL DEĞİL, PSİKOLOJİK GÜVENLİĞİ DE KAPSAMALI

Kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, araştırma sonuçlarını değerlendirirken, işverenlerin sadece binaların sağlamlığına odaklanmaması gerektiğini vurguladı. Uysal, psikolojik güvenliğin de en az fiziksel önlemler kadar önemli olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“Çalışanların güvenliğini sağlamak, sadece iş yeri yapılarının güvenli olmasıyla sınırlı değil; psikolojik olarak da çalışanların kendini güvende hissetmesi gerekiyor. Şirketlerin bu konuda eğitim, bilgilendirme ve destek mekanizmaları geliştirmesi, uzun vadeli başarı ve çalışan bağlılığı açısından kritik.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN