İlk olarak 2008 yılında Doğu Karadeniz bölgesindeki tarım arazilerinde ortaya çıkan o tür yöre halkının korkulu rüyası olmuştu. 2 yıldır ortadan kaybolan tür, sıcaklıkların arttığı bu günlerde tekrar gün yüzüne çıktı. İşte, masum görünümlü olsa da kabus yaşatan o hayvan...
Vampir kelebek olarak bilinen ve çiftçilerin korkulu rüyası olan Ricania Simulans'ın yumurtlama dönemi olan Temmuz ayında bıraktığı yumurtaları bitkilere akıl almaz derecede zarar veriyor.
Yaş çayın üçüncü sürgün zamanında çay üreticilerinin iddiasına göre, vampir kelebeğin yumurtalama dönemi olduğu için rekoltede inanılmaz bir düşüş yaşanıyor. Peyzaj Mimarı Uğur Kars, vampir kelebek sayısındaki artışın sulak alanların azalması olduğunu söylerken bunun nedeninin ise kentteki dere ıslah çalışmalarından dolayı vampir kelebeği uzaklaştıran yusufçuk böceğindeki azalış olduğunu belirtti.
ÇAYDAN MISIRA TÜM ÜRÜNLERİ İSTİLA EDİYOR
10 yıldır çiftçilikle uğraşan Uğur Kars, vampir kelebeğin tarım arazilerindeki ürünlerin özsuyunu emdiği için ciddi zararlara neden olduğunu belirterek şunları söyledi:
“2008 yılından beridir Karadeniz bölgesinde görülen bir vampir kelebek var. Aslında bir çekirge türü olan yalancı kelebek türü olan Ricania Simulans veya Japonica türünden ciddi şekilde muzdaribiz. Temmuz ayında tek döl vererek bitkilerin özsuyunu emerek rekolteyi düşürüyor. Bunun aslında menşei Çin’dir. Çin üzerinde 1950’de tespit edildi. Onun üzerinden Rusya, Gürcistan ve Ukrayna ve daha sonrasında Türkiye’ye geldi. Karadeniz’den Marmara’ya kadar yayıldı. Büyük ihtimalle Avrupa’ya doğru ilerliyor. Aslında tropikal bölgede yaşamını süren bir tür. Fakat bu tür bu kuşakta da yer bulabiliyor. Bu böcek aslında bitkinin özsuyunu emiyor. Yılda tek döl vermesine rağmen yani Temmuz ayında döl verip Ağustos ayında yetişkin hale gelmesine rağmen çok ciddi popülasyonun artmasından ötürü bölgedeki tarımsal ürünlere ciddi derecede zarar veriyor. Özellikle bizim bölgemizde çaya. Batı bölgelerinde fındığa. Bizim burada ticari olarak yetiştirmediğimiz fasulye ve mısır gibi bahçedeki ürünlere zarar veriyor.
İlaçlama ile bir yere kadar baş edilebilir ama temelli olarak gitmesi için bunun bir avcı böceği olan yusufçuk böceği var. O da sulak alanlarda yumurtlayıp daha sonra ergin hale geldikten sonra bu böceği avlayabiliyor" diyen Kars "Bölgemizde dere ıslahlarıyla sulak alanlar azaldığı için Yusufçuk böceğinin üremesi de azaldı. Bunu avlayacak olan Yusufçuk böceği kendine yer bulamıyor. Sulak alanları arttırarak böcekle mücadele edilebilir. Bu böceğin artmasının nedeni sulak alanın eksikliğidir"
YÜZDE 50 İLA 60 ORANINDA REKOLTE DÜŞÜŞÜNE NEDEN OLUYOR
Kars, bitkilerin yumurtlama döneminden dolayı çayın üçüncü sürgün zamanında özellikle sahil kesimlerinde rekoltede düşüş olduğunu ifade ederek, “Bitkilerin yapraklarının altına yumurtalarını bırakıp, orada o yumurtaların beslenmesini sağlıyor ve aynı zamanda kendisi de bitkinin özsuyunu emiyor. Bu özsuyunu emdiğinde bitkinin beslenmesini ve hücrelerine ileteceği olan besini bu böcek emmiş oluyor. Bu yüzdende rekolte düşüyor. Kalite düşüyor. Özellikle 3. sürgünde sahil bölgelerinde yüzde 50-60 oranında rekolte kaybına neden oluyor” sözlerini kullandı.
Gürcistan'dan bölgeye giriş yaptığı tespit edilen ve son 10 yıllık sürede bölgedeki tarım arazilerini ele geçiren tür, suyunu emdiği sebze ve yabancı otlardan beslenerek kurumalarına neden oluyor.
Bulgaristan'dan İstanbul'a kadar yayılarak orada da etkisini gösteren tür, Haziran ayı itibariyle ergin dönemine geçiş yaparak bu dönemde beslenme aktivitelerini azaltarak, yumurtlama aktivitelerini artırıyor.
