Karamollaoğlu'ndan Demirtaş çıkışı: Kürt müdür değil midir bilmiyorum ama...

Karamollaoğlu'ndan Demirtaş çıkışı: Kürt müdür değil midir bilmiyorum ama...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Diyarbakır’da yaptığı konuşmada HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için “Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil” demesi ile ilgili Saadet lideri Karamollaoğlu'ndan cevap geldi. Karamollaoğlu, Erdoğan sözlerine ilişkin “Kürt müdür değil midir, bilmiyorum ama önemli olan fikirleri. Kendisi Kürt olmayabilir, Türk olmayabilir. Başka anlayışlara sahip olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temal Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Selahattin Demirtaş için "Bu adam Kürt değil" sözleriyle ilgili, "Kürt müdür değil midir, bilmiyorum ama önemli olan fikirleri" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Diyarbakır’da yaptığı konuşmada Selahattin Demirtaş için, “Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil” ifadelerini kullanmıştı.

'BÖYLE DEMEK AYRIŞTIRICI'

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Erdoğan sözlerine ilişkin “Kürt müdür değil midir, bilmiyorum ama önemli olan fikirleri. Kendisi Kürt olmayabilir, Türk olmayabilir. Başka anlayışlara sahip olabilir. Kendisi fikren bir noktaya gelebilir, oradan mağdur gördüğü insanların derdiyle dertlenmeyi kendine vazife olarak kabul edebilir. Bunun şeceresine gidip sen kimsin ki bununla ilgileniyorsun demenin bir faydası yok. Ayrıştırıcı” değerlendirmesinde bulundu.

'SÜREKLİ OLARAK 'BENDEN YANA MISIN BANA KARŞI MISIN?'

Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programında konuşan Karamollaoğlu şöyle devam etti:

“Sürekli olarak 'Benden yana mısın bana karşı mısın?' Ben camiye gittiğimde yanımdaki insanın kim olduğuna bakmam. Bunu araştırmaya girmeyi de gerekli görmem. Biz çok farklı temel değerlere sahip parti mensupları olarak nasıl bir araya geleceğiz. Elbette bunun yolu asgari müştereklerde birleşmek. Birbirimizi rencide etmeden, nasıl yaşayacağınız bir arada? Bunu bulabilmek. Zaten bir arada yaşıyoruz. Ama bir ağız tadıyla yaşamak var bir de birbirimize hakaret ederek yaşamak var.”

'KILIÇDAROĞLU ATTIĞI ADIMLARLA ERDOĞAN'I AÇIĞA DÜŞÜRDÜ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP lideri Kılıçdaroğlu ile 'rahat mücadele edebileceğini' düşündüğünü söyleyen Karamollaoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu da attığı adımlarla öyle zannediyorum ki Erdoğan'ı biraz açığa düşürdü. Bu da endişe ettiriyor belki sayın Erdoğan'ı" dedi.

'BU ÇIKIŞIN KILIÇDAROĞLU'NDAN GELMESİ ÇOK ÖNEMLİ'

'Başörtüsüne yasal güvence' konusuna da değinen Karamollaoğlu şunları söyledi:

“Bu çıkışın sayın Kılıçdaroğlu'ndan gelmesi çok önemli. Yarın hakikaten iktidar değişirse sadece Kılıçdaroğlu için değil acaba sol cenahtan itiraz gelir ve bu kabul görürse biz eski problemlere yeniden döneriz endişesinde bunu inkar edemeyiz. Böyle bir endişe var.

Siyasette bundan hoşlanmıyorum. Normal olarak sizin düşündüğünüz bir fikir bana geliyor ve bende sizin önünüzü kesebilmek için bir üst perdeye çıkıp bu kanunla olmaz, gelin anayasa ile değiştirelim diyorum. E değiştir anayasayı. Bir kanunun çıkması anayasanın değiştirilmesine engel değil ki.

'ERDOĞAN'IN İLK TUR ENDİŞESİ VAR'

Sayın Erdoğan'ın endişesi ve korkusu ilk turda netice alınmayacak diye düşünüyor. Şu anda kimse yüzde 50'nin üstünde potansiyele sahip değil. İkinci tura kalırsa seçim o zaman en büyük oy potansiyeli HDP'de. Nereye kayarsa, evrilirse orası kazanır. Bundan dolayı ne reddedebiliyor ne de yumuşak bir zeminin oluşmasına imkan veriyor. Bunu İstanbul seçimlerinde gördü.

'ADAYLIK İÇİN BİRAZ DAHA ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR'

Vardır demek o kadar kolay değil. Biraz daha zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Zaman geçtikçe kanaatler de değişebilir. Toplumda da farklı anlayışlar çıkabilir. Bunu kamuoyu yoklamaları ortaya koyacak. Biz de kanaatlerimizi o yönde belirleyeceğiz.

Bizim başkanımız uzlaşmacı olacak. Özellikle bu dönemde kim başkan adayı belirlenirse onunla birlikte parti liderleri deklarasyon yayınlayacak. Bu başkandan ne beklediklerini ifade edecekler. Bundan dolayı bizim bu deklarasyonumuz bizimle her yönüyle, bütün partilerle uyumlu çalışacak bir başkan olacak. Geçiş döneminde yetkilerini paylaşacak. Ben şimdilik şöyle davranayım. 'Seçimden sonra bütün yetki benim, önümüzde beş yıllık zaman var, yavaş yavaş bu meseleyi çözeriz' derse bizim düşüncemizin çok ötesine geçmiş olur. Biz uzlaşma içinde çalışacak bir başkan belirleyeceğiz.

'FAKIBABA'NIN AYRILMASI BAŞKALARINI DA TETİKLER'

Benim siyasette bu tip kokuları alma kabiliyetim fazla değil. Su-i zan olabilir. Bazı ihtimaller gözüküyor. Fakıbaba'nın istifası çok önemli. Bizatihi farklı yapıda bir insan. Belediye başkanıyken de farklı tavırlar sergiledi. Zannediyorum ki Fakıbaba'nın ayrılması başkalarını da tetikler. İnsanlar gidişattan memnun değiller. Şahsi menfaatini gözetenler var. Seçimde bir değişiklik kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bu insanları endişe sürüklüyor.

Tayyip bey, kendisine göre bir aday olarak görüyor. Rahat mücadele edebileceğini düşünüyor ama sayın Kılıçdaroğlu da attığı adımlarla öyle zannediyorum ki Erdoğan'ı biraz açığa düşürdü. Bu da endişe ettiriyor belki Erdoğan'ı. Biz altılı masa olarak seçim kararı alınır alınmaz bir araya gelip adayımızı belirleyeceğiz.

'ERDOĞAN ELİNDEKİ BÜTÜN İMKANLARI SAHAYA SÜRDÜ'

Bu dönemin sonu geldi. Ancak sayın Erdoğan, elinde bulundurduğu bütün imkanları seferber etti, sahaya sürdü ve bundan sonra da sürecek. Bütün maddi manevi nesi varsa veya bürokratik olarak elinde hangi imkan varsa tamamını sahaya sürüyor. Buradan netice çıkar mı şahsen kendisinin toplumun belirli bir kesiminde itibarı var. Onlar Erdoğan'ın bazı attığı adımlardan memnunlar. Örneğin; başörtü meselesini çözmüş olması, imam hatip okullarının açılması, Kuran kurslarına imkan verilmesi bütün bunlar önemli adımlar.

'BORÇ ALACAK, PARA BASACAK, TOPLU SÖZLEŞMEYE GELECEK'

Erdoğan'ın karşısında olup da bu noktaları gereksiz olarak tenkit etmeye kalkanlar var. Erdoğan'ın attığı bu adımları 'gelirsek biz yerle bir ederiz' anlamında ama böyle bir yetkileri de yok. Ama bu endişe ettiriyor. Bunlar toplumda bir teredütün doğmasına vesile oluyor. O yüzden Erdoğan elindeki tüm imkanları seferber edecek.

Borç alacak, para basacak, toplu sözleşmeye gelecek, zamlara gelecek, asgari ücret için kesinlikle herkesin tahmin bile etmeyeceği rakamları söyleyecek, enflasyonun üzerinde zamlar yapacak. Erdoğan, '6 aylık sürede ben bunlara tahammül ederim sonra da imkanları elime geçirince bundan sonra başka bir dönem beklemiyorum elimden geleni yaparım' diye düşünecek.

Bu kongrenin milat olması. Bütün hazırlıklarımızı aslında iktidara gelip fikirlerimizi ve düşüncelerimizi mutlaka topluma fayda verecek tarzda tatbikata koyalım. İktidar olalım, iktidar ortağı olalım ama mutlaka düşüncelerimiz ülkemizin içine sürüklendiği bugünkü sıkıntılardan kurtulması, işsiz insan kalmaması, hiçbir insanın 'Ben geçimimi sağlayamıyorum aldığım maaşla' dememesi.

'BELEDİYE BAŞKANLARI ÇOK ZOR ŞARTLAR ALTINDA ÇALIŞIYOR'

Belediye başkanları iyi çalışıyorlar, imkanları dar. Meclislerinde çoğunluk kendilerinde değil, çok zor şartlar altında çalışıyorlar. Bugünkü şartlar altında mazot almış başını giderken otobüs fiyatlarını aşağı indirelim derseniz bu mantıklı olmaz. Vatandaşlar bundan memnun olmazlar, görüyorlar çünkü. Bunu indirmeye kalkmak, deliliktir.

'BENİM DIŞIMDA KİMSE BİR İŞ YAPMASIN DİYORLAR'

Güzel ama öbür kanun da çıksa ne olur? Benim dışımda kimse bir iş yapmasın diyorlar. Olmaz ya, yapmayın yani. Türkiye sizden ibaret değil. Sizin tüm yaptıklarınızı yarın tersine çevirirlerse bu mantıklı olur mu? Olmaz. Emin olsun kanuna 'evet' dese Tayyip beye meyil edenler artar.

Biz ailenin bütün toplumlar için en önemli unsur olduğu kanaatindeyiz. Toplumun temelini aile oluşturur. Aile, bir erkek bir kadın ve çocuklardan meydana gelir. Bunu değiştirecek bir mefhum, iki kadın, iki erkek bir araya gelerek bir aile oluşturmaz. Kusura bakmasınlar. Aile, çocuk mutlaka yapacak ve ülkemizin nüfusunu da dengeleyecek. Çünkü nüfus yaşlanmaya başladı.

Eğer makulse neden olmasın? Tayyip beye puan toplar, isterse toplasın eğer doğruysa, makulse bizim evet dememiz icap eder. Nasıl ki Kılıçdaroğlu'nun teklifine sayın Erdoğan'ın da 'evet' demesini beklediğimiz gibi. Doğruya doğru, eğriye eğri.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN