Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Göçük Mahallesi’nde asırlık gelenekler yeniden canlanıyor. Bağlardan toplanan üzümler, imece usulüyle işlenerek, tamamen doğal ve geleneksel yöntemlerle pekmeze dönüştürülüyor. Ailelerin bir araya gelerek sürdürdüğü bu kültürel üretim, hem yöre halkının ekonomisine katkı sağlıyor hem de Anadolu’nun köklü geleneklerini yaşatıyor.
BAĞLARDAN BAŞLAYAN EMEK DOLU SERÜVEN
Pekmez üretimi, üzüm bağlarında olgunlaşan salkımların özenle toplanmasıyla başlıyor. Kovalarla evlere taşınan üzümler, mahallenin “şırakmana” adı verilen, beton zeminle kaplı özel havuzlarına boşaltılıyor. Burada çürüklerinden ayıklanan üzümler, ayaklara giyilen çizmelerle eziliyor. Bu işlem sırasında akan üzüm suyu (şıra), özel kanallar aracılığıyla kazana aktarılıyor.

KÜL EKLEME YÖNTEMİYLE DOĞAL BERRAKLIK
Kazanlarda toplanan üzüm şırasına, geleneksel olarak birer avuç odun külü ekleniyor. Bu işlem, hem şıranın berraklaşmasını sağlıyor hem de kaynama sürecine katkı sunuyor. Yavaş yavaş kaynamaya başlayan şıranın üzerindeki siyah köpükler sürekli alınarak saflaştırma sağlanıyor.
İlk kaynatma tamamlandıktan sonra, şıra birkaç saat dinlenmeye bırakılıyor. Tortular dibe çökerken, yüzeye çıkan berrak sıvı hortumla alınarak ikinci kaynatma için hazırlanıyor.

ÜÇ SAATLİK KAYNAMA SÜRECİYLE PEKMEZE DÖNÜŞÜYOR
İkinci kaynatma işlemi büyük tavalar üzerinde gerçekleşiyor. Bu aşamada şıranın kıvamı, rengi ve yoğunluğu sık sık kontrol ediliyor. Ortalama 3 saat süren kaynama işlemi sonunda, koyulaşan ve olgunlaşan pekmez cam ya da plastik kaplara dolduruluyor. Soğutulduktan sonra dinlendirilen pekmez, tüketime hazır hale geliyor.
"AYNI GELENEĞİ YILLARDIR SÜRDÜRÜYORUZ"
Göçük Mahallesi sakini Ahmet Kaplan, geleneksel pekmez üretiminin detaylarını şu sözlerle anlattı:
“Üzümlerimizi toplar, şırakmanaya dökeriz. Çizme giyip ayakla ezeriz. Şırasını alıp kazanda kaynatırız. Bir avuç kül ekleyip köpüğünü alır, dinlendiririz. Temiz şırayı alıp tavalarda 3 saat kadar kaynatırız. Kıvamı ve rengi uygun olduğunda, pekmezimizi temiz kaplara doldurur, 15 gün kadar dinlendiririz. Sonra eşe dosta dağıtırız.”

GENÇ NESİL DE GELENEĞE SAHİP ÇIKIYOR
Ahmet Kaplan’ın kızı Elmas Bayrakçı ise baba ocağına dönerek bu kültürel mirasa katkı sunduğunu belirtti:
“Bugün baba evinde pekmez kaynatıyorum. Önce üzümleri topluyoruz, ardından şırakmanaya döküp çiğniyoruz. Kazana süzülen şıralara kül ekleyip dinlendiriyoruz. Son olarak tavada kaynatarak pekmez haline getiriyoruz.”
DOĞAL VE KATKISIZ PEKMEZ TÜKETİCİYLE BULUŞUYOR
Gazipaşa’nın Göçük Mahallesi’nde üretilen bu doğal pekmezler, hiçbir kimyasal katkı maddesi içermiyor. Geleneksel üretim yöntemiyle üretilen pekmezler, sağlıklı beslenme arayan tüketiciler için doğal bir alternatif sunuyor. İmeceyle yapılan bu üretim, aynı zamanda köy halkı arasındaki dayanışma ruhunu da canlı tutuyor.
