CHP'nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin 77. adresi adresi İstanbul'un Kağıthane ilçesi oldu.
Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın vefatı sebebiyle ertelenen mitinginde binlerce insan bir araya geldi.
Bütün mitinglerde yapıldığı gibi Kağıthane'de de önce CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İmamoğlu'nun mektubunu aktardı. Ardından kürsüye çıkan CHP lideri Özgür Özel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Kağıthane'nin AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren vatandaşlarına sesleniyorum. Gerçekten o suçları işlemiş olsak, duruşma canlı yapılsın der miyiz? Bahçeli'yi de yanılttılar. Zannetti ki iddianamede sağlam iddialar var. Şimdi canlı yayın olsun diyoruz. Ret oyu veriyorlar.
Ekrem Başkanımız, 16 belediye başkanımız görevine dönsün. Yargılama tutuksuz yapılsın. Kendine yapılmayan zulmü arkadaşlarımıza yapana sesleniyorum. Kendine güveniyorsan çık karşımıza! Biraz önce Özgür Başkan Ekrem Başkanımızın mektubunda aktardı.
Ekrem Başkan seçildiği günden beri, buranın ilçe belediyesi bizde değil demedi. Yürekten bir alkış yolluyoruz Ekrem Başkana.

"GEÇİM YOKSA SEÇİM VAR"
Türk İş, açlık ve yoksulluk sınırını ilan ediyor. Türkiye'de açlık sınırı 30 bin lira, yoksulluk sınırı 98 bin lira. Biz CHP olarak, en düşük emekli maaşının asgari ücrete denk olması, asgari ücretin en az 39 bin lira olması ve küçük esnafa destek yapılmasını savunduk. Bu yapıcı önerimizi Meclis'e sunduk. İşveren desteğini 1200 lira yaptılar. Asgari ücreti 28 bin lira ilan ettiler.
Buradan buradan tüm işçilere, emeklilere sesleniyorum. Evde oturarak bunlardan kurtulamayız. Hepinizi sokaklara, mücadeleye davet ediyorum.
CHP savaş meydanlarında kurulmuştur. 100 yıl sonra sokaklarda, meydanlardadır. Korkakların milleti yendiği görülmemiştir. Sokak kazanacak. İşçiler, emekçiler, emekliler kazanacak!
Geçim yoksa seçim var! Buradan tüm Türkiye'ye ses veriyoruz. Getirin sandığı millet versin kararı! Bu ülkede enflasyonla mücadele eden bir hükümet yoktur. Enflasyonla mücadele eden halk vardır. 2024 yılını emekli yılı ilan ettiler, emeklinin canına okudular. 2025 yılı aile yılı dediler, ailenin canına okudular. 2025 aile yılı, aile perişan. 2026 yılı, AK Parti'nin belirleyeceği bir alan değildir, seçim yılıdır!
Bakan Işıkhan 'çalışanları enflasyona ezdirmedik' diyerek açıkladı: Asgari ücret 2026'da 28.075 TL
Yeni asgari ücretin ayrıntıları açıklandı
"AK PARTİLİYE DE MHP'LİYE DE İLİŞMEYECEĞİZ"
Ankara'da başsavcılığa atanan bir isim var. Şimdi dört bir yandan, AK Partililerden belgeler uçuşuyor. Hepsini HSK'ya veriyoruz. Çayyolu'ndaki avukat bürolarından haberim var. Buradan açıkça söylüyorum. Bu iktidar değişecek. CHP'li ne AK Partiliye ne MHP'liye ilişecek.
Erdoğan, bir oğlan, bir damat, bir yeni bakan, bir eski bakan taht kavgalarının arasında kalmıştır. Birbirine düşmüştür. Biz bunların seviyesi inmeyiz. Umrumda değil. Onların seviyesine inersek çıkarken vurgun yeriz. Bu ülkede sandık vardır, onu kimseye kaptırmayız. Erdoğan'ın mahdumları artık bu işin sandıkla olmayacağına inanmış. Bu millet, açlığa dayanır. Ama sandığa el uzatanın elini koparır. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Ama sen ama oğlun ama damat ama kuyunu kazan bakan... Çıkın karşımıza, sandıkta mücadele edelim."

"SARAYDAN ÇIK DA BU MEYDANLARI GÖR"
Sonra seçilmişe Saraçhane'yi teslim edip, köprüyü geçip Maltepe'de milyonlar olduk. O gün bugün her Çarşamba akşamı İstanbul'da aynı saatte bu otobüsün üstünde bir meydanda, her hafta sonu Anadolu'da bir başka şehirde bir başka meydandayız. 'Olmaz' dediler. 'Yaz geldi' dediler, 'Öğrenciler gitti, sıcak oldu, millet memleketine koştu' dediler. 'Meydanlar dolmaz' dediler. 45 derece sıcakta doldurdunuz.
Ey Erdoğan! Saray'dan çık, bu meydanı gör. Bu meydanda olup da sende olmayanları gör. Bu meydanda cesaret var, bu meydanda haklılık var, bu meydanda ahlaki üstünlük var, bu meydanda psikolojik üstünlük var, bu meydanda çoğunluk enerjisi var. Haklıların dayanışması, mağdurların dayanışması var. Zalime, sana direnenler var bu meydanda.
"ERDOĞAN'A YENİ YIL HEDİYEM VAR"
2026'ya umutla, 2026'ya büyük bir mücadele azmiyle girmeye hazırlanıyoruz. Yılın son anketleri yayımlandı. 1 yıllık ortalamaları aldık.
Kararsızlar dağıtılmadan, Erdoğan'ın notu aynı yere dönmüş dolaşmış. 28,5'tan 29.
CHP'nin, 1 yıl bütün anketlerde kararsızlar dağıtılmadan oyu yüzde 33,5. Kararsızlar dağıtılınca CHP yüzde 38'de, AKP yüzde 33'te.
Buradan Erdoğan'a bir yeni yıl mesajım, hediyem var. Ey Erdoğan! 28,5'tan 29 Erdoğan. Yüzde 29'la 2026'da seni orada oturtmam."

"SANDIK VAZGEÇİLMEZİMİZDİR"
“Vallahi ben de bitirmek istemiyorum. Böyle muhteşem bir akşam, bu soğuk havada bu enerjiye ‘Hadi gidelim, dağılalım’ demeye kıyamıyorum. Ama sandık oldukça biz toplanıp, tepkimizi gösterip, eylemimizi yapıp, kararlılığımızı vurgulayıp dağılırız. Ama buradan 2026 için uyarıyorum. Sandık vazgeçilmezimizdir, sandığa el uzatmaya kalkan bilsin ki; toplanırız ve bir daha dağılmayız. 2025’te Trump’ın kapısında meşruiyet arayana, Amerikan Dışişleri Bakanı’nın ‘Beş dakika randevu için yalvarıyorsunuz’ dediği Erdoğan’ı unutmayın. Tom Barack’ın ‘Trump Erdoğan’a Türkiye’de olmayan meşruiyetini verecek’ dediğini unutmayın. ‘Nadir elementimiz çok olacak, Trump hesap edemediğimiz kadar çok nadir toprak elementi alacak’ dediğini unutmayın. Erdoğan’ın Trump’ın oğlundan babasının randevusunu koparmak için 250 uçak aldığını, pahalı doğalgaz sözü verdiğini, nadir toprak elementlerini verdiğini, Amerikan malından vergiyi kaldırıp Çin malına vergi bindirdiğini unutmayın. Bugün çıkmış diyor ki; Avrupa’daki bir toplantıda başkan konuşup gidince, ‘Ona böyle gitmen doğru değil’ demişim. Diğer liderlerin hepsi ‘Biz diyemedik, siz iyi dediniz’ demiş. ‘Şurada beş dakika oturamadın’ diyorum adama, diyor ki ‘Efendim Costa’dan beş dakika randevu alamamış.’ Bak Erdoğan, benim Avrupa’da randevu isteyip de alamadığım bir kişi yok. İspat edersen, yarın istifa ederim. Ama senin randevuyu almak için bu memleketin madenini bile Trump’a verdiğin, Amerikan Dışişleri Bakanı’ndan ‘Beş dakika için bize yalvarıyorlar’ dediği lafı yiyip yuttuğunu, Putin’in kapısında durup iki dakika alay edildiğini bu millet biliyor.
“SALTANAT HEVESİYLE BABASININ YERİNE GEÇMEYE NİYETLİ”
“Erdoğan; bir oğlan, bir damat, bir yeni bakan, bir eski bakan taht kavgalarının ortasında kalmıştır. AK Parti’de herkes birbirinin kuyusunu kazmakta, birbirine karşı sosyal medya çalışmaları yaptırmakta, iktidar olup yönetecekler birbirine düşmüştür. Biz bunların seviyesine inmeyiz. Düştükleri çukurda boğulsunlar. Umurumda değil. Onların seviyesine inersek, çıkarken vurgun yeriz. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Bu ülke bir demokrasi, yönetim şekli Cumhuriyet. Ve bu ülkede Atatürk’ten miras bir sandık vardır. O sandığı kimseye kaptırmayız. Sakın ha sakın. Erdoğan’ın mahdumları artık bu işin sandıkla olmayacağına inanmış, saltanat hevesiyle babanın yerine geçmeye niyetlenmişler. Bu millet açlığa dayanır, yoksulluğa dayanır, işsizliğe, zulme dayanır. Ama sandığa el uzatanın elini koparır. Elini koparır. Buradan Erdoğan’a söylüyorum: ‘Partim hazır, adayım hazır, örgütüm hazır, millet hazır.’ Hazırsan ama sen ama oğlun, ama damat ama kuyunu kazan bakan. Çıkın karşımıza sandıkta mertçe yarışalım.”
"DÜŞEN UÇAĞIN ÖZRÜNÜ SÖYLEYENDEN ALACAK DERSİMİZ YOK"
Herkes Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi ile, onun Genel Başkanı ile, yönetici kadrocularıyla konuşurken haddini, hududunu, sınırını bilecek. ‘Bu can bu bedende durdukça o papazı alamazsın’ deyip, papazı hediye paketi ile Oval Ofis’e yollayıp Trump’tan ‘aferin’ alan adamdan alınacak dış politika dersimiz yok bizim. Rus uçağı düşünce ‘Ben düşürdüm’ deyip 34 erimizi bombalayanların kapısına gidip dakikalarca bekleyip, 34 şehidin hesabını değil, düşen uçağın özrünü söyleyenden alınacak dersimiz yok bizim. Bu parti Sevr’i yırtıp atanların, Lozan’ı yapanların partisidir. Yarın sabah hep beraber Anıtkabir'de İsmet Paşa’nın huzurundayız. 1 Mart tezkeresini yırtıp atanlara, Kıbrıs Barış Harekatı’nı tüm dünyaya rağmen yapanlara ve seninkiler kırmızı halı sererken işgal donanmasına bakıp ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyenlere laf söyleyecek haddin yok senin.”


