CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, kayyum atanan TELE1 Televizyonu’nun İstanbul’daki binası önünde açıklama yaparak karara tepki gösterdi.
Çelik, konuşmasında, günün “bir casusluk davası” haberiyle başladığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bir casusluk davası diye bir soruşturmayla güne uyanmış olduk. İçerisinde gazeteci Merdan Yanardağ’ın, Cumhurbaşkanı adayımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun, ayrıca Necati Özkan’ın isimlerinin geçtiği bir casusluk davası bugün Türkiye gündemine geldi. Anlıyoruz nedenini… Şu anda TELE1’de yukarıda bir kayyum var ve TELE1’de bir kayyum yayın yapıyor. TELE1 kendi yayınını yapamıyor, yayını buraya getirilen bir kayyum sürdürüyor. Peki amaçları ne? Amaçları özgür basını susturmak.”
Çelik, bu sürecin yeni olmadığını, “yaklaşık bir yıl önce Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla” başladığını belirterek, bu gelişmelerin muhalefete yönelik baskıların devamı olduğunu söyledi.
“AZINLIK İKTİDARININ ARKASINDA HİZALANMAYAN KİM VARSA, ONLARI SUSTURMAK İÇİN ELLERİNDEN GELEN HER ŞEYİ YAPIYORLAR”
CHP’li Çelik, açıklamasında iktidarın farklı kesimlere yönelik baskı politikası yürüttüğünü ileri sürerek şunları kaydetti:
“TÜSİAD Başkanı’na soruşturma açtılar iş dünyasına gözdağı. Sendika başkanlarını tutukladılar emek dünyasına gözdağı. Gazetecileri tutukluyorlar. Fatih Altaylı şu anda cezaevinde gazetecilere gözdağı. TELE1’e kayyum atandı, Merdan Yanardağ gözaltında yine özgür basını susturma çabası. Yani Türkiye’nin azınlık iktidarının arkasında hizalanmayan kim varsa, onları susturmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.”
Çelik, bu adımları “özgür basına vurulmuş bir darbe” olarak nitelendirdi ve “TELE1’i susturmak istiyorlar. Aslında hepimizi susturmak istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
“BU MESELELERİN HUKUKİ DEĞİL, TAMAMEN SİYASİ MESELELER OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR”
Açıklamasının devamında, Ekrem İmamoğlu’nun da aynı casusluk soruşturmasına dahil edilmek istendiğini belirten Çelik, bu sürecin “hukuki değil, tamamen siyasi” olduğunu söyledi:
“Ekrem İmamoğlu’na açılan dava ve soruşturmaların sayısını artık Türkiye kamuoyu takip etmekte zorlanıyor. ‘Ahmak davası’, ‘çirkin davası’, ‘bilirkişi davası’, ‘hakaret davası’ bugün beraat etti. ‘Beylikdüzü davası’, ‘mali suçlar davası’, ‘terör soruşturması’... Bunların hiçbirinden sonuç alamadılar.”
Çelik, iktidarın yeni bir yol olarak “casusluk davası” kurguladığını öne sürerek,
“Türkiye’nin azınlık iktidarının arkasında hizalanmayan herkesi yargı eliyle, araçsallaştırdıkları yargıyla hukuk kisvesi altında susturmaya çalışıyorlar.”
dedi.
“ZALİMİN ZULMÜNE KARŞI NEREDE OLMAMIZ GEREKİYORSA ORADA OLACAĞIZ”
Çelik, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Zalimin zulmüne karşı nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Bugün TELE1’in önündeyiz, yarın nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Bu karanlığa karşı mücadele edeceğiz. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Millet bizimledir. Halkın desteği bizimledir. Günün sonunda erken seçim sandığı bu milletin önüne gelecek ve bu ceberut iktidardan hep birlikte kurtulacağız.”
Çelik, demokrasinin yeniden kurumsallaştırılması çağrısında bulunarak konuşmasını tamamladı.
