1990’lı yıllarda güvenlik nedeniyle boşaltılan Cudi Dağı eteklerindeki Aksu köyü, Avrupa’ya göç eden sakinlerinin geri dönüşüyle yeniden hayat buluyor. Fransa’nın Paris kentinde uzun yıllar yaşayan Petrus Karatay’ın köyüne kesin dönüş kararı alması, geçmişte göç eden diğer Keldani ailelere de ilham verdi. Karatay’ın önderliğinde yedi aile köyde ev yapımına başladı, beş aile ise dönüş hazırlığında. Hedef, doğayla uyumlu, kültürel değerleri yaşatan modern bir köy kurmak.
CUDİ’NİN ETEKLERİNDE SESSİZ BİR DÖNÜŞ HİKÂYESİ
Keldani topluluğunun yaşadığı Aksu köyü, yaklaşık 35 yıl önce boşaltıldıktan sonra tamamen ıssız kalmıştı. Göç edenler Avrupa’nın farklı ülkelerine dağıldı. Ancak son yıllarda bölgedeki güven ortamının artması ve devlet destekli projeler, Aksu’yu yeniden gündeme taşıdı. Bu sessiz dönüşün sembol ismi ise Petrus Karatay oldu.
PARİS’TEN BAŞLAYAN YOLCULUK, CUDİ’DE YENİ BİR HAYATA ÇIKTI
70 yaşındaki Petrus Karatay, İstanbul’dan sonra Paris’e yerleşti ve altı çocuklu bir aile babası olarak yıllarca Avrupa’da yaşadı. Ancak doğduğu topraklara olan özlemi hiç dinmedi. 2009 yılında “Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi”ne başvurdu. 2011 yılında ise Aksu’ya ilk adımını attı. Bugün ailesiyle birlikte üç katlı bir evde yaşıyor.
MODERN VE DOĞAL BİR KÖY VİZYONU
Karatay, köyde sadece ev yapmakla kalmadı. Yeni kurulan yerleşim alanında yollar açtı, su ve elektrik altyapısı kuruldu. Tüm bunları kişisel çabalarıyla başlattı. Amaç, sadece bir ev değil; sürdürülebilir, konforlu, doğayla barışık bir köy inşa etmek.
KÖYÜNE HAYAT VERDİ, DİĞERLERİNE UMUT OLDU
Karatay’ın bu vizyonu Avrupa’da yaşayan diğer Keldani aileleri de etkiledi. Onun öncülüğünde şu ana kadar yedi aile köye dönerek ev yapımına başladı. Beş aile ise dönüş hazırlıklarını sürdürüyor. Böylece Aksu köyü, kolektif bir dönüşüm sürecine girmiş oldu.
7 BİN FİDANLA YENİ BİR EKOLOJİK DÜZEN
Köyde şimdiye kadar 7 binin üzerinde fidan dikildi. Aralarında 4 bin fıstık, 1.000 ceviz, 900 üzüm, 700 zeytin, 150 badem ve çok sayıda kayısı, erik fidanı bulunuyor. Aynı zamanda Karatay, köyde arıcılık faaliyetine de öncülük ediyor. Sebze ve meyve üretimi de aile ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye ulaştı.
TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRAS YENİDEN CANLANIYOR
Köyde yapılması planlanan kilise, inanç turizmi açısından da dikkat çekici. Bunun yanı sıra, yöreye özgü şal şepik kumaşı üretimi için bir atölye kurma çalışmaları da sürüyor. Bu kumaş bir zamanlar köyde kadınlar tarafından dokunuyordu. Karatay, bu geleneği canlandırarak kültürel mirası yaşatmayı amaçlıyor.
“BENİM YERİM BURASI”
Karatay, yılın dokuz ayını köyde geçiriyor. Kış aylarında kısa süreliğine ayrılıyor. “İstanbul ve Paris’te yaşadım ama köy hayatı bana huzur veriyor,” diyen Karatay, köyü tamamen yaşanabilir hale getirip ardından burada vefat etmek istediğini de açıkça ifade ediyor.
“BURASI ARTIK SADECE GEÇMİŞİN DEĞİL, GELECEĞİN DE YERİ”
Karatay’ın projesi sadece nostaljik bir dönüş değil, aynı zamanda köy hayatının modern standartlarda nasıl sürdürülebileceğine dair önemli bir örnek oluşturuyor. Altyapıdan tarıma, çevre düzenlemesinden kültürel yaşama kadar uzanan bu çok yönlü yaklaşım, Aksu’yu geleceğin köyü hâline getiriyor.
