Marcus Licinius Krassus, MÖ 1. yüzyılda Roma Cumhuriyeti’nin hem en zengin hem de en etkili figürlerinden biriydi. Öyle ki, servetinin büyüklüğü dillere destandı ve ona "altın kralı" lakabını kazandırmıştı. Ancak Krassus’un hayatı, sadece zenginliğiyle değil, siyasi ve askeri hırsıyla tarihe geçti. Tüm gücüne ve parasına rağmen, kendisini sürekli Jül Sezar ve Pompeius gibi rakipleriyle kıyasladı. Nihayetinde, Sezar’ın Galya'daki zaferlerine karşılık verebilmek adına, doğuya, Part İmparatorluğu’na karşı riskli bir sefere çıktı. Bu doyumsuz şöhret arayışı, Roma’nın kaderini değiştirecek bir felaketle sonuçlandı.
KRASSUS VE ROMA'DAKİ YÜKSELİŞİ
Krassus, Roma siyasetinde gücünü büyük ölçüde servetinden alıyordu. En önemli askeri başarılarından biri, Roma'yı tehdit eden büyük köle isyancısı Spartaküs’ü yenilgiye uğratmasıydı. Bu zafer ona büyük bir askeri itibar kazandırdı. Gücünü sağlamlaştırmak için, dönemin iki yükselen yıldızı olan Jül Sezar ve Gnaeus Pompeius Magnus ile birlikte Birinci Triumvirliği kurdu. Bu üçlü ittifak, Roma Cumhuriyeti’nin siyasi hayatına damgasını vurdu. Ancak Krassus’un gözü, Sezar’ın Galya’da kazandığı görkemli zaferler ve Pompeius’un doğuda elde ettiği ünle rekabet etmeye odaklanmıştı.

CARRHAE FELAKETİ
Krassus, rakiplerini aşmak ve askeri şanını tazelemek amacıyla MÖ 54 yılında doğuya, Part İmparatorluğu'na karşı büyük bir sefer başlattı. Amacı, Partları yenerek Sezar'ınkine eş değer bir askeri zafer kazanmaktı. Ancak bu macera, hem kendisi hem de Roma için tam bir felakete dönüştü.
MÖ 53 yılında, Part kuvvetleriyle Harran (Carrhae) yakınlarında karşı karşıya gelen Roma ordusu, Part süvarilerinin üstün taktikleri karşısında ağır bir yenilgi aldı. Bu savaş, Roma tarihinin en büyük yenilgilerinden biri olarak kayıtlara geçti. Krassus, bu felaket sırasında öldürüldü ve ordusunun büyük bir kısmı yok oldu.

AĞZINA ERİMİŞ ALTIN EFSANESİ GERÇEK Mİ?
Krassus’un ölümüyle ilgili en popüler hikayelerden biri, Partların onu yakalayıp hırsına ithafen ağzına erimiş altın döktükleri iddiasıdır. Krassus’un ölümünden çok sonra ortaya çıkmış, onun altın hırsını hicveden propagandist bir efsanedir. Tarihi kaynaklar, Krassus’un Carrhae'deki yenilginin ardından
