Saadet Partisi lideri KARAR TV'de gündeme ilişkin konuştu. CHP lideri Özel'e yapılan saldırıyı kınayan Arıkan, "Özgür Özel'e yapılan saldırı 23 yıllık siyasetin neticesi. Sıradan bir hadise değil. " dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, KARAR TV’de yayınlanan ve Elif Çakır ile Osman Sert’in sunduğu Gündem Özel programına konuk oldu. Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Arıkan, hem iç siyasetteki gelişmelere hem de dış politika başta olmak üzere Türkiye’nin karşı karşıya olduğu temel sorunlara dair konuştu. Sırrı Süreyya Önder’in vefatıyla ilgili duyduğu üzüntüyü de dile getiren Arıkan, siyasette mizahın ve samimiyetin önemine değinerek, "Sırrı Bey bu yönüyle önemli bir kayıptır" dedi.
CHP lideri Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin konuşan Arıkan, saldırıyı sadece bireysel bir şiddet olayı olarak görmediğini belirterek, "Özgür Özel'e yapılan saldırı 23 yıllık siyasetin neticesi. Sıradan bir hadise değil." ifadelerini kullandı.
Arıkan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
"SIRRI SÜREYYA ÖNDER ÖNEMLİ BİR KAYIP"
"Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'de çatık kaşla değil gülerek de siyaset yapılabileceğini, mesajların espiri yapılarak da verilebileceğini gösteren son dönemin en önemli aktörlerinden biriydi. Önemli bir kayıp. Mekanı cennet olsun. Saadet Partisi Genel Merkezi'ne çat kapı bir ziyaret yapmıştı bir gün. "Benim annem ve dayılarım milli görüşçüydü, babamın da milli görüşle ilgisi yoktu. Neticede ortaya ben çıkmışım." demişti. İmralı sürecinde Ahmet Türk ve Pervin Buldan'la ziyarete gelmişlerdi. 'Gelen heyete yiyecek ikram edelim.' dedim. Sırrı bey de 'Saadet Partisi'nde bizi aç bırakmazlar demiştim' dedi. TBMM'de başkan vekilliği yaptığı zaman Meclis'i yönetme tekniği takdire şayandı. Sırrı Bey'in arkasından samimi manada taziye mesajı iletenlerle yapmacık ve art niyetli taziye iletenler oldu. Ölümün ardından bile insani değerlerimizin arkada bırakılabileceği duruşlar da ortaya çıktı. Sarı torbalar üzerinden paylaşım yapılıp silindi. Bazı kitlelerin gerçek zihniyetini ortaya çıkardığını düşünüyorum.
Çözüm sürecini doğru bir şekilde tamamlayamazsak çok daha acı sonuçlarla karşılaşırız. Bu sürecin başarısız olma şansını oluşturmamak gerekiyor. Her siyasi sorumlu bir şekilde davranmalı. TBMM'nin geçmişteki hatalar yapılmadan sürecin içerisine dahil edilmesi gerekiyor. Bu şekilde başarıya ulaşılır. Ancak süreç sadece birkaç kişi tarafından yönetiliyor.
Pervin Buldan geçtiğimiz hafta İtalya'da yaptığı açıklamasında "Öcalan'ın özgürlüğüne adım adım ilerliyoruz" dedi. Türkiye'de böyle bir açıklama yok. Bu durum beni kaygılandırıyor.
"TÜRKİYE'NİN YENİ BİR ANAYASAYAYA İHTİYACI VAR"
Şeffaf olan, samimi olan bütün süreçlerin arkasındayız. Ama iktidar samimiyet testinden defalarca geçemedi. Muhalefetle başladıkları yol yürüyüşünde muhalefeti yolda bıraktıklarına şahitlik ettik. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. 1980 anayasasından kurtulmalıyız. Uygulamadıkları bir anayasayı değiştirseler yeni anayasayı uygulayacaklarına ben nasıl güveneceğim? Can Atalay hala içeride. Anayasa Mahkemesi çıkması gerektiğini söylüyor. Biz hangi saiklerle anayasa hazırlayacağız. AK Parti'nin, MHP'nin anayasasını yapacaksak ben bunda yokum. Bugün insanlar siyasete güvenmiyor. Siyasette yaş ortalaması sürekli yükseliyor.
Bugün Saadet Partisi, iktidarın eksiklerini anlatarak yol yürümüyor. 50 + 1'in getirdiği bir handikap var. Onu da aşmanın yollarını arıyoruz. 2018'de bu sistem getirildiğinde iktidar bugünleri görebildiği için bu sistemin ısrarcısı oldu, MHP'de aynı şekilde. Israrla Türkiye'de 2 yol var, 3. yol yok mesajı verilmeye çalışılıyor. Seçmen, oyunu ya AK Parti'ye ya da CHP'ye vermelisin diye düşünmemeli.
"İKTİDAR YOKSUL BİR TÜRKİYE OLUŞTURDU"
İktidar dönem dönem dostlarını ve düşmanlarını güncelliyor. 23 yıllık çalışmalarının ardından iktidar yoksul bir Türkiye oluşturdu. Sosyal yardıma muhtaç bir Türkiye oluşturdu. 2002 yılında 1 milyon kişi sosyal yardım alırken bugün 5 milyon kişi sosyal yardım alıyor. AK Parti Türkiye'de yoksulluğu bitirmek istemiyor, yoksulluğu yönetmek istiyor. Kendisine muhtaç bir seçmen kitlesi oluşturmak istiyor. Ben gidersem CHP gelir ve yağ kuyrukları başlar, bir korku siyaseti yapıyor. Burada seçmeni uyandırmanın yolu teşkilat çalışmalarından geçiyor.
2024 seçimlerinde seçmen bir şeylerin ters gittiğini fark etti ve iktidara uyarı yaptı. İnsanlar iktidara ders vermek için muhalefet bloğunda toplandı. İktidar bugün seçim olsa aynı durumu yaşayacağını bildiği için erken seçimi ağzına almıyor. Normal şartlarda iktidarın seçim yapması gerekirdi. Israrla seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyorlar.
"İKTİDAR GAZZE'YLE İLGİLİ ADIM ATMADI"
İktidar Gazze'yle ilgili hiçbir adım atmadı. Neden asker göndermiyor? İktidarda bir samimiyet problemi var. Şifa Hastanesi'nin bombalanmasının ardından biz, Gelecek Partili ve DEVA Partili vekiller 'Meclis'in kapatılması gerekiyor' dedik ve ilk kınayan biz olduk. Ertesi gün bütün gündemleri bir kenara itelim ve Gazze'yi konuşalım dediğimizde AK Parti ve MHP'li vekiller bu önerimize ret oyu verdi. Ticareti durdurun dedik, AK Partili vekiller 'biz zaten ticaret yapmıyoruz' dedi. Ardından Bakan Bolat çıktı ve 'İsrail'le ihracatımızı yüzde 40 azalttık' dedi. O tarihlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne göre çelik ihracatımız 30 bin artmış.
"TÜİK'E BASKIYLA ENFLASYONU DURDURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Enflasyonu sahada görmemiz gerekiyor. Çarşıda pazarda çok net görebiliyoruz. İktidar saha siyasetinden koptuğu için her şeyden çok uzak. TÜİK'e baskıyla enflasyonu durdurmaya çalışıyorlar. Mehmet Şimşek göreve geldikten sonra dediği hiçbir şeyi yapmadı. Kaç sefer enflasyon ve faiz rakamı verildi. Sayın Şimşek göreve geldiğinde faiz 8.5'tu bugün 50'lere dayandı.
İktidar adalet mekanizmasını tamamen rafa kaldırdı. Kendi menfaatini nasıl devam ettirebilirim diye düşünüyor. Bugün adalet özgür değil. Siz iktidara yakınsanız adalet mekanizması size doğru bir şekilde işleyebiliyor.
Asgari ücret 22 bin lira, açlık sınırı 24 bin lira. 4 kişilik bir ailenin karnını doyurabilmesi için 24 bin liraya ihtiyaç var. İktidar 22 bin lirayı reva görüyor. Gençlerimiz Türkiye'de yaşamak istemiyor. Bugün Türkiye'de her 10 kişiden 3'ü işsiz.
"ÖZEL'E YAPILAN SALDIRI 23 YILLIK SİYASETİN SONUCU"
Özgür Özel'e yapılan saldırı 23 yıllık siyasetin neticesi. Sıradan bir hadise değil. İktidar kutuplaştırıcı bir dil kullandıkça koltuklarını sağlamlaştıracağını gördü. Biz muhalefet olarak kucaklayıcı bir dil kullanmalıyız. İktidar 50 + 1 bana yeter gerisi benden nefret etsin diyor. Biz 86 milyonun mutluluğu için bir dil geliştirmeliyiz. Büyük bir zafiyet.
YENİ YOL GRUBU
Vatandaşın erken seçim beklentisi var. 3 parti biz Yeni Yol grubunu oluşturduk. Seçim tarihi açıklandığında seçmenin önüne net bir alternatif koymanın yollarını arayacağız. Ben erken seçim yapılacağını sanmıyorum. Seçmen 2 parti arasında sıkıştı, yeni bir yol açmalı.
"İKTİDAR BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAK"
İktidar 19 Mart'la ilgili Merkez Bankası'ndaki hadiselerden bahsediyor. 1999'da depremden sonra Özel İletişim Vergisi geldi. 2006'da genel bütçeye dahil edildi. 42 milyar dolar para toplandı 26 yılda. İmamoğlu hadisesinde ise 52 milyar dolar kaybedildi. 52 milyar dolarla 800 bin konut yapabiliyoruz. 6 Şubat depremlerinde yıkılan evlerin tamamını yapabilecekken biz Merkez Bankası'nda bir hafta içinde çarçur ettik. Çiftçilere verilen desteğin 14 katını vererek çiftçilere yardım edebilirdik. Emeklilere 6.5 maaş ikramiye verebilirdik. İmamoğlu hadisesinden sonra kaybedilen paraları 100'er dolar şeklinde bir araya getirirsek dünyanın etrafını 2 kere tur atabilirmişiz. Türk lirasına çevirirsek de Ay'a 4 şeritli yol yapabiliyormuşuz. İktidar netice alana kadar bu işin peşini bırakmayacak. Yeni operasyonlar gelecek.