Nature Communications dergisinde yayımlanan kapsamlı bir çalışmada, 70’ten fazla ülkede yapılan sıcaklık ölçümleri analiz edildi. Araştırmaya göre şehir merkezlerinde gece sıcaklıkları, çevre köylere kıyasla ortalama 4 ila 7 derece daha yüksek. “Kentsel ısı adası” olarak adlandırılan bu etki, özellikle yaz aylarında hissedilir biçimde artıyor.
NEDEN BU KADAR ISINIYORUZ?

Bilim insanlarına göre bu sıcaklık farkının en büyük nedenleri arasında:
- Beton ve asfalt yüzeylerin ısıyı tutması
- Bitki örtüsünün azlığı
- Yoğun araç ve bina ısısı
- Yetersiz hava akışı
bulunuyor. Özellikle yeşil alanların azaldığı şehirlerde bu etkiler daha da belirgin hale geliyor.
UYKUSUZLUK VE KLİMA FATURALARI
Araştırma, şehirlerdeki gece sıcaklığının artmasının uyku kalitesini düşürdüğünü ve kronik sağlık sorunlarını tetikleyebileceğini ortaya koydu. Ayrıca, sıcaklığa bağlı olarak klima kullanımı da ciddi ölçüde artıyor. Bu durum hem karbon ayak izini büyütüyor hem de hanehalkı giderlerini yükseltiyor.

ÇÖZÜM NEREDE?
Uzmanlar, şehirlerin bu ısınmaya karşı çeşitli adımlar atması gerektiğini vurguladı:
- Çatılarda yeşil alan uygulamaları
- Isıyı yansıtan açık renkli asfalt ve beton kullanımı
- Ağaçlandırma projeleri ile mikroklimanın iyileştirilmesi
- Hava koridorlarının korunması
KÜRESEL DEĞİL, YEREL ÖNLEM ŞART
Her ne kadar küresel ısınma tüm gezegeni etkiliyor olsa da, kentsel ısı adası etkisi daha çok yerel müdahalelerle azaltılabiliyor. Şehir planlamasında doğaya uygun adımlar atılmazsa, gelecekte yaz aylarının dayanılmaz hale gelebileceği öngörülüyor.
