Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş TÜPRAŞ Stadyumu'nda TÜGVA yaz okulları finali programında konuştu. Konuşmasında TÜGVA'yı ve gençleri savunan Erdoğan, "Gençlerimizi marjinallerin insafına bırakmayız" ifadelerini kullanırken, "Büyük ve güçlü Türkiye'ye çok az kaldı" dedi. Gazze'deki duruma değinerek İsrail'i "Siyonist cinayet şebekesi" olarak nitelendiren ve yaşananları "son asrın en vahşi soykırımı" olarak tanımlayan Erdoğan, bu vahşete en güçlü tepkiyi Türkiye'nin verdiğini söyledi.
Erdoğan, TÜGVA'nın eğitim, kültür sanat, spor faaliyetleriyle 11 yıldır çok kıymetli hizmetler verdiğini belirterek şunları kaydetti:
"Vakıf okulları, enderun okulları, doğa kampları, münazara yarışmaları, kitap okuma kulüpleri gibi programlarla milyonlarca gencimize ulaşıyor. İslam dünyasını ilgilendiren bütün meselelerde TÜGVA, milletimize yakışan, vicdanlı, onurlu, merhametli bir duruş sergiliyor. Vakfımızın daha pek çok alandaki başarılı çalışmalarıyla iftihar ediyoruz. Tabii şunu da gayet iyi biliyoruz. Ellerine geçirdikleri her fırsatı TÜGVA'ya saldırmak için kullananları rahatsız eden de işte bu hizmetlerdir. Polise asit atan, taş atan, molotof atan, esnafın malını, mülkünü yağmalayan değil, vatana, millete, ümmete sevdalı gençlerin yetişmesini istemiyorlar. TÜGVA'ya karşı husumetleri bu yüzden. Ama onlara bugün kötü bir haberim var. Onları daha uzun yıllar rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gençlerimizi marjinallerin insafına terk etmeyeceğiz. Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslenerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sultan Alparslan'ı Sultan Fatih ile Selahaddin Eyyubi'yi Yavuz Selim ile Kanuni'yi Sultan Abdülhamit ile buluşturan gençlik işte burada. Malazgirt akınlarını Çanakkale savunmasıyla, Milli Mücadele'yi 15 Temmuz destanıyla birleştiren gençlik işte burada. Köklerini bilen, mazisini tanıyan, geçmişi geleceğe taşıyan gençlik işte burada. Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye, Horasan'dan Kudüs'e, Kırım'dan Gazze'ye gönül coğrafyasını kucaklayan gençlik işte burada. Üstadın ifadesiyle, dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı gençlik işte burada. Burada Türkiye'nin umudu, istikbali, aydınlık yarınları var. Özellikle Orta Doğu'nun, Balkanlar'ın, Kuzey Afrika'nın, Kafkasya'nın umudunu yeşerten genç yürekler işte burada. Burada kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşan TEKNOFEST gençliği var. Ben bu gençlikle gurur duyuyorum. Türkiye'yi bu gençliğe emanet edecek olmanın mutluluğunu tüm kalbimle hissediyorum."
"Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye'ye kavuşmamıza çok az kaldı"
Gençlerin gözlerini AK Parti iktidarında açtığını, ülkesine ve milletine sevdalı kadroların yönetiminde büyüdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anne babalarınız sancılı, sıkıntılı günler yaşadı. Yasaklara, baskılara, haksızlıklara karşı kararlı bir mücadele yürüttük. Katsayı zulmünü, kılık kıyafet yasaklarını, başörtüsü üzerindeki baskıları tek tek ortadan kaldırdık. 28 Şubat'ın kirli ve kibirli zihniyetini bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöp sepetine yolladık. Ayrıca eğitimde fırsat eşitliği başta olmak üzere, sizlerin önünü açacak pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ildeki eğitim kurumlarını kütüphanelerle, yurtlarla, gençlik ve spor tesisleriyle, bilim merkezleriyle gençler için donattıklarını, gidecek daha çok yolları, Türkiye'ye kazandıracakları pek çok reform, yatırım ve hizmet olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Ne diyor şair? 'Tasalanma yiğidim, zaman bizden yanadır / Külümüzden yükselen duman bizden yanadır / Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır / Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır / Kapıları açacak coşkun bin niyaz kaldı / Ufka bir bak yiğidim, inkılaba az kaldı.' Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun kuvveden fiile çıkmasına çok az kaldı. Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye'ye kavuşmamıza çok az kaldı. Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda, barış rüzgarlarının esmesine inanın çok az kaldı. Sizlere terörün olmadığı, her metrekaresinde huzurun, güvenliğin, refahın, kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye'yi teslim edeceğiz. Son nefesimize kadar sizlerin hizmetinde olmaya devam edeceğiz."
Gençlerin, ebeveynlerinin yanı sıra milletin de evlatları olduklarını ifade eden Erdoğan, bu nedenle daima iyinin, doğrunun ve haklının yanında saf tutmalarını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilginizi ahlakınızla, şahsiyetinizi merhametinizle süsleyeceksiniz. Çok okuyacak, öğrenecek, öğreteceksiniz. Size bakanlar hayranlık duyacak. Sizi görenlerin kalbi umutla dolacak. Gençler, sizi yolunuzdan döndürmek isteyecekler. Ümitlerinizi, hevesinizi, şevkinizi kırmaya çalışacaklar. Son LGS tartışmasında olduğu gibi size iftira atacak, kara çalacaklar. Bunlardan asla yılmayacaksınız. Zorbalıklara boyun eğmeyeceksiniz. Moralinizi hiçbir zaman bozmayacaksınız. Onlara en güzel cevabı başarılarınızla vereceksiniz. Okullarınızın duvarlarına astıracağınız şeref tablolarıyla vereceksiniz. Türkiye ve dünya çapında elde edeceğiniz derecelerle vereceksiniz. Unutmayın, hiç kimse bu ülkede size üvey evlat muamelesi yapamaz. Eğitiminizle, ufkunuzla, karakterinizle, önünüze koyduğunuz hedeflerle sizden sonrakilere örnek olacaksınız. Her şeyin yeri, zamanı, şartları vardır. Hepsinin ötesinde Rabbimizin çizdiği bir kader planı vardır. Bu yüzden bizim bugün farklı sebeplerle yapamadıklarımızı yarın inşallah sizler başaracaksınız. Ben karşımda işte böyle bir gençlik görüyorum."
"GAZZE'DEKİ KARDEŞLERİMİZİ BİR AN OLSUN YALNIZ BIRAKMADIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benzerlerini yalnızca toplama kamplarında göreceğimiz sahnelerin çok daha kötüsü şu an Gazze'de, sözde medeni dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Şunu bugün bir kez daha açık açık ifade ediyorum; Gazze'de son asrın en vahşi soykırımı yaşanmaktadır. Gazze'de sadece çocuklar, sadece bebekler değil, insanlık adına ne varsa masumların kanından beslenen bir avuç caninin elinde yok edilmektedir." diye konuştu.
Erdoğan, Gazze'deki vahşete ilk günden itibaren en güçlü tepki veren ülkenin Türkiye, mazlumların hakkını korkusuzca savunan hükümetin Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olduğunu belirtti. Erdoğan, terör devleti İsrail'in karşısında dimdik duran iktidarın da kendi iktidarları olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Şunu sizin ve ailelerinizin özellikle bilmesini isterim; Gazze'deki kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. 101 bin tonu aşan insani yardımlarımızla kardeşlerimizin yanında olduk. İsrail ile ticareti tamamen durdurarak Filistin halkının yanında olduk. Diplomatik temaslarımızla, uluslararası alandaki çabalarımızla Gazze'nin yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice destekle, nice yardımla Gazze'nin ve Gazzeli mazlumların yanında olduk. İsrail'den aferin almak için Filistin direnişine terör iftirası atanlara rağmen Gazze'nin kahraman evlatlarına sırtımızı dönmedik. Tehdit edildik, gizli açık pek çok operasyona maruz kaldık ama hiçbir zaman Filistin'i ve Filistin davasını savunmaktan vazgeçmedik."

"BİZİM FİLİSTİN HASSASİYETİMİZİ SORGULAMAK SİZİN NE HADDİNİZE?"
Birilerinin çıkıp Filistin davasına olan sarsılmaz desteklerini sorgulamaya kalktığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Buradan edep ve adap dışı ifadelerle hükümetimizi hedef alanlara sadece şunu söylüyorum; bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere terörist diyen siz değil miydiniz? 'Mazlumun yanındayız.' diyorlar, madem mazlumun yanındaydınız, peki 14 yıl boyunca Suriye'de neredeydiniz? 1 milyon insan katledilirken, Suriyeli kardeşlerimiz zulüm görürken, işkence görürken neredeydiniz? Halep'te, Dera'da, Humus'ta, Hama'da mazlumların üzerine varil bombaları yağarken neden sesiniz çıkmadı, neden konuşmadınız? Karabağ, ülkemizin desteğiyle azatlık mücadelesi verirken, işgalcilerin tezleriyle can Azerbaycan'a iftira atan siz değil miydiniz? Libya'ya yardıma gittiğimizde 'Libya'dan bize ne?' diyen siz değil miydiniz?"
Erdoğan, şunları söyledi:
"Kusura bakmayın, kimseyi kandıramazsınız. Çünkü siz hiçbir zaman mazlumların yanında olmadınız. Çünkü siz Orta Doğu'ya hiçbir zaman kardeşlik penceresinden bakmadınız. Ümmet olmanın ne demek olduğunu anlamadınız. Bu duyguyu hiçbir zaman yüreğinizde hissetmediniz. Şimdi çıkmış kapkara sicilinize bakmadan bizi eleştiriyorsunuz. Kabine üyelerimizi eleştiriyorsunuz. Bakanlarımıza seviyesizce dil uzatıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bize kara çalamayacaksınız. Filistin halkının kalbindeki Türkiye sevdasını, Tayyip Erdoğan sevdasını söküp atamayacaksınız. Türk milletinin bir asır sonra kardeşleriyle yeniden kucaklaşmasına engel olamayacaksınız. Siz inkar etseniz de tarih bizim dik duruşumuzu yazıyor. Türkiye'nin verdiği zorlu mücadele mümin gönüllere iftiharla kazınıyor. Şuna da tüm hücrelerimize inanıyoruz; hürriyetin o kızıl kapısı mutlaka açılacak. Gazzeli kardeşlerimiz, öz yurtlarında, şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız."
Kardeşlik görevini yerine getirmenin gönül huzuruyla, zor zamanda hakkı haykırmanın gururuyla, zalimler karşısında dik durmanın şerefiyle, mazlumlara sahip çıkmanın izzetiyle orada olacaklarını ifade eden Erdoğan, "Gazzeli kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber, omuz omuza şükür namazı kılacağız. Suriye'de olduğu gibi Gazze'de de zulmün sona erdiğini inşallah göreceğiz. O güzel günlere mutlaka vasıl olacağız." diye konuştu.
"İNŞALLAH GERİYE YİNE TÜM CESAMETİYLE FİLİSTİN KALACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Salih Fervana'nın mısralarının Gazzeliler ile birlikte herkesin hislerine tercüman olduğunu belirterek, "Ey Gazze/Ey şanın, şerefin mağrur yoldaşı/Ey yoksulların başkenti/Ey düşmanların kahrı/Ey Nekbe'nin yükünü taşıyanların sığınağı/Ki onlar dönüşün kaldırımlarında dururlar/Zaman yoruldu, gözler yoruldu ufka bakmaktan/Ama onlar yorulmadı/Sevgiliden umut kesmeyen aşıklar gibi bekliyorlar/Ey düşmüşe açılan kucak, evrenin incisi/Ey gaspçının göğsündeki kanlı mızrak/Sakin olunca sen bir güvercin gibisin/Kızınca Hittin Savaşı/Acılara sabretmek kaderin senin/Ve Hülagü'ye karşı dikilmek cesaretle/Ey doğanın kızı/Ey tertemiz Meryem/O nur dolu tarihin ta kendisi/Ve her şey geçecek her şey/Ve her şeyin yıkıntıları üzerinde sen kalacaksın." mısralarını okudu.
Her şeyin geçeceğini, bu zulmün biteceğini ve kanın duracağını, bu enkazın kaldırılacağını vurgulayan Erdoğan, "İnşallah geriye yine tüm cesametiyle Filistin kalacak. Rabbim o günleri görmeyi Filistinli kardeşlerimizle birlikte bizlere, hepimize inşallah nasip eylesin diyorum." ifadesini kullandı.

