HDP ve YSP ikinci turda da Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek: Sandığa eksiksiz gidip tek adam rejimini değiştireceğiz

HDP ve YSP ikinci turda da Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek: Sandığa eksiksiz gidip tek adam rejimini değiştireceğiz

HDP ve YSP temsilcileri düzenledikleri basın toplantısında, 28 Mayıs'ta kimi destekleyeceklerini duyurdu. İki partinin 14 Mayıs'taki duruşu değişmezken, amaçlarının 'tek adam rejimini değiştirmek' olduğunu ifade ettiler. 28 Mayıs'ta da Kılıçdaroğlu'na destek verecek olan iki partiden 'sandığa gidin' çağrısı geldi.

14 Mayıs'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri'nde sandıktan 50+1 çıkmayınca cumhurbaşkanını seçmen ikinci tura kaldı.

Bir önceki gün ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise dün Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladılar.

HDP VE YSP'DEN DE KILIÇDAROĞLU'NA DESTEK

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün ve İbrahim Akın bugün HDP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

HDP ve YSP temsilcileri, 14 Mayıs'ta olduğu gibi 28 Mayıs'ta da sandıkta Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan tarafından yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"28 Mayıs’ta önümüzdeki yılları sonuçları itibariyle şekillendirecek bir seçime giriyoruz. 21 yıl boyunca aşama aşama tek adama bağlı bir sistem inşa eden totaliter, mutlak iktidar yanlısı bir anlayış ve yapıyla karşı karşıyayız.

İşte bu yüzden 28 Mayıs seçimi sisteme yönelik demokratik değişimden yana olanlarla bu tekçi rejimi sürdürmek isteyenler arasında bir referandum olma özelliğine sahiptir.
Öncelikle şunu belirtelim ki, toplumdaki demokratik değişim direncini kıran, sömüren, sönümlendiren veya oyalayan hiçbir siyasi anlayışı doğru bulmayız. Bu tür yaklaşımlara karşı da demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz.

Dün Zafer Partisi ve CHP arasında imzalanan protokolü de bu minvalde değerlendirdik ve eleştirilerimizi de kamuoyuyla paylaştık.

'KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ TOPLUMUN ÇIKARINA DEĞİL'

Mücadelemizin ve Üçüncü Yol politikamızın temel hedefi, devletin ve toplumun imkanlarına bir avuç rantçının çökmesini engellemek ve sistemi yurttaşların haklarını ve özgürlüklerini, toplumsal adaleti, demokrasiyi önceleyen bir evrensel standarda kavuşturmaktır. Bizi tavizsiz ve baş eğmez kıldıran tek şey ezilen, mazlum halklarımızın bu talebi ve ihtiyacıdır. Israrla vurguluyoruz; Kürtlerin politik iradesine kayyımlar yoluyla ipotek koyanlar, aynı zamanda bütün Türkiye halklarının haklarına ve özgürlüklerine de ipotek koyanlardır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü toplumun çıkarına değildir. Bu çözümsüzlük oyunu bozulmadan, Cumhuriyet demokrasi ile bütünleşemeyecektir.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, bizler, her ne koşulda olursak olalım, halkın iradesini tüm iradelerin üstünde tutacağız. Ortak ve eşit bir demokratik gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yine belirtelim ki, göçmen veya mültecileri siyasi çıkarların malzemesi haline getirmek yanlıştır ve insani değildir. Bu tablonun sorumlusu mağdur olan göçmen ya da mülteciler değil doğrudan doğruya savaş politikalarında ısrar eden, ekonomik ve siyasi rantı için sığınmacıları araçsallaştıran iktidardır. Mülteci ve göçmen sorunu ancak savaş politikalarına karşı güçlü bir barış mücadelesi verilerek çözülür.

'HİÇBİR ŞART ALTINDA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'

Önemle altını çizmek isteriz ki, hiçbir siyasi hesap ve çıkar yoksul, emekçi halkların, kadınların ve gençlerin geleceğinden daha kıymetli olamaz. Biliyoruz ki, Cumhur İttifakının politikaları karşısında ancak demokrasi, adalet ve özgürlük ilkeleriyle durulabilir. Toplumun ortak çıkarları, demokratik, eşit ve özgür geleceği dışında başka hiçbir kaygısı olmayan, hiçbir gizli pazarlığı veya şartı gündemine almayan HDP/Yeşil Sol Partinin duruşunu da bu vesileyle kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunmak istiyoruz.

Bizler HDP ve Yeşil Sol Parti olarak, sadece ve sadece halkın eşitlik, adalet, hak, hukuk ve özgürlük mücadelesine kefiliz; tek ölçütümüz, şaşmaz bağlılığımız bu değerleredir. Hiçbir şart altında bu duruşumuzdan geri adım atmayacağımızın sözünü tekrarlıyoruz.

Erdoğan ve ortakları tarafından yaratılan bugünkü ucube rejim, yaşanan toplumsal sıkıntıların da temel sebebidir. 28 Mayıs seçimlerinde oylanacak olan da bu ucube rejimin devam edip etmeyeceğidir. 14 Mayıs seçimlerinde demokratik değişim ve refah talebi güçlü bir şekilde sahiplenilmiş ve bu talep sandığa da yansımıştır.

'TEMSİL ETTİĞİ İKTİDARI DEĞİŞTİRMEK GEREK'

Bugünkü sistem karşısında birleşen milyonlarca oy, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok refah talebi içindir. Hedef: ayrımcılıktan arınmış, halkların yönetime katılabildiği, özgür, demokratik ve adaletli bir rejim inşa etmektir. Bir kez daha belirtmeliyiz ki Erdoğan rejiminin bu beklentileri ve talepleri karşılayamayacağı açıktır. Gelecekte de bu taleplerin hayata geçmesinin önündeki en büyük engel yine Erdoğan ve bu rejimin ta kendisi olacaktır.

Bu yüzden Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir ve tek seçenek onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şu ifadeleri kaydetti:

28 Mayıs seçimleri bir referandum niteliğindedir. Bir yanında rant, sömürü, talan, savaş ve yalan rejiminin yer aldığı; diğer yanında halkların demokratik dönüşüm özlem ve arzusunun yükseldiği bir seçim olacaktır. Bizler tercihimizi demokratik dönüşüm, barış ve refah iradesi yönünde kullanıyoruz.

'SARAY REJİMİNİ DEĞİŞTİRELİM'

Esasen seçim politikalarımızı da diğer politikalarımız gibi şeffaf ve ilkesel yürütüyoruz. Ortaya çıkan gelişmeler konusunda tutumumuzu sizlerle paylaşma ihtiyacı oldu. Halkların sandığa gitme isteğini kösteklemek amacına dönük olduğunun farkındayız. Tuzakları görüyoruz. Ama bizler demokratik dönüşüm, adalet, refah ve özgürlük hedefimizden vazgeçmiyoruz. O yüzden tercihimizi saray rejimini değiştirmek noktasında koymuştuk, aynı kararlılıkla bu tercihimizi sürdürüyoruz. İlk tursa sandığa gitmeyen yurttaşlarımıza açık çağrımızdır. Sandığa gidelim, sandığı koruyalım ve bu saray rejimini değiştirelim. Buna hep birlikte inanalım ve hep birlikte değiştirelim.

ÜMİT ÖZDAĞ YANITI

Karar süreçlerimiz, kurullarımız bellidir. Dün gün boyu tartışmaları kurullarımızla yürüttük. Diyalog muhataplarımız Türkiye halklarımız. Kararımızı kendi içinde, halkla ve diyalog prensibiyle aldık. Bunun dışında herhangi bir girişimimiz yok."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN