CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Yürütme Kurulu Toplantısı sonrası açıklama yaptı.
Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şu şekilde:
"2025'in son günlerinde yeni bir başlangıç yapmak üzere Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'imizde oluşturulan gölge bakanlarımızla birlikte ilk toplantımızı gerçekleştirdik. Yeni parti programımızı kurultayımızda oy birliğiyle kabul etmiştik. 21. yüzyılın ikinci çeyreğine hazır, Türkiye'yi yönetmeye hazır, umutsuzluk üreten bir ruh haline karşı, kalkınmayı önceleyen parti programımızı hayata geçirmiştik.
Partimiz son yapılan yerel seçimlerde aldığı oyla 47 yıl sonra birinci parti olmuş, AK Parti de ilk kez ikinci parti konumuna düşmüştü. O günden bugüne yapılan tüm kamuoyu araştırmalarının ortalaması CHP'nin seçim sürecinde elde ettiği desteği kalıcılaştırdığı, kendisine bir görev olarak verilen oyların CHP'nin yerel yönetimlerdeki başarısıyla partiye devam eden bir desteğe dönüştüğü ve ülkeyi yönetmek için de CHP'nin vatandaşın gözünde önemli bir alternatif, bir gelecek iktidar umudu olarak şekillendiğini gösteriyor.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nde yürütme kurulunu toplayarak şu anda cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşılık gelen tüm bakanlıklar ve ilave olarak da bakanlık olarak temsil edilmeyen doğrudan cumhurbaşkanına bağlı olan tüm kurumların sorumluları olan ve bu konuda oluşturulacak olan politika kurullarına başkanlık edecek gölge bakanlarımızdan oluşuyor.
Bundan sonra parti meclisimizin, merkez yönetim kurulumuzun ve meclis grubumuzun yanında Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'ndeki yürütme kurulumuz bu üç kurulumuzla uyumlu şekilde vatandaşlarımıza kronikleşmiş ve çok iyi bildiğimiz sorunlarını söylemenin ötesinde çözüm önerilerini söyleyecekler. Bu konuda bir muhattaplık açısında şaşkınlıkla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günler CHP, 75 gün önce verilmesi hukuken zorunlu olan Türkiye Cumhuriyeti'nin 2026 yılı bütçe teklifini önce komisyonda ardından da 14 gün süren müzakerelerle genel kurulda ele aldı. Komisyonda da öyleydi. Plan bütçe komisyonunda geçtiğimiz yıllardan farklı olarak eleştirileri mümkün olduğu kadar net anlattık. 14 gün sürecek bütçe maratonunun ilk gününde liderler konuştu. Ben CHP adına 80 dakika boyunca uzun uzun çözüm önerilerimizi anlattım. 80 dakika polemik yapmadan çözümü söyledik, dün de AK Parti'nin bütçedeki son kapanış konuşmalarını dinlemek üzere oradaydık. Ben değerlendirmeyeceğim milletimiz değerlendiriyor. Dün iktidar partisinin nasıl bir polemik dilini tercih ettiğini, kendilerine yöneltilen eleştiriler yerine partimize nasıl haksız, nasıl düzeysiz, nasıl o polemikle kendi eleştirildikleri alanları örtmek isteyen bir dil kullandıklarını siz gördünüz. Geçmişte bakanlık görevinde bulunan şimdi komisyona hapsoldu diye partisiyle sorunları olan birisinin bu parlamentoya yakışmayan ve kendi partisinin yöneticileri tarafından da eleştirilen, en sonunda da milletvekillerini birbirine düşürünce huzur bulan halini gördünüz.
Dün şu tescil olmuştur ki; Türkiye'de fikren ve zikren iktidar ve muhalefet yer değiştirmiştir. İktidar ve muhalefet psikolojik olarak yeri değişirmiştir, fiilen yer değiştirmeleri sandığı bekleme meselesidir. O yüzden CHP'nin milletvekillerine iktidar dili ve yaklaşımı, iktidarda olan herkes gibi her türlü sert eleştiriye sabır şekilde yanıt vermek düşüyor.
Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Yürütme Kurulu'muzun temel gündemi ekonomik ve sosyal kriz olacaktır.
Elbette adalet kriziyle, elbette Türkiye'de eğitimdeki, Türkiye'de içişlerindeki, dış politikadaki krizlerle mücadele edeceğiz. Bu konularda çok yetkin isimler çok önemli hazırlıklarını kamuoyuyla sizlerle paylaşacaklar. Ama vatandaşın benim barınma sorunum ne olacak? Benim geçinme sorunum ne olacak? Benim ısınma sorunum ne olacak? Evladımın okulu ne olacak? Okulda aç gidip aç gelen evladımın sorunu ne olacağı Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan sonra tamamen hedefe kitlenmiş bir şekilde getireceği çözüm önerilerini bizlerden dinleyeceksiniz. Israrla, özenle üstünde durmak isterim ki attığımız her adımın tek bir amacı var. Güven bekleyen, sarılacak bir dost bekleyen milleti bize göstermek istediği güvene layık olmak, son yerel seçimlerde gösterdiği güveni önümüzdeki yerel seçimlerde de almak. Biz hepinizin takdir ettiği liyakatli kadrolarımızla Türkiye'yi AK Parti'den çok daha iyi yöneteceğimizi biz biliyoruz. Milletimizin de bunu gördüğünü görüyoruz. Cumhuriyetin kazanımları ile birlikte bu ülkenin muhafaza,dindarlarının, kadınlarının, Alevilerin, Kürtlerin, gençlerin, kendisini öteki hisseden umutsuz hisseden herkesin onurlu bir yaşam hayalinin ve tüm kazanımlarının teminatı olacağız.
Haksızlıkları dile getireceğiz, anlatacağız elbette ama tüm kazanımların teminatı olduğumuz gibi yarınlar için güven veren, güvence olan bir iktidarın namzeti olduğumuzu, bu iktidarın hazırlığı içinde olduğumuzu, bu iktidara hazır olduğumuzu anlatacağız. Asla ve asla rövanşist bir tutum içinde olmayacağız. Yaptığımız eylemlerde, mitinglerde ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarından zalimler korksun. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarından zulmedenler, hırsızlık yapanlar, kendi iktidarlarının devamı için bu ülkenin yarınlarını çalmak isteyenler o yüzden de Cumhuriyetin armağan ettiği sandıkla bile artık bir meselesi olanlar, artık demokrasiye husumet duyanlar, iktidara gelene kadar lazımdı, bundan sonra demokrasi lazım değil diyenlerle onların hukuk dışı anayasaya aykırı emirlerine, talimatlarına uyup adeta kendilerine verilen cübbeleri bir darbeci postalı gibi, darbeci kamuflajı, tankı gibi kullanan muhalefetin üstünden geçmeye çalışan, bu ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanını hapse atan, bu ülkenin müstakbel iktidar partisini, şimdiki ana muhalefet partisini haksız saldırılarla siyasetin dışına itmeye çalışan, parti kapatmaya, Gazi'nin kurduğu partiyi kapatmaya tenezzül edenler, aklından geçirenler korksun.
Ama bu iktidara oy verenler, geçmişte vermiş olanlar, son bu dönemde dahi vermiş olanlar. Bu iktidarın üyesi olanlar, ittifak ortağının üyesi olanlar, iktidarımızda sadece umut duysunlar, iktidarımızla ilgili en iyi duygularda olsunlar. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak rövanş almaya, kavga yapmaya bu iktidarı seçenlerden hesap falan sormaya gelmiyoruz. Bir kusur varsa bizdeydi. Biz kendimizi iyi anlatamadık, biz doğru kadrolarımızı, doğru programımızı, doğru önerilerimizi milletimize doğru arz edemedik. Bugüne kadar yetkiyi alamadık. Ama girdiğimiz değişim kurultayından sonra girdiğimiz ilk yerel seçimde kadınlarıyla, gençleriyle ölçme değerlendirmeyle, en doğru adaylarıyla, en doğru projeleriyle milletimizin karşısına çıkınca bu millet bize hemen 4 ay sonra 1. parti yaptı, görevi verdi. O günden beri de arı gibi namusumuzla, emeğimizle çalışıyoruz. Millet çalışanı da silkeleyeni de görüyor.
Millet hak edeni de haksızlık yapanı da görüyor. Millet mağduru da zulm edeni de görüyor. Millet dünün mağdurunun bugün zalim olduğunu, kendisine yapılanı yapılmayanı, misliyle fazlasını millet görüyor ve takdir ediyor. O açıdan umudumuz yüksek, moralimiz yerindedir. Psikolojik üstünlük, hukuki psikolojik üstünlüğümüz, ahlaki üstünlüğümüzden ve meydanlardaki çoğunluk enerjimiz iktidar yürüyüşündeki kararlılığımızdan kaynaklanmaktadır. 19 Mart'tan bu yana yaşadığımız tüm haksızlıklara rağmen barıştan yana, kardeşlikten yana, demokrasiden yana bir tutum alıyoruz ve gücümüzü sadece ve sadece milletimizden alıyoruz.
Türkiye'nin barışı, kardeşliği, bununla beraber huzuru ve refahı için disiplinle, ciddiyetle ne yaptığımızı bilerek baskılar karşısında asla geri adım atmayarak yürümeye devam edeceğiz. Enerjimiz de var, liyakatli kadrolarımız da var. Planımız, strateji ve en önemlisi çok güçlü bir irademiz var. Bizi 47 yıl sonra birinci parti yapan milletimize karşı da seçim gecesi verdiğimiz bir sözümüz var.
Bizim verdiğimiz söz bu başarıyı kendine mal etmemek, şımarmamak, kimseyi rahatsız etmemek, verilen anahtarın belediyenin kapısı, kasasının anahtarı ya da şehrin altın anahtarı değil mecbur olduğumuz bir sonraki yapılacak seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarın anahtarı olduğunu, verilen kredinin bir tüketilmek üzere tüketici kredisi değil, insanların yarınlara ilişkin umutlarına yönelik bir yatırımcı kredisi olduğunu, insanların adil, zengin, barış içinde yaşayan mutlu insanların Türkiye'sinin geleceğine Cumhuriyet Halk Partisi ile yatırım yaptıklarını hatırlamak ve hatırlatmak durumundayız.
Burada bu toplantıda elbette 17 gölge bakanımızla birlikte, koordinatörlerimizle birlikte, genel sekreterlerimizle birlikte güçlü bir kadroyla buradaydık ama bir eksiklik. Eksik olan benim cumhurbaşkanı adayım değildi. Eksik olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı değildi. Eksik olan 19 Mart'ta bundan önce birisi iptal edilen bir seçimle olmak üzere üç kez üst üste İstanbul'u kazanan, Sayın Erdoğan'ın gösterdiği meclis başkanını yenen, başbakanı yenen, en güvendiği bakanını yenen, farkı 13 binlerden 806 bine, İstanbul'un neredeyse bütün ilçelerinde kendisinin oylarıyla birinci olan Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbeden sonra millet 19 Mart'ta gördü ki bu yapılan iş benim seçtiğim belediye başkanından ziyade gelecekte ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanına darbedir deyip 23 Mart pazar günü sandıklara koşan ve oy veren 15.5 milyon insanın ardından seçtikleri aday belki o seçim gününde 15.5 milyon insan dayanışma sandıklarına koşarken köyden, beldeden koşamayan, gönlü orada olup sandığa varamayanların bu sefer dünyanın en büyük imza kampanyasıyla dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasına verdikleri 25.1 milyon imzayla "Adayımı bırak, sandığı getir, adayımı yanımda, sandığı önümde görmek istiyorum." diyen insanların adayı yoktu bugün burada.
Ekrem İmamoğlu 25.1 milyon kişinin sandığa aday olarak çağırdığı, 15.5 milyon kişinin bizzat sandıkta gidip oy verdiği adaydır ve 278 gündür tutuklu haldedir. Hiç şüphe yok ki kendisiyle çok sağlıklı bir iletişimimiz, kendisinin o küçük hücresinde de olsa, o plastik masanın üzerinde de olsa Türkiye'nin gelecek umuduna Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarını ve Türkiye'yi kalkındırmaya yönelik ortak irademize dair söyleyeceği çok sözü yazdığı, çizdiği önerdiği önerileri aklıyla yüreğiyle Cumhurbaşkanlığı aday ofisinde kendisinin bizati varlığı mevcuttur. Biz o özgürlüğüne kavuşana kadar, millet onu vereceği oylarıyla cumhurbaşkanı yapana kadar bu görevi burada bakan arkadaşlarımızla birlikte yapmaya ve ona vekalet etmeye ama ben bakanlarımız, milletvekillerimiz, PM üyelerimiz değil en az 2 milyon CHP üyemiz, bunların 600.bini bu zulüm başladığında koşa koşa gelip çağırdığımızda bu partiye son bir yılda, son 9 ayda yeni üye olmuş ve Türkiye'nin değişim umudunu Cumhuriyet Halk Partisi'nde ve Ekrem İmamoğlu'nda gören kimselerdir. 2 milyon üyemizin her biri Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayına Ekrem İmamoğlu'na vekalet etmek için görev beklemektedir.
Buradaki politika kurullarında oluşacak zaten çalışılmış bundan sonra da bir hükümet programına hızla dönüşecek somut vaatler en az 2 milyon kişilik ama gönüllülerle 10 milyonları geçecek dünyanın en büyük siyasi kampanyasının ordusuyla milletimize arz edilecektir. Çalınmadık kapı bırakmadan, gidilmedik köy bırakmadan işçileri sabahleyin servise uğurlayıp akşamleyin karşılayarak, fabrikaları örgütleyerek meydanlardan uzak kalmadan cesareti hep yukarıda ama yönetime ilişkin yönetmeye ilişkin iradeyi de hep masada ve gündemde tutarak hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi, programını yenilerken hep birlikte izlediğiniz aslında programlar anayasalar gibi geleceğe doğru yazıldığı için aşkın zamanlı metinlerdir ve aslında pek de somut bir şey ondan beklemezsiniz. Ama milletimiz o kadar yılmış Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar umuduna o kadar inanmış Ama bir yandan da bu sorunlarım nasıl çözülecek diye o kadar çok somut şey duymak istedi ki Cumhuriyet Halk Partisi programını bir programa göre çok somut vaatlere dönüştürdü ve bugün ilk toplantının gündeminde de bu iddialı bu enerjik bu liyakatli ve bu cesaretli binanın duvarlarında hep yankılanan bugün toplantının ana gündemi olan hususları kısa kısa değinmek isterim.
Öncelikle Cumhurbaşkanlığı aday ofisi sadece kendisine iktidar yolunu değil, bu milletin iktidarı en kolay şekilde değiştirebilme hakkına olan saygısından seçim barajını %3'e düşürmeyi taahhüt ederek yani sadece bize değil yönetimde adalet meselesi temsilde adalet meselesini ülkenin Anayasasında öğütlendiği gibi temsilde istikrara kurban etmeden %3 oy alan her partinin parlamentoda temsil edilmesini.
Bu %3 oy alan partilerin de değil, %1'i geçen her partinin hem örgütlenmek hem de seçimlere girebilmek için hazine yardımı almasını taahhüt ederek yola çıkıyor. Seçilmişlere inandığımız için atanmışlara yönetim alanında belediyelerde verilen kayyum yetkisi etkilerinin tamamının son bulmasını yarından tezi yok istiyor ve savunuyor.
Protestonun demokrasinin bir tepki ve protesto hakkı rejimi olduğunu görerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önünde ve mülkiyeti de belediyelerimize ait olan alanın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne devredilerek meclis parkının bir demokrasi parkı ve oraya kurulacak kürsünün bir demokrasi kürsüsü olmasını ve içerideki kürsü kadar çok dinlenilmesi gereken bir kürsünün meclisin hemen girişindeki demokrasi parkına kurmayı taahhüt ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Anayasa Mahkemesinin kararlarını tartışanın anayasal düzeni tartışmak ve anayasal suç işlemek olduğunun altını çiziyor. Bunun adı 1. Kademe Mahkemesi de olsa, İstinaf Mahkemesi de olsa, ülkenin başındaki Cumhurbaşkanı da olsa anayasa tanımayanı, tanımayacak bir düzen inşa edeceğimizi ve bunların bütün müeyyidelerini hayata geçireceğimizi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin kararlarına harfiyen uyacağımızı, Hakimler Savcılar Kurulu'nun yapısını değiştireceğimizi, ilk iş oradan bakanı çekeceğimizi ve liyakata ve mesleki başarıya göre terfi ve tayin sistemini getireceğimizi taahhüt ederek başlıyoruz.
Yargıdaki vesayete de, çeteleşmeye de son vermek en önemli görevimiz. Her vatandaş yolu mahkemeye düştüğünde bir endişe değil adalete ulaşacağına olan bir inancı yüreğinde hissetmesini taahhüt ediyoruz. Eşit yurttaşlığı eşit yurttaşlığı vazgeçilmezimiz olarak tarif ediyor. Cemevlerinin ibadethane olmasını bu ülkede birilerinin eşit birilerinin daha az eşit sayıldığı düzenin son bulmasını son Kürt "sorunum kalmadı" diyene kadar Kürt sorununu tanımayı. Son Alevi eşit hissediyorum diyene kadar Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerini görmeyi ve yerine getirmeyi taahhüt ediyoruz.
Kadınlar arasında kadınların arkasından devletin güvencesini çeken bir gece yarısı haksız operasyonuna karşı İstanbul Sözleşmesini tekrar hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz. Demokrasi, adalet ve barış bize refahı getirecek. TÜİK veri setleri tüm detaylarıyla açıklanacak. Enflasyon sepetini herkes bilecek. TÜİK Tayyip Bey'i üzmeyen İstatistik Kurumu değil Türkiye'nin gerçek istatistik kurumuna dönüştürülecek.
Vergi adaletsizliğinin son bulduğu, ev aletlerinden tırnak makasından değil, elmastan pırlantadan ÖTV alındığı, zengin fakir ayırt etmeyen herkesten alınan %63'lük dolaylı vergilerin OECD ortalaması olan %30'a çekilmesinin ilk hedef olduğu, Türkiye'de dolaylı verginin %63, %65, 68, kurumlar vergisinin %11 olduğu bu düzeni ters yüz edeceğimizin taahhüdünü veriyoruz ve kazanmayanın vergi vermeyeceği, az kazananın az, çok kazananın da çok vermesi gerektiği kadar çok vergi vermesini taahhüt ediyoruz.
Gelir vergisi ile çalışanların 12 aylık maaşının üçünün devlet tarafından vergi diye alındığı bu adaletsiz düzen son bulacak. Geçen gün dün Sayın Cumhurbaşkanımız sordu, "Kendi genel merkezinizde yapıyor musunuz?" ayıptır söylemesi yapıyoruz. Kendi genel merkezimizde TİS toplu iş sözleşmesi imzalanacaktı. Müzakereciye gitmeden önce sendikaya sendikayla oturmadan önce aşağıda geldiler bana sordular. "Bir talebiniz, bir sınırımız". Dedim ki: "Örgütlenmiş arkadaşlar haklarını arayacak." Bütün müzakereler bitsin. Sakın bunu müzakere konusu yapmayın. Bittikten sonra bu brüt maaş verme her ay bir üst vergi dilimine geçerek İlk ay aldığından iki, son ay ₺12.000, ₺20.000, ₺25.000 eksik maaş alma gibi bu işlerin son bulması için tis bağıtlandıktan sonra altına genel başkan dan yazın. Artan vergi dilimleri Cumhuriyet Halk Partisi tarafından karşılanacak. Vatandaşa da taahhüdümüz budur. Açlık sınırının altındaki bir vergi dilimi olmayacak. Yani açlık sınırı ₺98.000 ise 12 ile çarpılacak ilk vergi dilimi oradan sonra başlayacak.
Sendika grev hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılması, memurların toplu sözleşmeyle ve grev haklarıyla birlikte güçlendikleri, polisin de sendikasının olabildiği, kamuda mülakatın kaldırıldığı, ilk elden 100 bin öğretmenin atamasıyla sözleşmeli öğretmenlik sisteminin bitirildiği bir milli eğitim politikasına taahhüt ediyoruz.
Asgari ücretin istisna olduğu komisyonun yapısını işçiliğine değiştirildiği, asgari ücretin açlık sınırının altında asla kalmadığı, ilk bir yıl alınan ve kıdemle hızla uzaklaşılan bir ücret olduğu, asla temel ücrete evrilmediği bir düzeni öneriyor ve emekli maaşlarının da asgari ücret seviyesine çıkarılmasını taahhüt ediyoruz.
Bu sene için asgari ücret önerimiz 39, en düşük emekli maaşı önerimiz de 39'dur. Çiftçi ÖTV'siz ve KDV'siz mazotla 55 liraya değil 33 liraya tarımda mazot kullanmayı ayrıca milli gelirin %1'i olarak tarif edilmiş olan tarım desteği taahhüt ediyoruz.
Gençleri okutup işsiz bırakan sisteme son vermeyi Avrupa'nın hatta dünyanın okuyanların Bir üniversiteden mezun olanların olmayanlara göre daha zor iş bulduğu bir kabus ülke olmaktan Türkiye'yi çıkaracağız. Gençler sınav peşinde koşmaktan yorulmayacaklar. YÖK kalkacak, üniversiteler bağımsız olacak. TOKİ bir yılda Cumhuriyet yurtlarını tamamlayacak.
Avrupa'nın en pahalı ve en yavaş internetini değil 10 yıl sonunda Avrupa'nın en hızlı ve en ucuz internet ama ilk 2 yılın sonunda Avrupa'nın hızlı ve ucuz bir internetini gençlerimize vadediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı yasaksız bir Türkiye, vizesiz bir Avrupa vadediyor.
Konut sorununun çözüldüğü, gelire göre ev ve kira uygulamasının başladığı, TOKİ'nin zenginlere değil yoksullara konut ürettiği, göstermelik olarak sosyal konutların yüzde 5'inin kiralık değil, ihtiyaca göre %40 %45'inin kiralık olduğu bir öneriyi olgunlaştırdık. AK Parti tarafından da kötü bir takliti ile karşı karşıyayız.
Bunların hepsini ve daha fazlasını hayata geçirmek için Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi kuruldu. Gölge kabine oluştu. Politika kurulu başkanlıkları oluştu. Kendi altlarındaki heyetler hızla oluşturuluyor. Bu binayı her ziyaret ettiğinizde bu binayı Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel merkezi gibi tüm basın mensuplarının ziyaretlerini bekliyoruz. Genel merkezde parti içi kulis arayanlara buraya geldiklerinde Türkiye'nin geleceğinin kulis haberlerini değil umut haberleri anlatmayı, her bir gölge kabinedeki bakanımızın sizleri ağırlarken tüm sorularınıza Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gelecekte bu sorunlar nasıl çözülecek bunu da duyacağınızı ele geçirecek bir adalet sisteminin, yargı sisteminin peşinde değil.
Bir daha kim gelirse gelsin ele geçiremeyeceği bir yargı sisteminin yandaşlaştıracağımız bir basının bizden yana yazacak bir basının değil, bundan sonra kim gelirse gelsin ele geçiremeyeceği bağımsız, özgür basının nasıl teşkil edileceğini bu binada arkadaşlarımızla birlikte sizler müzakere edeceksiniz.
Uzun lafın kısası bizim için muhalefet dönemi ruhen de fikren de kapanmıştır. Fiilen kapanması gelecek sandığın gününe bağlıdır. O güne kadar milletimiz müsterih olsun. Pusulamız doğruduri rotamız nettir. Hem hazırız hem kendimizden eminiz. Biz bu ülkeyi çok daha iyi yöneteceğimizi biliyoruz. Artık AK Parti krizlerin ve kaosların partisidir.Cumhuriyet Halk Partisi ise huzurun ve refahın müjdesidir. Artık AK Parti yazın serin, kışın sıcak salonların partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi meydan meydan büyüyen, sokakta yürüyen, vatandaşı görünce iki tarafın da yüzü gülen parti.
Türkiye'nin bu kadar derdi varken AK Parti'nin tek derdi maalesef taht kavgalarıdır. Bir mahtum, bir damat, bir bakan birbirini yemektedir. Partinin başına sen geçeceksin, ben geçeceğim kavgasında troll orduları, sosyal medya çalışmaları, TikTok numaraları milletin bu benim derdim ne? Bunların derdi ne? Sorusunu AK Parti'ye yönelttiği bir noktaya gelmiştir. O yüzden bundan önce Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi ümit ettikleri, yargı eliyle uğraştıkları birtakım şekilde ümit ettikleri parti içi karışıklık haberlerinin gündeme gelmesiyle iktidarda kalacağını sananlara biz o işleri çoktan aştık. Ama sizdeki kavgadan, kargaşadan medet ummuyoruz. Ama millet tahammül etmiyor. O yüzden de ya bu ülkeyi dün bütçedeki gibi muhalefete saldırarak, muhalefete yönelik kötü dille en sonunda yani bütçeden bir iktidar en son neyi ümit eder? Bütçe oylamasından önce yumruklaşmayı ümit eder. Bunu yapacak kadar küçülen, bunu yapacak kadar tenezzül eden bir anlayıştansa önümüzdeki bahar herhalde artık kış şartlarında olmaz. Gelecek sandık bizim hazır olduğumuz talep ettiğimiz, vatandaşın da ümit ettiği bir sandıktır. Kendine güvenen varsa, zaman zaman duyuyoruz. Bir şirket bizi önde gösterdi diyorlar. O şirkete inanıyorsanız ne ala. Hadi ben de o şirkete inanayım. Kuralım Mart ayında, Nisan ayında sandığı 5 yıl daha görev alın. 5 yıl daha görev alın. Biz o sandıktan niye kaçtığınızı biliyoruz. Millet de niye kaçtığını biliyor.
O yüzden büyük bir cesaretle, büyük bir umutla milletimiz bizimle birlikte o erken seçim sandığını talep etmeye ve o erken seçim sandığı gelene kadar her an görevlendireceğimiz iktidarı talep etmeye ve hazır olmaya bu Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nde fiziken bina olarak ama 81 ilde, Türkiye'nin her yerinde hem ilgili gölge bakanlarımızla hem yardımcılarıyla, birlikte çalıştıklarıyla hem de dünyanın en büyük propaganda örgütünü oluşturabileceğimiz 2 milyon Cumhuriyet Halk Partili ve talep eden tüm vatandaşlarımızla birlikte çalışmaya başlıyoruz.
Bugün önemli bir başlangıcın günüdür. Ümit ediyoruz dün geçen bütçe Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarda yaptığı son bütçedir. Gelecek bütçeyi biraz önce anlattığım esaslara ve çok daha fazlasına Uygun olarak bunlara uygun kalemlerle yapmaya talibiz. Eğer gelecek yıl bir kez daha bütçe yapacak olurlarsa 25. bütçeyi yapacaklar. O da bugünkü gibi yoksulluğu ortadan kaldırmayan, işsizliğe çare üretmeyen, Türkiye'ye iyi bir gelecek vadetmeyen bütçe olacak ama emin olun ki son bütçe olacak.
Güçlü kadrolarımızla, liyakatlı kadrolarımızla Türkiye'nin ilk yüzyılında yaptığımız her bütçeyle Türkiye'yi nasıl ayağa kaldırdıysak, salgın hastalıkları nasıl bitirdiysek, nasıl Anadolu'ya refahı yaydıysak, nasıl 10 yılda 15 milyon genç yaratırken Türkiye'yi demir ağlarla sardıysak 100 yıl sonra görev yine bizdedir. 100 yıl sonra Türkiye'nin bir kez daha Cumhuriyet Halk Partisi'ne ülkeyi kurtaran ve kuran iradenin bir kez daha görev almasına ihtiyacı vardır. Sorumluluğun farkındayız. Yeni başlıyoruz. Bugünden itibaren başlıyoruz. Yolumuz açık olsun. Türkiye'de herkes şunu bilsin: Yarınlar asla bugünler gibi olmayacak. Çünkü yarınlarda bir zümrenin değil, milletin, halkın partisi olacak."
