Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinde yaptığı açıklamada, yargı süreçlerindeki adaletsizliklere dikkat çekerek “Maalesef hukuka olan güvenin gittikçe zayıfladığı bir ülkede yaşıyoruz” dedi. CHP’li belediyelere yönelik baskılara işaret eden Yavaş, tutuklamaların artığını “Tutuksuz yargılanma esas olmalı” ifadesini kullandı ve kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sisteme dönüş çağrısı yaptı.
İBB Başkanı İmamoğlu'nu ziyaret eden Mansur Yavaş açıklama yaptı.
Yavaş'ın açıklamalarında öne çıkanlar şu şekilde:
Maalesef hukuka olan güvenin gittikçe zayıfladığı bir ülkede sanki belediye meclisi burada toplanıyor gibi bir pozisyon olmuş, bütün belediye başkanları burada. CHP'li belediye başkanları olarak daha yakın zamanda yaptığımız ankette ülkedeki memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı. Tabi bu memnuniyet başka bir iktidarı görmeyen halkta olumlu bir etki yaptı. Bu da iktidarın değiştiği zaman vatandaştaki memnuniyet artacağını gösteriyor. Bu nedenle CHP'li partilere çok yoğun bir saldırı var. Hiçbirimiz yargılanmaktan kaçmak gibi bir düşüncede değiliz. Varsa suçu olan cezasını çeksin ancak yapılan uygulama eşit bir şekilde herkese uygulanması lazım. Örneğin masumiyet ilkesi ihlal ediliyor, bu soruşturmanın gizli olması gerekirken daha odadan çıkar çıkmaz bu soruşturmaya ait bilgiler yayılıyor. Hatta bazı yorumcular önümüzdeki günlerde yargılamada nelerin olacağını da anlatıyorlar. Bu hukukun siyasallaştığını gösteriyor.
Ankara'da 100'e yakın dosya verdim ben, Sayın Gökçek bu güne kadar ifadeye dahi çağrılmadı. Dolayısıyla böyle bir ortamda hukuktan, adaletten bahsetmek mümkün değil. Sayın Özdağ'ın tutukluluğu iki ayı geçti ortada iddianame yok. Dolayısıyla bir hukuksuzluk ülkemizde hüküm sürüyor. Bunun sonucu ülkeye ekonomik kriz ve daha az ekmek olarak dönüyor. Demokrasi olması için de hukuka herkesin güvenmesi lazım. Bunun için de her zaman kuvvetler ayrılığını oluşturacak şekilde parlamenter sisteme geçilmesi gereği gün geçtikçe kendisini gösteriyor.
Akşam vakti birisi konuştuğu zaman hemen ertesi gün yargı bu işe el koyup ifadeye çağırıyorsa burada ne fikir özgürlüğünde ne de demokrasiden bahsedilebilir. Üstelik bu da yapılırken sosyal medya üzerinden yapılan iftiralar karşısında bir kısmı sessiz kalırken bir kısmı eleştiri dahi olsa hemen tutuklanıyor. Örneğin gençler tutuklanıyor, otobüsün üzerinde çıkıp konuşuyor. Bu konuşma kayıtlı bunun suç olup olmadığına savcı değil mahkeme karar verecek. Bir günlük özgürlüğünüzden mahrum kalmanın bedeli var mıdır dünyada? Dolayısıyla tutuksuz yargılanma esas olmalı. Ama biz önce içeri atıp cezalandırıyor sonra da yargılayacağız diye uğraşıyoruz.
İnşallah hepimizin dileği arkadaşlarımızın tamamının tutuksuz olarak yargılanmaları ve orada kendilerini rahat bir şekilde savunmalarıdır. Gizli tanıklarla bu işler yürümez, herkes hakkında gizli tanık bulmak mümkündür. Biz hukuk, hukuk, hukuk diyoruz.