Gümüşhane'nin yüksek ve kayalık yaylalarında, yüzlerce yıldır babadan oğula aktarılan kadim bir gelenek, hem hayvanların sağlığını koruyor hem de ailelerin geçim kaynağı olan süt verimini doğrudan etkiliyor: İneklere nal çakma. At nalı gibi, ineklerin tırnaklarına özel olarak hazırlanan bu metal "ayakkabılar", zorlu arazi koşullarında hayvanlar için adeta bir zırh görevi görüyor.
ZORLU ARAZİ, HASSAS TIRNAKLAR
Gümüşhane'nin yaylalarında hayvancılık yapan üreticiler, bahar aylarından itibaren hayvanlarını otlatmak için dağlık ve taşlık meralara çıkarıyor. Ancak bu sert zemin, ineklerin tırnaklarının hızla aşınmasına, yaralanmasına ve yürüyemez hale gelmesine neden oluyor.
Videoda konuşan bir hayvan yetiştiricisi, durumu şöyle özetliyor:
"Şimdi yürüdükçe taşlı ya, hayvanların ayakları gidiyor. Sert pene, taş, taşlık, kayalık... Hayvanlar yürüyemiyor. Yürüyemeyince bu sefer verimlerinde, süt verimlerinde düşüklük oluyor."
SÜT VERİMİNİ ARTIRAN 'DEMİR AYAKKABILAR'
İşte bu noktada, atalardan kalma nalbantlık geleneği devreye giriyor. Üreticiler, tırnakları aşınan ve yürümekte zorlanan ineklerini, özel bir düzenekle yatırarak tırnaklarına "nal" adı verilen metal plakaları çakıyor. Bu işlem, acı çeken hayvanın yeniden rahatça yürümesini ve otlamasını sağlıyor.
Bir başka üretici, bu işlemin zorunluluğunu, "Bunu yapmak zorundayız. Yapmazsak süt verimimiz düşüyor, hayvanlar yürüyemiyor, aç kalıyor ve zayıflıyorlar," sözleriyle anlatıyor. Yaklaşık 25 dakika süren bu işlem sayesinde, hayvanların hareket kabiliyeti artıyor ve buna bağlı olarak et ve süt verimleri de korunmuş oluyor.
UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ BİR MESLEK VE TEK BİR SIKINTI
Bu özel zanaat, artık unutulmaya yüz tutmuş durumda. Bölgede bu işi yapabilen sadece birkaç usta kalmış. Ancak ustaların ve üreticilerin en büyük sıkıntısı, inekler için özel olarak yapılan bu nalları Gümüşhane'de bulamamaları. Malzemeyi il dışından getirtmek zorunda kaldıklarını belirten üreticiler, bu konuda yetkililerden destek bekliyor.
Bu eşsiz gelenek, Gümüşhane'de hem hayvan refahını hem de kırsal ekonomiyi ayakta tutan, kültürel bir miras olarak yaşatılmaya devam ediyor.
