Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki çok sayıda kişiyi hastanelik ederek başlayan ishal ve kusma salgını, korkulanı yaptı ve tüm Türkiye'ye yayıldı. Farklı şehirlerden art arda gelen benzer vaka haberleri, ülke genelinde büyük bir panik ve endişe yaratırken, salgının nedeni hala belirlenebilmiş değil. Kamuoyunda, salgının kaynağının "şebeke suyu" olabileceği şüphesiyle acil inceleme yapılması ve sonuçların açıklanması için çağrılar artıyor.
Geçtiğimiz günlerde ilk olarak Başkent Ankara'da, özellikle de TBMM'de 100'den fazla milletvekili ve çalışanın hastalanmasıyla gündeme gelen salgın, artık yerel bir sorun olmaktan çıktı. Sosyal medyada ve haber ajanslarında, İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya gibi büyük şehirler başta olmak üzere yurdun dört bir yanındaki hastanelere benzer şikayetlerle (şiddetli ishal, kusma, karın ağrısı, halsizlik) başvuranların sayısında ciddi bir artış olduğu rapor ediliyor.
![]()
SEBEP NE? GÖZLER ŞEBEKE SUYUNDA
Salgının bu kadar hızlı ve geniş bir coğrafyaya yayılması, "sebebi ne?" sorusunu en kritik gündem maddesi haline getirdi. Henüz Sağlık Bakanlığı'ndan salgının kaynağına ilişkin resmi bir açıklama gelmemiş olsa da kamuoyundaki en büyük şüphe içme ve kullanma sularında yoğunlaşıyor.
Vatandaşlar, Türkiye genelindeki şebeke sularından acilen numuneler alınarak kapsamlı bir analiz yapılmasını ve sonuçların şeffaf bir şekilde halkla paylaşılmasını talep ediyor.
![]()
UZMANLAR UYARIYOR: SALGIN BİTENE KADAR BU ÖNLEMLERİ ALIN!
Nedeni henüz bilinmeyen bu salgın karşısında uzmanlar, vatandaşları kişisel önlemleri en üst seviyeye çıkarmaları konusunda uyarıyor:
- Hijyen: Eller sık sık ve özenle sabunla yıkanmalı.
- Gıda Güvenliği: Meyve ve sebzeler tüketilmeden önce sirkeli suda bekletmek dahil çok iyi temizlenmeli.
- Su Tüketimi: Resmi bir açıklama gelene kadar içme suyu olarak kapalı ve güvenilir markaların tercih edilmesi, hatta yemeklerde ve çayda dahi şebeke suyu yerine içme suyu kullanılması öneriliyor.
- Tıbbi Destek: Belirtileri gösterenlerin, özellikle de yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanların vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları hayati önem taşıyor.
