2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) verilerine göre, üniversite genel kontenjanlarında ciddi bir daralma yaşandı.
Geçen yıl 1 milyon 21 bin 986 olan toplam kontenjan sayısı, bu yıl 837 bin 884'e gerileyerek yaklaşık yüzde 18'lik bir düşüş gösterdi.
Eğitim uzmanı Ali Murat Karabağ, bu düşüşün sadece bir rakamdan ibaret olmadığını, altında yatan derin nedenler ve geleceğe yönelik sonuçlar barındırdığını belirtti.
MESLEKİ EĞİTİME YÖNELİM VE ARA ELEMAN SORUNU
Yeni Ankara'dan Meryem Zelal Direkçi'nin haberine göre, kontenjan düşüşünün temel nedenlerinden biri olarak, devletin gençleri mesleki eğitime yönlendirme amacı öne çıkıyor.
Türkiye'de uzun süredir devam eden nitelikli ara eleman eksikliğinin, birçok sektörü olumsuz etkilediğini belirten Ali Murat Karabağ, bu hamlenin gençleri meslek liselerine, teknik eğitim programlarına ve kısa süreli sertifika programlarına teşvik etmeyi amaçladığını ifade etti.
Ayrıca, devlet üniversitelerinin fiziksel kapasite ve öğretim üyesi sayısının da kontenjanları sınırladığı, geçmiş yıllardaki fazla öğrenci alımının eğitim kalitesini düşürdüğü ve mezunların iş bulma oranlarını olumsuz etkilediği belirtiliyor.
REKABET ARTIYOR, YENİ YOLLAR AÇILIYOR
Kontenjanların azalmasıyla birlikte üniversiteye girmek için gereken puanlar ve başarı sıralamaları yükselecek.
Bu durum, adaylar arasındaki rekabeti daha da kızıştırırken, üniversite hayaline ulaşmayı zorlaştıracak. Ancak, bu durumun bazı gençler için yeni kapılar açabileceği de vurgulanıyor.
Ali Murat Karabağ, kontenjan düşüşünün bazı öğrencileri, üniversite diploması yerine doğrudan bir meslek edinmeye yöneltebileceğini ve farklı kariyer planları yapmaya teşvik edebileceğini söyledi.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE TALEP ARTABİLİR
Devlet üniversitelerindeki kontenjan azalışı, vakıf üniversitelerine olan talebi artırabilir.
Geçen yıl 191 bin olan vakıf üniversitesi kontenjanı bu yıl 197 bine yükseldi.
Bu artış, devlet kontenjanlarındaki düşüşü dengelemeye yönelik bir hamle olarak değerlendirilse de, vakıf üniversitelerinin yüksek maliyetleri ve burs olanakları, öğrencilerin tercihlerinde belirleyici bir faktör olacak.
Ali Murat Karabağ, burs imkanlarının genişletilmesi halinde, devlet üniversitelerine yerleşemeyen öğrencilerin vakıf üniversitelerine yönelebileceğini dile getirdi.
EĞİTİM POLİTİKASI, EKONOMİYLE İÇ İÇE
Ali Murat Karabağ, kontenjan düşüşünün sadece bir eğitim meselesi olmadığını, aynı zamanda ekonomik politikalarla da yakından ilişkili olduğunu belirtti.
Üniversitelerin her yıl binlerce mezun vermesine rağmen, iş dünyasının aradığı niteliklerle mezunların sahip olduğu yetkinlikler arasındaki uyumsuzluğun işsizliğe yol açtığını ifade etti.
Bu hamlenin, arz-talep dengesini daha iyi kurma potansiyeli taşıdığını ancak nitelikli iş gücü açığı doğurma riskini de beraberinde getirdiğini vurguladı.
Ali Murat Karabağ, sorunun kökten çözümü için sadece kontenjan azaltmanın yeterli olmadığını, üniversite bölümlerinin geleceğinin ve varlık nedeninin sorgulanması gerektiğini belirterek, kapsamlı bir yapısal reforma ihtiyaç olduğunu söyledi.
GELECEK KAYGISI VE TOPLUMSAL BİR SORUN
Son olarak işsizlik konusuna değinen Karabağ, kısa vadede üniversite mezunu sayısının azalmasının işsizliği düşürebileceğini, ancak meslek edinemeyen veya eğitimsiz kalan gençlerin genel işsizlik oranını artırma riskine dikkat çekti.
Ali Murat Karabağ, bu durumun gençler için bir boşluk ve kaybolma hissi yaratabileceğini ve bu yüzden meselenin yalnızca bir kontenjan sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir 'beka sorunu' olduğunu vurguladı.
Sorunun çözümünün, mezunlara iş imkanı yaratmak ve üniversite dışında da kaliteli eğitim seçenekleri sunmakla mümkün olabileceğini ifade etti.
