Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yahya Terzi liderliğinde yürütülen bilimsel bir araştırma, Türkiye'nin Karadeniz kıyılarındaki deniz kirliliğinin çarpıcı boyutlarını gözler önüne serdi.
Çevresel etkileriyle bilinen bu hassas ekosistem, insan kaynaklı atıklarla boğuşurken, yapılan analizler plajların yüzde 90'ının kirli veya çok kirli olduğunu gösterdi.
Bu kapsamlı çalışma, Karadeniz havzasının ortak sorunu olan deniz çöpü kirliliğine dair önemli veriler sunuyor.

DENİZ ÇÖPÜ NEDİR VE NASIL OLUŞUR?
Deniz çöpü, nehirler, rüzgar, dalga ve fırtınalarla denize veya kıyı şeritlerine ulaşan, insan tarafından üretilmiş her türlü katı atığı ifade eder.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre, cam ve metal gibi atıkların büyük bir kısmı okyanus tabanına çökerken, su yüzeyinde kalan plastik maddeler deniz kirliliğinin en önemli kaynağını oluşturuyor.
Bu plastikler, doğada çözünmeden uzun yıllar boyunca kalabiliyor ve deniz canlıları ile ekosistem için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Karadeniz gibi kapalı veya yarı kapalı denizlerde su sirkülasyonunun sınırlı olması, bu kirliliğin birikmesine ve yoğunlaşmasına neden oluyor.

EN TEMİZ VE EN KİRLİ PLAJLAR
Araştırma, Karadeniz kıyı şeridindeki kirlilik seviyelerini metrekare başına düşen çöp adedine göre sınıflandırdı.
Buna göre, İstanbul'daki Kısırkaya Plajı, metrekarede 0,24 adet çöp ile en temiz bölge olarak belirlendi. Kısırkaya'yı, metrekarede 0,246 çöp ile Trabzon Laila Plajı takip etti.
Kirliliğin en yoğun olduğu bölgeler ise doğu Karadeniz'de yer aldı. Artvin Kopmuş Plajı, metrekarede 2 bin 124 adet çöp ile en kirli plaj oldu.
Artvin'deki bu plajı, Bartın Kapısuyu Plajı (1602 adet), Artvin Üç Kardeş Plajı (1464 adet) ve Samsun Terme Plajı (1326 adet) izledi.
İstanbul Şile'deki Uzunkum Plajı'nda ise metrekarede 1206 adet çöp tespit edildi.

SİGARA İZMARİTİ EN YAYGIN ATIK TÜRÜ
Araştırma kapsamında toplanan toplam 29 bin 610 katı atık, türlerine göre sınıflandırıldı.
Verilere göre, atıkların yüzde 88'ini plastik malzemeler oluştururken, kağıt ve metal atıklar yaklaşık yüzde 3,5'lik bir orana sahip.
Doç. Dr. Yahya Terzi'nin açıklamasına göre, kıyılarda en sık rastlanan atık türü ise sigara izmaritleri oldu.
Bunun yanı sıra, tek kullanımlık plastiklerden kaynaklanan kırılmış plastik parçaları, gıda ambalajları, içme suyu şişeleri ve kapakları da yaygın olarak bulunan atıklar arasında yer aldı.
Araştırmada ayrıca, insan sağlığı için tehlikeli olabilecek cam kırıkları, medikal atıklar ve kesici metal parçaları gibi atıklara da rastlandı.
Bu durum, plajları kullananlar için yüksek bir risk oluşturuyor.

KİRLİLİK SORUNU SINIR TANIMIYOR
Doç. Dr. Yahya Terzi, deniz kirliliğinin sadece Türkiye'nin değil, tüm Karadeniz havzası ülkelerinin ortak sorunu olduğuna dikkat çekti.
Karadeniz'deki akıntı sistemi, çöplerin bir ülkeden diğerine taşınmasına neden oluyor.
Bu da kirlilikle mücadelenin uluslararası bir işbirliği gerektirdiğini gösteriyor.
Doç. Dr. Yahya Terzi, Avrupa Birliği'nin 2050 yılına kadar metrekarede çöp miktarını 1 adedin altına indirme hedefine ulaşmanın, özellikle Karadeniz'deki yoğun kirlilik nedeniyle zorlaştığını belirtti.
İklim değişikliğiyle artan aşırı hava olayları, çöplerin taşınımını ve birikimini değiştirerek yeni kirlilik odakları oluşturabilir.

ÇÖZÜM: KAYNAĞINDA ÖNLEMEK
Doç. Dr. Terzi, deniz kirliliğiyle mücadelede en etkili yöntemin, atıkları kaynağında önlemek olduğunu vurguladı.
"Düşünün, bir teknedesiniz, tekneniz su alıyor, siz kova ile o suyu boşaltmaya çalışıyorsunuz fakat teknenize giren su sizin attığınızdan daha fazla" diyerek durumu metaforik bir şekilde açıkladı.
Bu benzetme, sadece temizlik çalışmalarının yeterli olmayacağını, asıl sorunun atık üretimini azaltmak olduğunu ortaya koyuyor.
Çözüm, kirliliğin oluşmasını engellemekten ve bilinçli tüketim alışkanlıkları kazanmaktan geçiyor.
Plajda şoke eden manzaralar: Çöplüğe döndü! Vatandaş isyan etti
