Konut kiralarında yaşanan gerilim, özellikle son yıllarda fahiş kira artışları ve tahliye talepleriyle daha da artmış durumda. Kiracıların mevcut kira bedelleriyle barınma hakkını koruma çabaları bir yanda sürerken, ev sahipleri ise artan maliyetler ve ailevi gerekçelerle evlerini geri almak için mahkeme yoluna başvuruyor. Yargıtay’ın son verdiği karar da bu mücadelenin yargıya yansıyan örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
“OĞLUM ALMANYA’DAN DÖNÜYOR” GEREKÇESİ MAHKEMEYE TAŞINDI
Yargıtay’a taşınan dosyada, kiracının 10 yılı aşkın süredir oturduğu bir konutun yeni sahibi, satın aldığı evin oğlunun konut ihtiyacı için kullanılacağını belirterek tahliye davası açtı. Kiracı ise ev sahibinin gerekçesini samimi bulmadığını belirterek davanın reddini talep etti.
Yerel mahkeme, kiracının iddialarını yerinde bularak ev sahibinin tahliye talebini reddetti. Ancak ev sahibi kararı temyize taşıdı.
YARGITAY: MAHKEME İNCELEMESİ YETERSİZ VE HATALI
NTV'de yer alan habere göre; Yargıtay ilgili dosyayı inceledikten sonra, ilk derece mahkemesinin kararında maddi hata bulunduğuna hükmetti. Ev sahibinin dava sürecini usulüne uygun şekilde yürüttüğü, konut ihtiyacının samimi olduğu ve davanın tüm aşamalarının hukuka uygun gerçekleştiği vurgulandı.
Yüksek Mahkeme, temyiz talebini oy birliğiyle kabul ederek yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verdi.
“KONUT İHTİYACI” GEREKÇELİ TAHLİYELER ARTIŞTA
Son yıllarda ev sahipleri, mevcut kiracılarını tahliye etmek için sıklıkla “konut ihtiyacı” gerekçesine başvuruyor. Evlenme, boşanma, yurtdışından dönüş gibi gerekçelerle açılan bu davalarda, mahkemeler “samimi ihtiyaç” unsurunu inceleyerek karar veriyor. Ancak uygulamada birçok ev sahibi, ihtiyaç iddialarını yalnızca kira gelirini artırma aracı olarak kullandığı gerekçesiyle reddediliyor.
Yargıtay’ın bu kararı ise, ev sahibinin konut ihtiyacının gerçekten var olduğu ve sürecin yasal sınırlar içinde yürütüldüğü durumlarda kiracının tahliyesinin hukuka uygun olacağına dikkat çekiyor.
