Gençler arasında hızla yayılan ve sosyal medyada dikkat çeken “Shrekking” flört trendi, ilişkilere dair yeni bir bakış açısı sunsa da, uzmanlar bu yaklaşımın yanıltıcı beklentilere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
SHREKKING NEDİR?
“Shrekking”, adını ünlü animasyon filmi Shrek’ten alıyor. Filmdeki "çirkin ama iyi kalpli" Shrek karakteri ile Prenses Fiona'nın aşkından esinlenen bu akım, özellikle Z kuşağı arasında hızla popülerleşti.
Trendin temelinde, bireylerin bilinçli olarak daha az fiziksel çekiciliğe sahip partnerleri tercih etmesi yatıyor. Bu tercih, dış görünüşten ziyade karakter özelliklerine odaklanmayı temsil ediyor.

SOSYAL MEDYADA SHREKKING RÜZGARI
Özellikle TikTok gibi platformlarda binlerce kullanıcı, Shrekking deneyimlerini mizahi bir dille paylaşarak akımı destekliyor. Kimi kullanıcılar bu yöntemin “daha iyi kalpli” partnerler bulmaya yardımcı olduğunu savunsa da, çoğu kişi sonunda hayal kırıklığı yaşadığını ifade ediyor.
Bir TikTok kullanıcısı durumu şöyle özetliyor:
“Bize çekici gelmeyen birine şans veriyoruz, iyi davranacağını düşünüyoruz. Ama çoğu zaman hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor.”
“ÇEKİCİLİK İKİNCİ PLANDA OLMAMALI”
İlişki koçu ve Breakup Bootcamp: The Science of Rewiring Your Heart kitabının yazarı Amy Chan, USA Today'e verdiği demeçte, bu davranış modelinin yeni olmadığını ancak yanlış anlaşıldığını belirtti.
“Çekiciliği tamamen ikinci plana atmak yanlış değil. Ancak daha az çekici birini seçmenin otomatik olarak daha sağlıklı bir ilişki getireceğini düşünmek büyük bir yanılgı,” dedi.

MUTLULUK GARANTİSİ YOK
Uzmanlara göre, Shrekking trendi gençlerin farklı ilişki deneyimlerini keşfetme çabasını yansıtsa da, düşük standartlarla flört etmek uzun vadeli mutluluk anlamına gelmiyor.
Trendin hızlı yükselmesi, modern ilişkilerde beklentilerin ve algıların değişkenliğini gözler önüne seriyor.
UZMANLARDAN GENÇLERE ÖNERİLER
Psikologlar ve ilişki uzmanları, partner seçiminde yalnızca fiziksel çekicilik ya da dış görünüşe odaklanmamanın önemli olduğunu kabul etseler de, bireylerin içsel çekimi tamamen göz ardı etmemeleri gerektiğini vurguluyor.
Duygusal bağ, ortak değerler, iletişim kalitesi gibi unsurların da sağlıklı bir ilişki için olmazsa olmaz olduğu hatırlatılıyor.
